14. Hukuk Dairesi 2015/13554 E. , 2018/4324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.06.2013 gününde verilen dilekçe ile yükleniciden satın almaya dayalı ... iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yükleniciden satın almaya dayalı ... iptal ve tescil ve kat irtifakı tesisi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı ile davalı yüklenici ... İnşaat Taah. Gıda Tekstil Emlak Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında resmi şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 2453 ada 7 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı binada yapılacak 2 ilave katta toplam 8 dairenin davacıya satışının vaat edildiğini, satış bedelinin ödendiğini, binada mevcut bir kat irtifakı kurulu olduğundan diğer bağımsız bölüm maliklerinin davalı sıfatıyla gösterildiğini ve diğer davalıların tadilat projesine muvafakat verdiklerini, dava konusu bağımsız bölümlerin davacı adına tescili ile ilave 2 kattaki bağımsız bölümlerin de dahil olacağı şekilde hükmen kat irtifakı tesisini talep etmiştir.
Davalı yüklenici vekili, 04.09.2012 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin gerçekte müvekkilinin davacıya olan borcuna karşılık olarak teminat amaçlı yapıldığını, ayrıca müvekkil şirketin mali açıdan zor durumda olması nedeniyle dava konusu inşaattaki bir kısım imalatların davacı tarafından finanse edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, husumet itirazında bulunarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davalı yüklenici şirketin temsilcisi... hükmün temyiz edilerek dosyanın Yargıtay’a gönderilmesinden sonra vermiş olduğu kimliği onaylı 12.08.2015 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Davalı yüklenici şirketin vekili 20.10.2015 tarihli dilekçesi ile şirket temsilcisinin kabule ilişkin dilekçesinin hukuki geçerliliği olmadığını, davalı şirketin diğer davalılar ile zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, diğer davalıların kabulü olmadan kabul beyanının geçerli olmadığını belirterek, kabul beyanının reddi ile hükmün onanmasını istemiştir.
6100 sayılı HMK’nun 308. maddesinde kabulün, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesi olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Yukarıda belirtildiği üzere kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki kabulün geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır.
6100 sayılı HMK’nun 311. maddesinde irade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği belirtilmiştir. Davalı yüklenici vekilinin, şirket temsilcisi tarafından yapılan kabul beyanıyla ilgili dilekçesinde irade sakatlığı iddiası bulunmamaktadır. Davalı yüklenici şirket vekilinin kabul beyanından dönmesi mümkün değildir.
Bu nedenle kararın, davalı yüklenicinin davayı kabul beyanı değerlendirilerek mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.