(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2013/27606 E. , 2014/7795 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K).
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir.
Somut olayda davacı(alacaklı) tarafından ... 8. İcra Müdürlüğünün 2012/4317 sayılı takip dosyası ile başlatılan, İcra takibinde 1.253.00 TL ihbar tazminatı, 3.212.00 TL kıdem tazminatı ve 669.15 TL olan işlemiş faizi ile birlikte toplam 5.134.15 TL alacak üzerinden icra takibinin başlatıldığı anlaşılmıştır. Kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde hüküm fıkrasının yeterli açıklıkta olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece hüküm fıkrasında, ... 8. İcra müdürlüğünün 2012/4317 sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, icra takibinin devamına ve takibe konu ihbar ve kıdem tazminatı alacağına ilişkin belirlenebilir miktar olan toplam “5.134,15 TL”"nin %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takipteki faiz kısmının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle faiz alacağına yönelik icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ancak 669.15 TL olan işlemiş faiz miktarının 5.134.15 TL toplam alacak içerisinde mevcut olduğu hususu gözardı edilmiştir. Bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1. nolu bendinde yazılı “5.134.15 TL” rakamlarının çıkartılarak yerine kıdem ve ihbar tazminatı toplamı olan “4.465.00 TL” rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.