11. Ceza Dairesi 2018/2545 E. , 2018/4160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik yapmak, Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar ..., ... ve ... hakkında; beraat
Sanık ... ve ... hakkında Vergi Usul Kanunua muhalefet suçundan; mahkumiyet
I. Sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararına karşı katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ...’in birden fazla kişiye ait kredi kartlarını gerçekte mal veya hizmet satışı olmadığı halde, satış işlemi varmış gibi POS cihazında kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın üzerine atılı eylemin, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 36. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, ... Ltd. Şti’de işçi olarak çalışan sanığın suça iştirak ettiğine dair yeterli delil bulunmadığından, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 36. maddesinde düzenlenen suçtan 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi gerekirken, tefecilik suçunun unsurlarının bulunmadığından bahisle 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine hükmedilmiş ise de, sonuçta beraate hükmolunması isabetli bulunduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün istem gibi ONANMASINA,
II. Sanıklar ... ve ... hakkında sahte belge düzenlemek suçundan verilen kararlara karşı katılan vekili ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, sanıklar ... ve ... hakkındaki kamu davalarının yalnızca tefecilik suçundan açıldığı, Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.08.2011 tarih, 2011/1059 esas sayılı iddianamesi ile 213 sayılı Yasanın 367. maddesi uyarınca kovuşturma şartı olan vergi dairesi başkanlığı mütalaası ve dayanağı olan vergi suçu raporuna uygun olarak ... Ltd. Şti’nin müdürü olan sanık ... hakkında Vergi Usul Kanuna muhalefet suçundan kamu davası açıldığı, sanıklar ... ve ... hakkında “sahte belge düzenlemek" suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden, iddianame dışına çıkılarak dava konusu yapılmayan suçlardan yazılı şekilde hükümler kurulması,
III. Sanıklar ... ve ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararlarına karşı katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların işyerinde 24 ayar külçe altın satışı yapılmamasına rağmen, kendilerine kredi kartı borcunu ödeyemedikleri için başvuran kişilerin kredi kartı borcunu ödeyip, bu kredi kartları ile pos cihazı ile külçe altın satmış gibi işlem yapıp, gerçek olmayan bu alışveriş tutarından belirli bir komisyon elde etmekten ibaret eylemlerinin, hem TCK’nun 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunu hem de 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 36. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, her iki suç için öngörülen cezaların aynı olması karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 44. maddesi ve özel norm ilkesi önceliği gereğince sanıklar hakkında 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 36. maddesinde düzenlenen zincirleme şekilde gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tefecilik suçundan beraat hükmü kurulması,
IV. Sanık ... hakkında sahte belge düzenleme suçundan verilen mahkumiyet kararına karşı sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- Sahte fatura düzenlemek suçunun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki "Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır." şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip incelenerek, yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin belirlenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a-2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçunu işlediğine dair mütala ve vergi suçu raporu bulunulan sanık ... hakkında, mütalaaya uygun olarak 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte belge düzenleme suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açılmasına karşın, her takvim yılında işlenen suçların zincirleme biçimde ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden tek hüküm kurulması,
b- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., sanık ... müdafi ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ... hakkında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan hükümde ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 04.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.