
Esas No: 2021/737
Karar No: 2021/1177
Karar Tarihi: 23.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/737 Esas 2021/1177 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/737
KARAR NO : 2021/1177
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/11/2007
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 11/01/2022
Bakırköy ..... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... sayılı esasında açılan iş bu dava dosyasına yapılan yargılama sonunda verilen kararın bozulması üzerine aynı mahkemenin .... sayılı esasına kaydedilen ve Asliye Ticaret Mahkemelerinin 2011 yılında bölünmesi ile Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi olunan ve yine 2014 yılında Asliye Ticaret Mahkemelerinin 2014 yılında birleşmesi sonucunda mahkememize tevzi olunarak mahkememizin .... sayılı esasına kaydedilen ve yapılan yargılama sonunda verilen kısmen onama kısmen bozma kararı sonucunda mahkememizin ..... sayılı esasına kaydedilen dava dosyasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 30/11/2007 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin .... Hastanesi’nin işleticisi olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme mevcut olmasa da tarafların üzerinde mutabık kaldıkları ve davalı ... Ltd. Şti. tarafından çekilen ihtarnamelerle de taraflar arasındaki geçerliliği kabul edilen, davacı şirketin grup şirketlerinden olan ... ile davalı ..... Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti. arasında akdedilen 22/11/2005 tarihli ve 5 yıl süreli sözleşme gereğince, davacı şirketin işletmekte olduğu hastanede tüp bebek merkezi kurularak işletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını, davalının müvekkili aleyhine keşide ettiği Zeytinbumu ... . Noterliği'nin 18/10/2007 tarih ve .... yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşme gereği poliklinik hasılat payının eksik ödendiği ve ayrıca toplam hasılattan eksik ödeme yapıldığı belirtilerek bu eksik tutarların ödenmesinin talep edildiğini, ihtarname üzerine müvekkili şirketçe hesaplar üzerinde yapılan incelemede sehven eksik ödeme yapıldığının anlaşılması ile, davalı şirketin banka hesabına 31/10/2007 tarihinde eksik kalan tutarların yatırıldığını ve durumun noter ihtarnamesi ile davalıya bildirildiğini, hal böyle iken davalının Zeytinbumu .... Noterliği’nin 01/11/2007 tarih ve .... yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinin haksız olup sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, davalının sözleşmenin 4.43 maddesinde öngörülen usullere uymaksızın fesih gerçekleştirdiğini, müvekkilinin yapılan haksız fesih neticesinde maddi açıdan oldukça mağdur duruma düştüğünü ve erken fesih sebebi ile hem kar mahrumiyetine hem de prestij kaybına uğradığını, sözleşmenin devamında da davalının iyi niyet kurallarına aykırı ve etik olmayan davranışlar sergilediğini belirterek haksız fesâh nedeni ile sözleşmede öngörülen 200.000 USD tutarındaki cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren Merkez Bankasının döviz tevdiat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden işletilecek faizi ile tahsiline ve bu haksız fesih neticesinde müvekkilinin uğramış olduğu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 175.000 TL tutarındaki zararından müvekkili şirket nezdinde davalı lehine en erken 3 ay içinde tahakkuk etmesi muhtemel olan hasılat paylaşımından doğacak toplam 75.000-00 TL nin mahsubu suretiyle şimdilik 100.000.00 TL zararının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, yazılı veya şifahi bir sözleşme ile kararlaştırılmış cezai şart olmadığından tarafların birbirlerinden cezai şart namı ile istemde bulunmalarına olanak olmadığını, böyle bir hak olsa dahi bunun da anlaşmayı haklı nedenlerle fesh eden müvekkiline ait olduğunu, davacının yapılan anlaşmaya uymaması nedeni ile müvekkilinin ihtarname ile sözleşmeyi feshederek hastaneden ayrıldığını, ayrıldıkları gün de yaptıkları işin davacı tarafça bir başka ekibe devredildiğini, bu nedenle davacının her hangi bir zararının olmadığını, anlaşmalı kurumlardan gelen veya gelecek olan hak edişler ile birlikte müvekkilinin davacıdan 270.559.00 TL hak ediş alacağı bulunduğunu, ayrıca davacının hastanesinde müvekkiline ait tıbbı araç ve gereçlerin fesihten sonra dahi iade edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin .... E.sayılı dosyasının tetkikinde; Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... sayılı esasında açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda 30/12/2010 tarihli .... sayılı kararı ile verilen karar Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin .... E. .... K.sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği ve aynı mahkemenin .... sayılı esasına kaydedildiği ve Bakırköy ..... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... E. ..... K. sayılı dosyasının iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, anılan dava dosyasının 2011 yılında ticaret mahkemelerinin yapısının değişmesi üzerine Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği ve ... sayılı esasını aldığı, 18.06.2014 gün 6545 sayılı Yasa ile yapılan düzenleme ile ticaret mahkemelerinin yeniden birleşmesi sonucunda dava dosyası mahkememizin ..... sayılı esasına kaydedildiği ve mahkememizin ... sayılı esasından verilen 27/02/2020 tarihli .... karar sayılı ilam ile <<<...Somut olayda; taraflar arasında, davacı şirket tarafından işletilmekte olan ...... Hastanesinde tüp bebek merkezi kurularak işletilmesi ve hasılatın paylaşılması konusunda 22/11/2005 tarihli ve 5 yıl süreli sözleşme... imzalandığı, tüp bebek işletiminin muhtelif aşamalarında poliklinik hasılat paylaşımının ve toplam hasılat paylaşımının taraflar arasında karara bağlandığı, sözleşmenin 4.43 maddesi ile davalının fesih hakkının, 6. maddesi ile ise her iki tarafın fesih ve tazminat hakkının düzenlendiği, ayrıca 8. maddesinde ise sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya sözleşmenin herhangi bir maddesine aykırı davranılması halinde 200.000 USD cezai şartın hükme bağlandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; asıl davada, sözleşmenin davalı/birleşen dosya davacısı tarafından haksız olarak feshedilip-edilmediği ve bu kapsamda cezai şart ve tazminat istemi; birleşen dava ise sözleşmenin feshi nedeniyle ortaklığın tasfiyesi, bu kapsamda ödenmeyen hasılat payları ve halen iade edilmeyip hastanede kullanılan tıbbi araç ve gereç bedeli noktasında toplanmaktadır.
Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan BK 106 maddesine göre "karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte iki taraftan biri mütemerrit olduğu takdirde, diğeri borcun ifa edilmesi için münasip bir mehil tayin veya münasip bir mehilin tayinini hakimden isteyebilir, bu mehil zarfında borç ifa edilmemiş bulunduğu surette alacaklı her zaman onun ifasını talep ve teehhür sebebi ile zarar ve ziyan davası ikame eylemek hakkını haizdir, bir de akdin icrasından ve teehhürü sebebi ile zarar ve ziyan talebinden vazgeçtiğini derhal beyan ederek borcun ifa edilmesinden mütevellit zarar ve ziyam talep veya akdi feshedebilir."
Davalı/birleşen dosya davacısı tarafından 18/10/2007 tarihli .... yevmiye nolu ihtarnamesi ile 4 aylık poliklinik hasılat payı ödemesinin eksik yapıldığından bahisle davacı/birleşen dosya davalısına 7 günlük süre tanındığı, bunun üzerine davacı/birleşen dosya davalısı tarafından Bakırköy ..... Noterliği'nin 02/11/2007 tarih ve .... yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile sehven eksik ödeme yapıldığını beyanla 31/10/2007 tarihinde eksik ödemelerin davalının banka nezdindeki hesabına yatırıldığının bildirdiği, bu ihtarnamenin 05/11/2007 tarihinde tebliğ edildiği, ancak bu arada davalı/birleşen dosya davacısı tarafından Zeytinbumu .... Noterliği'nin 01/11/2007 tarih ve .... yevmiye nolu ihtarnamesi ile akdin feshedildiği celp ve ibraz edilen ihtarnamelerin tebliğ şerhli onaylı suretleri ile anlaşılmıştır.
Somut olayda davalı/birleşen dosya davacısı tarafından her ne kadar davacı tarafça eksik ödemeler yapıldığı iddiasında bulunmuş ise de, ihtarnamede 2007 yılının Haziran -Temmuz -ve Eylül aylarına ilişkin eksik ödemelerin akdin feshine sebep olarak gösterildiği, ancak hükme esas alınan mali müşavir bilirkişi eliyle tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hukuki ilişkinin sonlandırıldığı 2007 yılı itibariyle davacı/birleşen dosya davalısının kendi defterlerinde davalıya 80.99 TL borçlu göründüğü, davalı/birleşen dosya davacısının defterinde ise verilen hizmet karşılığı ödenen bedeller düşürüldükten sonra borç-alacak bakiyesinin sıfırlandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında geçerli sözleşme hükümlerine dönüldüğünde sözleşmenin 4.43 maddesinde " nakit ödemelerin (anlaşmalı kurumlarda kurumdam ücret tahsil edilmesine rağmen hak ediş ödemelerinde gecikme olması halinde .... önce Işıl'a ihtar çeker. Aynı durumun Tekrarlanması halinde bu durum ..... 'e tek taraflı fesih hakkı tanır." hükmü yer almaktadır. Buna göre; davalı/birleşen dosya davacısının 18/10/2007 tarihli ihtarnamesi ile eksik ödemenin tamamlanması için davacıya 7 gün süre verildiği ve davacının 31/10/2007 tarihinde davalının banka hesabına ödemeyi yaptığı anlaşıldığından artık sözleşmenin feshine dayanak olabilecek durumun ortadan kalktığı ve nihayetinde taraflar arasında geçerli olan sözleşmenin 4.43. maddesinde tek taraflı fesih hakkının aynı durumun tekrarlanması halinde tanındığı, taraflar arasında aynı durumun da tekrarlanmadığı gözetildiğinde asıl dosyanın davalısı ..... Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından yapılan fesih bildiriminin haksız olduğu, bu durumda davacının sözleşmenin 8. maddesine dayanan 200.000 USD'lik cezai şart talebinin yerinde olduğu takdir ve sonucuna varılmıştır.
Davacı cezai şartla beraber akdin haksız fesih nedeni ile uğradığı zararın da tazminini talep etmiştir. BK 159 maddesine göre şart olunan ceza miktarından fazla zarara uğrayan alacaktı borçlunun bir kusuru olduğunu ispat etmedikçe fazlasını isteyemez .Yani alacaklının cezai şart yanında ayrıca zararı için tazminat isteyebilmesi borçlunun kusuru sonucu kararlaştırılmış cezai şarttan fazla bir zarara uğradığını ispat etmesi halinde mümkündür. Teknik bilirkişi eliyle yapılan inceleme neticesinde davacının yıllık ortalama hasılatının 43,566,03 TL olduğu belirtilmiş olup, kar kaybı dışında başka bir zararın oluştuğuna dair dosyada bir veri bulunmadığından ve kar kaybının ise sözleşme ile öngörülen cezai şartı aşmadığı anlaşıldığından davacının ayrıca tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu açıklamalar ışığında asıl davanın kısmen kabulü ile 200.000 USD davacı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının bu döviz cinsinden bir yıllık mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Birleşen dosyadaki taleplere ilişkin yapılan değerlendirme de; birleştirilen dosya davacısı ..... Sağlık Hizmetleri Tİc. Ltd. Şti.'nin tıbbi araç ve gereç bedellerinin kendilerine ödenmesi talebine ilişkin teknik bilirkişiler eliyle incelemeler yaptırılmış ve varılan sonuç uyarınca, araç ve gereçlerin mevcut halleri ile kullanımları mümkün bulunmadığından ve kendilerine iade edilmediğinden, bedellerinin iadesi talebinin yerinde olduğu, işbu cihazların birleştirilen dosya davacısı..... Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. tarafından satın alındığını ispat eder faturaların dosyada mevcut olduğu, dosyada mevcut bu faturalardan cihaz ve aletlerin toplam bedelinin 228.850,00-Euro olduğu, ancak..... Sağlık Hizmetleri Tic, Ltd. Şti.'nin sözleşmeyi feshettiği tarihte tıbbi cihaz ve aletlerin 2 yıllık olması nedeniyle fatura bedelleri üzerinden senelik %5 olmak üzere, toplamda %10 oranında yıpranma payı düşülmesi gerektiği nazara alınarak teslim edilmesi gereken tarihte cihazların rayiç bedelinin 205.965,00-Euro olarak tespit edildiği, ancak davacının tıbbi araç ve gereç bedelini dava ve icra takip tarihinde TL para cinsinden ve 300.000,00-TL, olarak talep etmiş bulunması nazara alınarak, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek, araç gereç bedeli olarak 300.000 TL'nin birleşen dosya davacısına ödenmesi gerektiği takdir ve sonucuna varılmıştır.
Birleşen dosyada davacı ... Ltd. Şti.'nin cihaz ve aletleri kullanamamaktan kaynaklı zararının tazmini talep etmiş ise de, sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş olması nedeniyle bu talebi yerinde görülmemiş, ancak davacının Zeytinburnu ... Noterliği'nin 22/02/2008 tarihli ve ..... yevmiye numaralı ihtarnamesinde talep edilen 84 günlük, diğer bir deyişle 01.12.2007-22.02.2008 tarihleri arası kullanım bedelinin talep hakkı yerinde görülmüş ve teknik bilirkişiler eliyle yapılan hesaplama uyarınca cihaz ve aletlerin 84 günlük kullanım bedelinin toplam 9.611,28-Euro üzerinden 18.901,54-TL olduğu hesaplanmış ve mahkememizce de bu hesaplama yerinde görülerek bu miktar üzerinden davacının talebi kabul edilmiştir.
Birleşen dosyada davacı ...... Ltd. Şti.'nin 2007 yılı Ağustos, Eylül, Ekim aylarında SGK'ya 47.180,55-TL. faturalandırma yaptığı, ilgili döneme ilişkin net hasılatının 35.013,06-TL olduğunun tespit edilmesi karşısında, davacı ... Ltd. ŞtL'nin bu hasılat bedelinden sözleşmede belirlendiği şekilde yüzde 50 oranında olmak üzere 17.506,53-TL hakediş alacağının olduğu takdir ve sonucuna varılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında birleşen davanın kısmen kabulü ile Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile, 300.000 TL tıbbi cihaz bedeli, 18.901,54 TL zarar bedeli ve 17.506,53 TL hakediş bedeli olmak üzere toplam 336.408,07 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine ve davacı alacağının yargılama ile hesaplanmış olması sebebiyle likit olmadığı kabul edilerek şartları oluşmayan icra-inkar tazminatı talebinin reddine...>>> dair karar Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin 10/06/2021 tarihli .... E. ..... K.sayılı ilamı ile <<<...Asıl davada davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada tarafların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
b-6100 sayılı HMK'nın 166/1. maddesi uyarınca; kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar. HMK 166/4. maddesine göre davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı varsayılır.
Davacı ile davalının grup şirketlerinden olan .... arasında Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ..... esas sayılı dosyasında görülen ve bu davaya dayanak yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak ile itirazın iptali talepli asıl ve birleşen davalar olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda her iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan, davalardan biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden, iki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır. Mahkemece bu davaların birlikte görülüp, sonuçlandırılması gerektiğinden, 6100 sayılı HMK 166. maddesi uyarınca birleştirme kararı verilmesi gerekmektedir.
c-Taraflar arasında tüp bebek merkezi kurulması ve işletilmesine dair adi ortaklık kurulduğu ve bu ortaklığa ilişkin yazılı sözleşme yapılmadığı, ancak tarafların birbirlerine gönderdikleri ihtarnamelerde davacının grup şirketlerinden olan ... ile davalının grup şirketlerinden olan .... Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’nin 22.11.2005 tarihli sözleşme hükümlerinin tamamının aralarındaki bu ilişkiye de uygulanmasını kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu uyuşmazlığın bu sözleşme hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir.
Davacı ... şirketinin istediği cihaz bedellerine ilişkin olarak davacı tarafından 09/01/2008 tarihinde Bakırköy ..... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin .... D.İş dosyasında yaptırılan delil tespiti dosyasından ve taraflar arasındaki sözleşmenin 4.6. maddesindeki tüp bebek merkezinde kullanılacak cihazları davacının temin edeceğine dair hükümden, ayrıca davalının savunma hakkını genişletmesi kapsamında verdiği beyan dilekçelerinde cihazların davacı ...’a ait olduğunu ve hapis hakkını kullandığını ileri sürerek dolaylı olarak cihazların tamamının elinde olduğuna dair kabulünden anlaşılmakla, dava konusu tüm cihazların davacı ...’a ait olduğunun ve davalı hastaneden almasının engellendiğinin kabulü gerekir.
6100 sayılı HMK'nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; davacı ...’a ait olan ve davalının hastanesine kurulan tıbbi cihazların davacı tarafından aralarındaki sözleşmenin sona ermesine rağmen geri alınamadığı dosya kapsamından anlaşılmakta ise de; bu davada ve birleştirilmesi gereken Bakırköy ..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ..... esas sayılı bağlantılı davasında alınan raporların birbirleri ile çelişkili olduğu, dosyaların birleştirilmesine karar verildikten sonra önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilerek ve tarafların bilirkişi raporlarına karşı yaptıkları itirazları karşılar tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun şekilde içinde medikal mühendisi ve doktor bilirkişinin de yer aldığı bir heyetten cihaz bedellerini, cihazların kullanılamamasından dolayı istenen 84 günlük zararı hesaplar rapor alınması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
d-Davacı ...’ın talep ettiği hakediş alacağına dair hastane kayıtlarının yerinde incelenmesi, hastaneden talep konusu tarihte tedavi gören hastaların kayıtlarının istenmesi, kurum ve özel sigortalara müzekkere yazılarak dava konusu dönem için hastaneye yaptıkları ödemelerin sorularak tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, SUT ve SGK mevzuatından anlayan üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, itiraza uğramış, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir...>>> gerekçesi ile asıl davanın onanmasına, mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ..... E. ... K. sayılı dosyasının ise bozulmasına karar verildiği, anılan ilama karşı karar düzeltme yoluna başvurulmadığından mahkememizce resen esasa kaydedilen dava dosyası mahkememizin .... sayılı esasını aldığı görülmüştür.
Bu itibarla mahkememizin ..... esasında kayıtlı asıl davanın Yargıtay'dan geçerek onandığı ve şeklen kesinleştiği anlaşılmış olup, kesinleştirme işlemlerinin yapılmasına veasıl dava dosyasında yeniden hükmüm kurulmasına yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Asıl dosyanın kesinleşmiş olması nedeniyle mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... E. ..... K. sayılı dosyasının ise bozulmasına karar verildiğinden iş bu davadan tefrikine karar verilmiştir.
Yine mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi .... E.sayılı dosyasının tetkikinden; davanın Bakırköy ..... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... sayılı esasında açıldığı, dava tarihinin 30/11/2007 olduğu, ticaret mahkemelerinin 2011 yılında "tek hakimli" olarak görülmesi nedeniyle dava dosyasının Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... esayılı esasına kaydedildiği, 18.06.2014 gün 6545 sayılı Yasa ile yapılan düzenleme ile ticaret mahkemelerinin yeniden birleşmesi sonucunda dava dosyasının Bakırköy ..... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... sayılı esasına kaydedildiği, dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda verilen karar bozularak aynı mahkemenin .... sayılı esasına kaydedildiği ve mahkemece verilen 21/10/2021 tarihli .... karar sayılı ilamı ile dava dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, mahkememizin ..... E.sayılı dosyasının bozma öncesi esası olan .... E.sayılı dosyasından verilen kararın asıl davaya yönelik hükmünün onandığı, bozma kararının ise birleşen davaya yönelik olduğundan mahkememizin ... E.sayılı dosyası ile birleşen Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi ..... E.sayılı dosyasının iş bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi ..... E.sayılı dosyasının iş bu dosyadan TEFRİKİNE,
2-Yargıtay bozma ilamının Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... E. .... K. Sayılı dosyasına yönelik olduğundan bahsi geçen Bakırköy ..... Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının iş bu dosyadan TEFRİKİNE,
3-Mahkememizin .... E.sayılı dosyasının bozma öncesi esası olan .... E.sayılı dosyasından verilen asıl davaya yönelik karar Yargıtay ..... Hukuk Dairesi'nin 10/06/2021 tarihli .... E. ..... K.sayılı ilamı ile onandığından ve taraflarca kesinleşen karar hakkında YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
5-Mahkememizin .... sayılı esasında kayden görülen davada asıl dava şeklen kesinleşmiş olup harç, yargılama gideri, ücreti vekalet hususunda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Tefrik edilen davalar yönünden harç, yargılama gideri, ücreti vekalet hususunda mahkemesince değerlendirilme yapılmasına,
7-İş bu davaya yönelik asıl davada kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK m.333 kapsamında iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 166. Maddesi uyarınca oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021
Başkan ...
e-imza
Üye ...
e-imza
Üye ...
e-imza
Yazı İşleri Müdürü ...
e-imza
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.