8. Hukuk Dairesi 2015/9615 E. , 2015/17459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2012
NUMARASI : 2012/541-2012/595
Hazine ile .. Vakfı Metal San. Tic. A.Ş. aralarındaki dava hakkında Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 22.11.2012 tarih ve 541/595 sayılı hükmün Daire"nin 22.01.2015 gün ve 2014/22488 Esas, 2015/1442 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davacı Hazine vekili ve davalı şirket vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı Hazine vekili, davalı adına tapuda kayıtlı .. Köyü 2490 parselin 166,80 m2 kısmının kıyı kenar çizgisi içinde yer aldığını ve parsel üzerine beton iskele yapıldığını açıklayarak 166,80 m2’lik bölüme ilişkin tapu kaydının iptaline, taşınmaz üzerindeki beton iskelenin kal’ine karar verilmesini istemiş, bilirkişi raporu sonrası isteğini 1187 m2 olarak ıslah etmiştir.
Davalı şirket vekili, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, mülkiyet hakkının korunması gerektiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, evvelce verilen hükümlerin Yargıtay tarafından temyiz incelemeleri sonunda bozulması üzerine verdiği son kararında, davanın kabulüne, 2490 parselin fen bilirkişisi T.. K.."ın 14.07.2008 tarihli raporunda B harfi ile gösterilen 1187 m2"lik kısma ait davalı tapusunun kıyı kenar çizgisi içinde kalması sebebiyle iptaline, bu kısmın kıyı olarak terkinine, 2490 parselin kıyı kenar çizgisi içinde kalan ve tapusunun iptaline karar verilen bölümde yer alan çin bahçesi, bahçe ihata duvarı, yürüyüş yolunun kal"ine, beton iskele ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm, davacı Hazine vekili, davalı şirket vekili ile üçüncü kişi şirket vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 22.01.2015 tarih 2014/22488 Esas 2015/1442 Karar sayılı ilamı ile davacı Hazine vekili ve davalı şirket vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve hüküm onanmıştır. Davacı Hazine vekili, davalı şirket vekili ile üçüncü kişi şirket vekili süresinde karar düzeltme isteğinde bulunmuşlardır.
1187 m2 kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının belirlenmesi üzerine bu kısımla ilgili tapu kaydının iptaline karar verilen turistik tesis alanı niteliğinde, 21.385,32 m2 miktarındaki 2490 parsel dava açıldığı tarihte davalı .. Vakfı Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına tapuda kayıtlı iken 22.11.2012 karar tarihinden sonra 10.05.2013 tarihinde tapuda E.. A..."ye tapuda devredilmiş olup, maliki halen bu şirket görünmektedir.
Dairenin 22.01.2015 tarihli temyiz incelemesi sırasında 2490 parselin tapuda malikinin değiştiği ve halen de temyiz isteğinde de bulunan E.. A... adına kayıtlı olduğu gözden kaçırılmış, üçüncü kişinin temyiz itirazları incelenmeksizin sadece davacı Hazine vekili ile davalı şirket vekilinin temyiz itirazları incelenmek suretiyle onama sevkedilmiştir. Bu nedenle her ne kadar davacı Hazine vekili ile davalı şirket vekili dışında üçüncü kişi şirket vekilinin de karar düzeltme isteğinde bulunduğu görülmekte ise de temyiz incelemesi sırasında üçüncü kişi şirket vekilinin temyiz isteğinin maddi hata ile gözden kaçırıldığı dikkate alınmış, Dairenin 22.01.2015 tarih 2014/22488 Esas 2015/1442 Karar sayılı ONAMA KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilerek, öncelikle üçüncü kişi şirket vekilinin maddi hata ile gözden kaçırıldığı anlaşılan temyiz isteğinin incelenmesine geçilmiştir.
Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, dava konusunun davalı tarafından devri halinde ne yapılacağı 1086 sayılı HUMK’nun 186. maddesinde gösterilmiş, aynı düzenleme sonradan yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesinde de benimsenmiştir. Buna göre "" Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı seçimlik yetki olarak: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür "" hükmü mevcuttur. Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, Mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Somut olayda, dava konusu 2490 parselin dava açıldıktan sonra, ancak mahkemece hüküm kurulduğu 22.12.2012 tarihinden sonra 10.05.2013 tarihinde üçüncü kişi E.. A..."ne tapuda devredildiği, dolayısı ile davalı tarafından dava konusunun devredilmesi sebebiyle kayıt malikinin değiştiği anlaşıldığına, karar tarihinden önce dava konusunun devredilmemiş olması sebebiyle Mahkemenin karar sonrası yapılan devirden bilgi sahibi olamayacağı ve bir işlem yapamayacağı açık ise de, karar sonrası dava konusunun devredilmesi sebebiyle verilen hükmün bu hali ile eski malik aleyhine kesinleşmesi halinde kararın yeni malik aleyhine infazının mümkün olmayacağı açıktır. Davacının her ne kadar HMK"nın 125.maddesine göre seçimlik hakkı var ise de, kıyı kenar çizgisi içinde kalan ve kamunun yararlanmasına terkedilmesi gereken, bedel karşılığı terki de mümkün olmayan kıyı olan taşınmaz bölümü ile ilgili olarak, davacının talebini tazminata dönüştürmesi seçeneği söz konusu değildir. Bu durumda davacının tek seçeneği, davayı taşınmazı devralan yeni malike karşı da tapu iptali/terkin davası olarak yürütmektir. Bu durumda, öncelikle belirtilen usulü eksiklik giderilip, taşınmazı devralan yeni malike davalı sıfatıyla tebligat yapılıp delil gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, gerçekleşecek sonuca göre işin esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekir. Bu nedenlerle, açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Üçüncü kişi şirket vekilinin temyiz olarak nitelendirilen isteği açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı Hazine vekili ile davalı şirket vekilinin taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, incelemenin temyiz incelemesi şeklinde yapılması sebebiyle taraflarca HUMK"un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"un 440/III-2. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.