7. Hukuk Dairesi 2014/3240 E. , 2014/6882 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Antalya 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 28/11/2013
Numarası : 2013/77-2013/591
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalı şirkette 01/05/2001 tarihinde çalışmaya başladığını, 15/01/2013 tarihinde kendisine yazılı bildirim yapılmaksızın iş ahlakına sahip olmadığı, haksız başkaca kazanç elde ettiği yönündeki mesnetsiz ve kötü bahanelerle işten çıkartıldığını, işverenin fesih bildirimini yazılı olarak sebeplerini açık bir şekilde kesin olarak bildirmesi gerektiğini, fesih için gerekli olan geçerli bir sebep olmadığı gibi, feshin yazılı olarak mantıklı ve kabul edilebilir yapılmamış olması sebebiyle işe iadesi ile çalıştırılmayan 1 aylık ücreti ile 8 aylık işgüvencesi tazminatına, işten çıkarılma sebebi olarak kendisine iletilen sebepler nedeniyle psikolojik olarak yıprandığını belirterek, 2000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin disiplinsizlik göstermesi ve şirketin yazılı yönetmelik, prosedür ve talimatına aykırı davranması nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, somut uyuşmazlıkta davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatı davacıya ödendiğine göre, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği gerekçesi doğru değildir. Zira feshin haksız olduğu davalı işverenin kabulündedir. Davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17. maddesi uyarınca feshedildiği, davacı ve davalı tanık beyanlarından, davacının yapmakla yükümlü olduğu işini düzgün şekilde yaptığı, iş huzurunu bozacak davranışlarda bulunmadığı, davalı işveren haklı ve geçerli feshi kanıtlayamadığı ve davranışlarına dayanmasına rağmen davacı işçinin savunmasını da almadığından feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davacının işe iadesine, davacı manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de, fesih nedeni ile kişilik haklarının zarara uğradığını ispatlayamadığından talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK"nun 167. (HUMK"nun 46) maddesinde mahkemenin yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan bildirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği, bu durumda mahkemenin ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam edeceği 4857 sayılı Yasanın 20.maddesinde işçinin fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde İş Mahkemesinde dava açabileceği davanın seri (HMK"nun 447.maddesine göre basit yargılama usulü) usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılacağı, mahkemece verilen kararın temyiz halinde Yargıtay"ın bir ay içinde kesin olarak karar vereceği bildirilmiştir.
Feshin geçersizliği ve işe iade isteminin mahkemece iki ay içinde sonuçlandırılması ve Yargıtay"ca bir ay içinde kesin olarak karar verilmesi gerekliliği bu istem ile birlikte manevi tazminat ve sair işçilik alacaklarının aynı davada birlikte veya terditli olarak istenmesi olanağını ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle işe iadeyle birlikte veya terditli olarak diğer işçilik haklarının da dava edildiği hallerde bu davaların ayrılmasına karar verilerek yargılama yapılmalıdır.
Yapılacak iş; davacının manevi tazminat istemine ilişkin davasının feshin geçersizliği ve işe iade istemine ilişkin davadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydetmektir.
İşe İade davası yönünden mahkemenin kabulüne göre de 30.07.2012 tarihinde dilekçe veren ve bu dilekçe üzerine savunma alınıp davacının sözlü uyarılmasına karar verilen iddialarla ilgili olarak, davalı işyerinde çalıştığını iddia eden E.. B.. isimli çalışanın SGK kayıtlarında davalı şirkette çalışıp çalışmadığı, çalışmışsa hangi tarihler arası çalıştığı tespit edilerek, resen dinlenilmesi ve davacının dava dilekçesindeki "davacının çalıştırılmayan 1 aylık ücreti ile 8 aylık işgüvencesi tazminatına" şeklindeki talebinin ne olduğunun da açıklattırılması sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 26.03.2014 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.