Abaküs Yazılım
İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/563
Karar No: 2022/7
Karar Tarihi: 06.01.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/563 Esas 2022/7 Karar Sayılı İlamı

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ


ESAS NO : 2020/563 Esas
KARAR NO : 2022/7

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 06/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu ..---- dosyası ile aleyhine yürütülen 3.287,61 TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen alacağa ---- tarihinde itiraz ettiğini, davalının dava dışı lehtar ---- turarındaki bono düzenleyerek verdiğini, daha sonra dava dışı ----- tarafından bono, müvekkil ....--- ciro edildiğini ve müvekkilinin bonunun yetkili hamili olduğunu, ancak davalı ---- ödenmesi için ibraz edilen iş bu bonoya davalı borçlu, müvekkile ödemeyerek temerrüde düştüğünü, vade tarihinden davaya konu icra takibin başlatıldığını tarih olan ---- kadar borcu ödemek için çaba sarfedilmemesi ve borcun ödenmemesi üzerine iş bu borcun tahsili amacıyla--- dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazının haksız olduğunu, yapılan icra takibinin aynen devamını ve davalı borçlunun nakit alacak miktarı üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve işlemiş faizin davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı tarafından 6100 Sayılı HMK'nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : ---- sayılı dosyası,---- vade tarihli ---dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Dosya mahkememize------ görevsizlik kararı sonucunda gelmiştir. Mahkememizce taraflara davetiye gönderilerek yargılama sürdürülmüş ve tahkikat tamamlanarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas---- sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür.
2004 Sayılı İİK.'nın 67.maddesi; "(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır." hükmüne amirdir.
Dava esasen, zamanaşımına uğrayan bonoya dayalı olarak alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Bonoda zamanaşımı konusunda özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK'nin 778/1 -h maddesi ile poliçedeki zamanaşımına dair TTK'nin 749 ilâ 751. maddelerine yollama yapılmaktadır.
Ancak poliçede zamanaşımının kesilmesini düzenleyen TTK'nin 750 ve 751. maddeleri bonoya doğrudan uygulanabilir ise de poliçede zamanaşımı sürelerini düzenleyen TTK’nin 749. maddesi bononun niteliğine aykırı düşmeyecek şekilde uygulanacaktır.
TTK’nin 749. maddesi şu şekildedir.
“(1) Poliçeyi kabul edem karşı ileri sürülecek poliçeden doğan İşlemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
(2) Hamilin, cirantalarla düzenleyene karşı ileri süreceği İstemler, süresinde çekilen protesto tarihinden---- kaydı varsa vadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
(3) Bir cirantanın başka cirantalarla düzenleyen aleyhine ileri süreceği istemler, cirantanın poliçeyi ödediği veya poliçenin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar."
Buna göre TTK'nin 779/1 maddesi gereğince bonoda düzenleyen, tıpkı poliçede kabul eden muhatap gibi sorumlu olduğundan ona karşı ileri sürülebilecek bonoya dayalı talep hakları da vadeden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Hamilin düzenleyen dışındaki başvuru borçlularına karşı talep hakları ise süresinde çekilen ödememe protestosu tarihinden, bono üzerinde protestodan muafiyete yönelik bir kayıt varsa bu kez vadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Nihayet başvuru borçlusu sıfatıyla Ödeme yapan bir cirantanın kendisinden önce gelen başvuru borçlularına ileri sürebileceği talepler ise, bonoyu ödediği veya bono dava yoluyla kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı aylık zamanaşımı süresine tabidir.
Ancak zamanaşımı süresine dair TTK’nin 749. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanabilmesi için öncelikle hamilin başvurma hakkını kaybetmemiş olması gerekir. Dolayısıyla bononun, mücbir sebeplere ilişkin TTK'nin 731/1 maddesi saklı kalmak kaydıyla süresinde ibraz edilmemiş olması ya da ibraza rağmen ödenmeme durumunun süresinde düzenlenen bir protesto ile tespit ettirilmemiş olması hâlinde bonoya özgü başvurma hakkı da kaybedileceğinden, artık bir yıllık ve altı aylık zamanaşımı sürelerinin uygulanması da söz konusu olmayacaktır.
Zamanaşımına Uğrayan Bononun Hukuki Niteliği
Bono Kanun’da belirtilen zamanaşımı süresinin geçmesi ile birlikte kendiliğinden kambiyo senedi vasfını kaybetmez. Ancak borçlunun zamanaşımı definde bulunması hâlinde bono, kambiyo senedi vasfını kaybeder.
Borçlu süresi içerinde zamanaşımı definde bulunmaz ise bono kambiyo senedi vasfını kaybetmeyeceği için hamil, bonoya davalı olarak İcra takibi yapabilir veya alacak davası açabilir. Ayrıca zamanaşımı bir defi olduğundan hâkim tarafından resen dikkate alınamaz, mutlaka ilgili kişinin bu defiyi ileri sürmesi gerekir.
Borçlunun zamanaşımı defini süresi içerisinde ya dava sırasında ya da İcra takibi sırasında ileri sürmesi gerekir.
Borçlunun zamanaşımı definde bulunması üzerine bononun hamili, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kaybeder. Görüldüğü üzere burada bononun kambiyo senedi vasfını kazanmasından sonra zamanaşımı definin kaybettirici etkisi söz konusudur. Bu itibarla zamanaşımı definin kaybettirici etkisi nedeniyle zamanaşımına uğrayan bono alacağının, adi borca dönüşmesine imkân bulunmadığı gibi zamanaşımına uğrayan bononun da adi senede dönüşmesi mümkün değildir.
Zamanaşımına uğrayarak kambiyo senedi vasfını kaybeden bono adi senede dönüşmemekle birlikte bu bonodan HMKnin 202. maddesi kapsamında (yazılı) delil başlangıcı olarak yararlanılabilecektir. (Bununla birlikte zamanaşımına uğramış bononun (yazılı) delil başlangıcı teşkil etmesi için de, iddia eden kişi ile karşı taraf arasında bir temel ilişkinin bulunması gerekmektedir. Böyle bir temel İlişkinin bulunmadığı durumlarda, iddia eden kişi yönünden zamanaşımına uğramış bono (yazılı) delil başlangıcı dahi teşkil etmeyecektir.
Senetle ispatı gereken bir hukuki işlem hakkında delil başlangıcı varsa o hukuki işlem tanık dinlenerek de ispatlanabilir (HMK. m. 202/1). Delil başlangıcının varlığı hâlinde hâkim, hem delil başlangıcı hem de dinlenen tanık ve diğer takdirî delilleri serbestçe değerlendirerek bir karar verecektir.
Bonodan doğan borç tam olarak ifa edilince, temel borç ilişkisinden doğan borç da sona erer, Buna karşılık bononun zamanaşımına uğraması sebebiyle kambiyo hukukuna dayalı talep hakkının kaybedilmesi hâlinde temel borç ilişkisinden doğan talep hakkı varlığını sürdürmeye devam eder. Bu durumda hamil, uğradığı zararın tazmini amacıyla TTK’nin 732. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme davasından yararlanabileceği gibi kendi cirantası ile arasındaki temel borç ilişkisine de dayanabilmektedir.
TEMEL BORÇ İLİŞKİSİNE DAYALI OLARAK TALEBİN İLERİ SÜRÜLMESİ SADECE DOĞRUDAN DOĞRUYA İLİŞKİDE BULUNANLAR ARASINDA MÜMKÜN OLDUĞU İÇİN TEMEL BORÇ İLİŞKİSİNE DAYALI OLARAK DÜZENLEYENE TALEPTE BULUNABİLECEK TEK KİŞİNİN LEHTAR OLDUĞUNU BELİRTMEK GEREKİR. BUNA KARŞILIK LEHTAR DIŞINDAKİ BONO HAMİLLERİ DÜZENLEYEN İLE TEMEL İLİŞKİYE TARAF OLMADIKLARI İÇİN BU KAPSAMDA TALEP HAKKINA SAHİP DEĞİLDİR. ZİRA CİRO İLE TEMEL BORÇ İLİŞKİSİ CİRO EDİLENE GEÇMEMEKTEDİR. BAŞKA BİR DEYİŞLE ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN BİR BONOYA CİRO YOLUYLA HAMİL OLAN BİR KİMSE DÜZENLEYENE KARŞI TEMEL BORÇ İLİŞKİSİNE DAYANARAK TALEPTE BULUNAMAZ. FAKAT BONO, HER CİRO EDİLDİĞİNDE YENİ BİR KAMBİYO TAAHHÜDÜ VE BU KAMBİYO TAAHHÜDÜNE İLİŞKİN YENİ BİR BORÇ İLİŞKİSİ SÖZ KONUSUDUR. BU NEDENLE HER HAMİL ANCAK KENDİ TEMEL BORÇ İLİŞKİSİNE DAYANABİLİR.
Temel borç ilişkisi kambiyo hukukunun dışında kalan bir husustur. Bu sebeple kambiyo senetlerine mahsus zamanaşımı hükümleri temel borç ilişkisine uygulanmaz. Temel borç ilişkisine dayanılabilecek hâllerde o ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı süresi uygulanır. Başka bir deyişle temel ilişkiye dayanıldığı durumlarda bonoya dayalı bir kambiyo talep hakkının ileri sürülmesi söz konusu olmadığından, zamanaşımı hakkında da TTK'nin 749. maddesi değil, temel borç ilişkisinin tabi olduğu zamanaşımı süreleri uygulama alanı bulacaktır.
Hemen belirtilmelidir ki, bonoya ilişkin zamanaşımı süresinin geçmesi ile birlikte bonoya dayalı talep hakkı kendiliğinden sona ermemektedir. Bu itibarla hamil, bonoya ilişkin zamanaşımı süresinin geçmesi hâlinde dahi, bonoya dayanarak borçluya karşı takip yapabilir veya genel mahkemelerde alacak davası açabilir. Ancak borçlunun zamanaşımı definde bulunması hâlinde, alacaklı kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını yitirecektir. Bu durum, bonoya ilişkin zamanaşımı süresinin geçmesi ile değil, borçlunun zamanaşımı definde bulunması ile ortaya çıkmaktadır. Borçlu süresi içinde zamanaşımı definde bulunmazsa söz konusu bono, hamile, zamanaşımına uğramamış bir bononun sağladığı tüm imkânları sağlayacaktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, mevcut deliller ve yapılan yargılamaya göre somut olaya gelindiğinde; davacı -alacaklı tarafından ---- Esas sayılı dosyasından --zamanaşımına uğramış bonoya ilişkin icra takibi yapıldığı görülmüştür. Yapılan icra takibine davalıca yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede öncelikle davacı hamil ile davalı keşideci arasında temel sözleşme ilişkisi bulunmadığı davacının bonoyu dava dışı lehtar ------------- temlik cirosu ile aldığı aldığı görülmüş, bononun zamanaşımına uğradığı ve takip tarihi itibariyle---- zenginleşme dayalı başvuru süresinin de geçtiği tespit edilen davaya/takibe konu bono yönünden davacının düzenleyen davalıya karşı hiçbir başvuru hakkı kalmamıştır. Öte yandan taraflar arasında temel sözleşme ilişkisi bulunmadığından davacının genel hükümlere dayanması da mümkün görülmemekle birlikte dava dilekçesinde tanık ve yemin deliline de dayanılmadığı bedihidir. Binaenaleyh yerinde bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK'nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen aleyhinde hüküm verilen davacı taraf sorumlu tutulmak suretiyle 6100 Sayılı HMK'nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 65,37 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 15,33 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)6100 sayılı HMK'nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı asilin yokluğunda; 6100 sayılı HMK.'nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın, miktar yönünden (3.827,61<8.000,00) İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi