MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Asıl Dava: Ecrimisil, Birleşen Dava: Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesince 21.09.2017 tarihli ve 2016/209 Esas, 2017/271 sayılı kararıyla asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup Mahkeme hükmüne karşı asıl davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddi şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez asıl dosyada davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Asıl davada davacı ... vekili, vekil edeninin paylı malik olduğu 3 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından haksız kullanıldığını belirterek, dava değerini 2.000 TL göstermek suretiyle, davalı aleyhine dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için belirlenecek ecrimisile karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında taleplerini 21.852,00 TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen davada davacı ... ... ve ... vekili davalının bahsi geçen 3 nolu bağımsız bölüme elatmasının önlenmesini ve 1.000 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın reddine ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar asıl davada davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, asıl davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK"nin 362. maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, aynı maddenin 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 42. maddesiyle değişik 1/a bendinde de "Miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş; anılan 40.000,00 TL"lik kesinlik sınırı 2018 yılı itibarıyla 47.530,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Somut olayda, temyize gelen asıl davada davacı ...’in ecrimisil talebini 21.852,00 TL’ye yükselttiği ve sonuç olarak asıl davada talep edilen alacak miktarının 2018 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 47.530,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, eldeki dava bakımından asıl davada davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı HMK"nin 362. maddesi uyarınca 2018 yılı itibarıyla miktar ve değeri 47.530,00 TL"yi geçmeyen Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olduğundan temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.