Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12662
Karar No: 2018/1576
Karar Tarihi: 05.03.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/12662 Esas 2018/1576 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/12662 E.  ,  2018/1576 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalı tarafın müvekkiline karşı icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, alacağın konusunun mülkiyeti davacıya ait taşınmazda elektrik kablolarının kısa devre yapması sonucu meydana gelen yangın olduğunun belirtildiğini, yangının çıkış sebebi tam olarak tespit edilmeden olay tarihindeki kiracıya ödeme yapan davalı şirketin yaptığı ödemeyi haksız ve kötü niyetli olarak müvekkilinden talep ettiğini, yangının çıkış nedeniyle ilgili herhangi bir ekspertiz raporunun tanzim edilmediğini, hiçbir tespit yapılmadığını, taşınmazın 18/06/2004 tarihinde ..."den satın alındığını, bina sahibinin sorumluluğu cihetine gidilecek olsa dahi sorumluluğun taşınmazı kendilerinden satın aldıkları şahıslarda olduğunu, müvekkilinin itirazı kayıtla ödeme yaptığını ileri sürerek, 47.700,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; olay tarihinde davalıya ait taşınmazda elektrik kablolarının kısa devre yapması sonucu meydana gelen maddi zararın müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini, bu ödemenin rücuen tahsili için davacı hakkında icra takibi yapıldığını, usulüne uygun tebligata rağmen itiraz olmaması nedeniyle icra takibinin kesinleştiğini, eksper ve yangın raporu doğrultusunda poliçe limiti dahilinde ödeme yaptığını, kablo tesisatının açıktan döşenmesi sonucu zaman içinde birbirine temas ederek davaya konu yangının oluştuğunu, davacının bina sahibi olması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğunu, Borçlar Kanunu"nun 69.maddesi gereğince davacının sorumlu olduğunu, zararı karşılamakla yükümlü bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacının bina sahibi sıfatıyla kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve icra dosyasına yaptığı ödemenin istirdatını talep etme hakkına sahip olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, konut sigorta poliçesi gereği ödeme yapan davalı sigortanın ödediği bedeli icra takibi sonucu ödemek zorunda kaldığı bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Davacı; bu davayı dava konusu taşınmazın kiracısının halefi olan sigorta şirketine karşı açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde davacı ile davalı sigorta şirketi arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03.07.1944 sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır.Öte yandan, TTK"nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.6100 sayılı HMK"nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira
    ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir.(1086 Sayılı HUMK"nun 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti).Somut olayda, davacının; dava konusu taşınmazın kiracısının halefi olarak sigortacısına karşı açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davacı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu açıktır.
    Bu nedenle mahkemece, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği nazara alınarak, HMK"nın 1/c maddesi gereğince mahkemenin görevli olmaması nedeniyle HMK"nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 05/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi