Abaküs Yazılım
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/253
Karar No: 2021/949
Karar Tarihi: 22.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/253 Esas 2021/949 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/253 Esas
KARAR NO : 2021/949

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.03.2013 tarihinde davalı ... sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın, dava dışı ... sevk ve idaresindeki ... plakalı araca çarpması neticesinde çift taraflı ve yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiş ve müvekkil bu trafik kazası neticesinde ağır şekilde yaralandığını, davacı müvekkil söz konusu trafik kazası esnasında ... plakalı araçta yolcu konumunda olup, şoför koltuğunun yanında oturmakta, davaya konu trafik kazası; dava dışı ... sevk ve idaresindeki ... plakalı araç Haraçcı istikametinden Eski Edirne asfaltını takiben ...Köyü istikametine doğru seyrederken kavşağa geldiği sırada, davalı ...'in kullandığı ... plakalı aracın tali yoldan anayola kontrolsüzce ve aniden çıkması sonucu meydana geldiğini, mezkur kazanın meydana gelmesinde davalı... tek ve asli kusurlu bulunmuş olduğunu, zira tali yoldan anayola çıkış yapmadan önce anayolda seyir halinde bulunan vasıtaların hız ve yakınlığını etkin bir şekilde kontrol etmesi ve anayoldaki araçlara ilk geçiş hakkını vererek anayola giriş yapması gereken davalı sürücü... bu kurallara riayet etmemiş, tali yoldan anayola kontrolsüz bir şekilde giriş yaparak kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermiş, nitekim kaza sonrasında tutulan "Kaza Tespit Tutanağı"nda da kazanın meydana gelmesinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 57/1A maddesini ihlal eden...'in kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, müvekkilin kaza sebebi ile uğradığı zararlardan davalı...'in sorumlu olduğunu, kaza sonrasında meydana gelen kalıcı hasarları nedeni ile ağır pskolojik travmalar yaşayan müvekkil, yaşanan süreçte manevi açıdan çok zor duruma düştüğünü, müvekkilin gerek özel hayatı ve gerekse de sosyal hayatı iş bu kaza sebebiyle fazlasıyla olumsuz etkilenmiş,bu süre boyunca sosyal yaşantısından, işinden ve arkadaşlarından uzak kalan müvekkil pskolojik açıdan da olumsuz etkilendiğini, nitekim müvekkil ellerini ve hatta tüm vucudunu eskisi gibi kullanamamakta, kullanmaya çalıştığında dayanılmaz ağrılar yaşamakta, artık tek başına yürüyemeyen ve hatta tuvalet ve yemek ihtiyaçlarını dahi tek başına gideremeyen müvekkil kızına muhtaç olarak yaşamına devam etmekte, bu durumun mahçubiyeti ve üzüntüsünü fazlasıyla yaşayan müvekkilin yaşadığı elem, acı ve ızdırap sebebi ile 150.000,00 TL tutarındaki manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar ...A.Ş. İle .. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ...'in kazanın meydana geldiği esnada tali yolda hareketsiz biçimde ana yola çıkmak için beklediğini ve araçların seyrini engelleyecek şekilde ana yola müdahale etmediğini, 15.03.2013 tarihli olay gününde saat 17:45 sularında ... Plaka sayılı araç ile araç muayene istasyonundan çıkıp Hadımköy'e doğru ilerlerken Eski Edirne Asfaltı Caddesi'ne çıkmak için tali yolda aracıyla beklediğini, önüne gerilen bariyerlerden dolayı, yolu daha net görebilmek adına aracın ön kısmını makul ölçülerde ve katiyen anayola dahil olmayacak biçimde anayola doğru çıkardığını, bu esnada, davacı ...'in sevk ve idaresinde olmadığı, aracı davacının kızının eşi olan ...slı şahsın kullandığı ... Plaka sayılı aracın müvekkilinin sol tarafında ana yol üzerinde hızlı bir şekilde seyir halinde iken Plaka numarası belirlenemeyen bir kamyon tarafından sıkıştırılmak suretiyle hızın da etkisiyle kontrolünü kaybederek Müvekkili ...'in aracının sol ön yan tekerlek ve çamurluk kısımlarına çarptığını, bu çarpma neticesinde çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, davacının içinde bulunduğu araç şoförünün ön koltuğunda oturduğunu, kazaya sebebiyet veren ...plakalı aracın, araç maliki...Hizmetleri Doğ. Ve Pet. Ürünleri Tic. A.Ş. tarafından uzun süreli kira sözleşmesi ile davalı...A.Ş.'ye kiralandığını, ...plakalı aracın kaza tarihinde bu şirket tarafından kullanılıp işletildiğini, İşleten konumunda bulunan müvekkili şirketin, işletilme halindeki kazaya karışan aracın; kazanın meydana gelmesinde kendisine/ eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişi olan müvekkili ...e yüklenebilecek bir kusur bulunmaması ve kazanın üçüncü bir kişinin ağır kusurundan da kaynaklanması nedeniyle meydana gelen kazadan doğan sorumluluğunun bertaraf edildiğini, ayrıca işletilme halinde olan araçta kazaya sebebiyet verecek bir bozukluk da bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, tazminatın cezaya dönüştürücü ve haksız zenginleşmeye neden olacak nitelikte olduğunu, manevi tazminat olgusunun amaç ve kapsamına aykırı düştüğünü, davacının bulunduğu aracın sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde kusurlu bulunduğunu, davacının damadının kullanmakta olduğu aracın kazaya karışması sonucu davacının yaralandığını, huzurdaki davada her ne kadar davacının damadı eyüp kurtulmuş davaya dahil edilmemiş olsa da eyüp kurtulmuş'un da kusurluluk derecesinin tespit edilmesi gerektiğini ve müvekkilleri yönünden kusur indirimi yapılması gerektiğini, olay esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olmaması, gerçekleşen kazadaki yaralanmasına ilişkin kusurunun varlığı görmezden gelinmeyecek boyutta olduğunu, kazaya sebebiyet veren sürücüsü tespit edilemeyen üçüncü kişi tarafından kullanılan kamyonun da dorğudan doğruya meydana gelen kazada kusur değerlendirilmesinde göz önünde tutulması gerektiğini beyanla davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet-i ücretin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasına karışan... plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 23.03.2012 - 23.03.2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ...numaralı ... Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihinde poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumlu olabileceği Mali Sorumluluk Maddi- Bedeni teminat limitinin 50.000.-TL olduğunu, müvekkil şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlara ilişkin sorumluluğunun; sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından talep edilen 150.000,00-tl manevi tazminat miktarının fazla olduğunu ve tarafların zenginleşmemesi ilkesine aykırı bulunduğunu, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre sosyal ve ekonomik durum göz önünde tutularak taktir edilmesi gereken manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olmaması gerektiğini, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası gereği üçüncü kişilere karşı sorumlu olabilmesi için kazada sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığının, kusuru var ise oranlarının tespiti gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu 92/g maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6 (b) fıkrasında da hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri teminat dışı haller arasında sayıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı davalı kasko sigortası düzenleyen sigorta şirketi, davalı işleten ve davalı sürücü aleyhine manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evrakları ve maluliyet raporunun ibraz edildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak poliçe ile hasar dosyaları celp edilmiştir.
GOP ... ASCM'nin ... esas sayılı ceza dava dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle işbu savunma öncelikli olarak irdelenmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; 2918 sayılı KTK'nın 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK gereğince öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında kaza tarihi (2013) ve dava (2019) tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmış olup yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin ... esas, ... karar sayılı; "Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine..." dair kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 2020/2168 esas, 2021/118 karar sayılı kararı ile; "...Dava konusu uyuşmazlık; ... sigortacısı davalı ...Sigorta AŞ yönünden, Türk Ticaret Kanununun 1401 ve devamı maddelerinde düzenlenen Sigorta Hukukuna ilişkin olduğundan davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden karar verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesi ile kaldırılması üzerine yargılamaya devam edilmiştir.
...Fakültesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurulunun 09/01/2020 tarihli raporunda özetle; "...Kişinin belirtilen sekelleri kişinin istemi üzerine 20.02.2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ekindeki ölçütler kapsamında;
1- Kas İskelet Sistemi Bölümü/4. Santral ve Periferik Sinir Sistemi Hastalıklarına bağlı Bozukluklar / Tablo 4.1 Ayakta durabilme, yürüme ve hareket bozuklukları (santral sinir sistemi veya spinal kord lezyonlarına eşlik eden), 2- Hafif — Orta. Ayağa kalkabiliyor, Kısa mesafeyi zorlukla ve yardımsız yürüyor, fakat yürüyüş düz zeminlerle sınırlı % 40.
2- Kas İskelet Sistemi Bölümü/4. Santral ve Periferik Sinir Sistemi Hastalıklarına bağlı Bozukluklar / Tablo 4.2a- Üst ekstremite bozuklukları, 4- Ağır. Kişi etkilenmiş ekstremiteyi kendine bakım veya günlük aktivitelerinde kullanamıyor “a 60.
Balthazard formülü ile toplandığında kişinin toplam özürlülük oranı % 76 (yetmişaltı) olduğu belirlenmiştir.
Hangi durumda kişilerin başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda sayılacağına dair Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yayınlanmıştır (Resmi Gazete Tarihi: 11.10.2008 - Resmi Gazete Sayısı: 27021), MADDE 12 — (1) Sigortalıların (Mülga ibare:RG-18/3/2015-29299)(...) başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu durumlar aşağıda belirtilmiştir.
a) Kuadripleji, parapleji, dipleji ve sigortalının yaşamını kendi başına yürütmesine engel hemipleji veya merkezi sinir sisteminin sfinkter bozuklukları ile Birlikte olan diğer hastalıklar.
b) Süreli veya sürekli ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğifide kalmayı gerektiren ve tedavi edilemeyen psikotik hastalıklar.
c) İki gözde de yüzde yüz (tam) görme kaybı.
ç) İki elin kaybı (Ek ibare:RG-18/3/2015-29299) veya yok hükmünde olması.
d) Bir kolun omuzdan ve bir bacağım kalçadan kaybı (Ek ibare:RG-18/3/2015-29299) veya yok hükmünde olması.
e) Her iki bacağın alttan en az 1/3'ünün kaybı (Ek ibare:RG-18/3/2015-29299) veya yok hükmünde olması.
f) Tedavisi olanaksız bir hastalıktan ileri gelen ağır beslenme bozuklukları ve kaşeksiler.
g) Solunum yetmezliği nedeniyle yardımcı solunum cihazlarının sürekli kullanılması.
ğ) Giyinme, beslenme, fonksiyonel mobilite, bağırsak ve mesane bakımı, kişisel hijyen ve tuvalet ihtiyaçları gibi günlük yaşam aktivitelerinin sağlanamaması.
h) Yukarıda tespit edilen hastalıklar dışında kaldığı halde tedavi edilemeyen, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olan ağır hastalıklar.
KURUL RAPORUNUN SONUCU:
Eldeki tıbbi kayıtlar, ifadeler, raporlar, muayene bulguları birlikte değerlendirilerek, yukarıda aktarılan konular ışığında,...'in geçirdiği belirtilen trafik kazası sonucu belirlenen sekeli değerlendirildiğinde;
20.02.2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ekindeki ölçütler dikkate alındığında;
Sekelin geçirdiği belirtilen trafik kazası ile nedensellik ilişkisinin bulunduğu, sürekli olduğu,
Kişinin tüm vücut fonksiyon kaybı (engel) oranının % 76 (yetmişaltı) olduğu,
Adli Tıp Kurumu Raporu'na göre iyileşmesi beklenmeyen hastalığının tüm tıbbi belgeler ışığında, hastada trafik kazası sonucu meydana gelen kalıcı yaralanmalar; 03 Ağustos 2013 tarihli ve 28727 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği”nin 12. maddesine göre değerlendirildiğinde;
Bu arızalar nedeniyle “Başka birinin sürekli bakımına muhtaç olma hallerinden” durumu mevcut olduğu kabul edilerek kişinin başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu kapsamında ele alınmasının uygun yaklaşım olacağı..." yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
... Adli Tıp Anabilim Dalı marifeti ile düzenlenen 23/09/2020 tarihli raporda özetle; ''...1. Kişinin tıbbi belgelerin tetkikinde; 15/03/2013 tarihinde maruz kaldığı araç içi trafik kazası yaralanmasına bağlı vücudunda; diffüz Opll + C2-3, C5-6 spinal kord hasarının (myelomalazi) meydana geldiği, 27/03/2013 tarihinde Servikal C4,5,6 laminektomi, C3,4,5,6 bilateral mass vida, sağ C2 ve C7 de pedikül vidası ile stabilizasyon + xenogreft ile füzyon operasyonunu geçirdiği, 25.01.2017 tarihinde yapılan EMG testinde; sağda daha ağır düzeyde olmak üzere iki yanlı C5-TL innervasyonlu kaslarda kronik dönem nörojen tutulum ve iki yanlı karpal tünel sendromu bulgularının saptandığı, 30.04.2019 tarihli fizik muayenesinde; sağ üst ekstremite proksimalinde ve distalinde kas gücü kaybı olduğu, solda hemiparezi, sağ üst ve sol alt ekstremitede hipoestezi ve DTR artışı olduğu, sağ elini ağzına götüremediği, yürüme mesafesinin yavaş olarak 500 metre olduğunun anlaşıldığı,
2. Kişinin tarafımızca 31/08/2020 tarihinde yapılan genel beden muayenesinde; İJokomotor sistem muayenesinde; sağ üst ekstremite proksimali ve distalinde kas gücü kaybı, sağ üst ekstremite düşük el, yüzeyel duyu muayenesinde sağ alt ekstremitede hipoestezi, boyun sol Jaterasyon ve sağ laterasyonun bilateral eşit ve 30 derece, yürüyüşünün ufak adımlarla temkinli olduğu, dış muayenede; enseden başlayıp sırt bölgesine uzanan kaza sonrası geçirdiği ameliyata bağlı nedbe dokusu, olayla ilişkisiz sağ el bileği nedbe dokusu tespit edildiği,
3.... Nöroloji Anabilim Dalı'nın 01/09/2020 tarihli raporunda; nörolojik muayenesinde; sağ üst ekstremite proksimalinde kas gücünün 3/5, distalinde 2/5, sağ tarafta düşük el olduğu, alt ekstremitelerini tek tek kaldırabildiği, yüzeyel duyu muayenesinde sağ alt ekstremitede hipoestezi saptandığı, derin tendon reflekslerinin üstte simetrik canlı, altta sağ>sol canlı olduğu, taban cilt reflekslerinin iki taraflı yanıtsız, serebellar testler sağda parezi ile uyumlu bozuk, yürüyüşün küçük adımlarla ve temkinli olduğu, 01/09/2020 tarihinde yapılan EMG testinde; duyusal ve motor iletilerin etkilendiği, sağda daha belirgin olmak üzere iki yanlı karpal tünel sendromunun geliştiği, şağ tibial motor genliğin ılımlı derecede düşük olduğu, iki yanlı C5- C7 segmentlerinden innerve olan kaşlarda belirgin olmak üzere, C5-T1 segmentlerinden uyarılan kaslarda kronik vasıflı, ağır, kısmi nörojen tutulum ile uyumlu bulguların belirtildiği,
4. Kişinin 15/03/2013 tarihinde maruz kaldığı araç içi trafik kazası yaralanmasına bağlı vücudunda meydana gelen EMG ile tespit edilmiş iki yanlı kronik dönem C5-Ti segmental ön kök/ön boynuz tutulumu arızasının nörolojik açıdan iyileşme süresinin; olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında kişinin %100 oranında gecici iş göremezlik ve 9 (dokuz) ay başkasının bakımına muhtaç olma durumunun Söz konusu olduğu,
5. 11/10/2008 tarih, 27021 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre; kalıcı iş göremezlik (maluliyet) oranının hesaplanmasında, olay tarihinde vasıfsız işçi olarak çalıştığı kabul edilerek meslek grup numarası | (bir) olarak alındığında; kişide hâlihazır durumu itibariyle; 15.03.2013 tarihinde maruz kaldığı araç içi trafik kazası yaralanmasına bağlı vücudunda meydana gelen spinal kord hasarına bağlı C5-T1 segmentlerinden uyarılan kaslarda kronik vasıflı, ağır, kısmi nörojen tutulum ve sağ tibial motor genliğin ılımlı derecede düşüklük arızaları dikkate alındığında:,
a) Kol ve ön kol paralizilerinden N. radialis arızasının;
Gr1 VII (19C --------------------) A %51
b) Alt tarafın sinir sisteminden dejenerasyonla birlikte N. İskiadikusun (sağ tibial motor genliğin ılımlı derecede düşüklük) kısmi paralizisi arızasının;
Gr1 XII (38B--—---—-—-—-—-——-——--45) A % 49 takdiren 1/5 % 9.8
Balthazard formülüne göre % 55.8,
E cetveline göre olay tarihindeki 57 (elliyedi) yaşına göre; “% 63.0 (yüzdeatmışüçnoktasıfır) oranında kalıcı (sürekli) iş göremezlik (maluliyet) durumunun söz konusu olduğu
6. Kişide tarafımızdan saptanan geçici ve sürekli iş göremezlik oranı-süresi, başkasının bakımına muhtaç olma süresi ile sürekli (kalıcı) maluliyet (iş göremezlik ) oranının 15/03/2013 tarihinde maruz kaldığı araç içi trafik kazası yaralanması arasında illiyet (nedensellik) bağı bulunduğu... " yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 21/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "... İRDELEME ve TESPİTLER: -15.10.2013 Tarihli kazaya ait Ölümlü-Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; olay mahalli yerleşim yeri, yol iki yönlü cadde, hava açık, vakit gündüz, yüzey kuru, zemin asfalt, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, yol şerit çizgisi var, trafik işaret levhası “DUR” fevhası var, olay mahalli üç yönlü kavşak, şerit sayısı 2, genişliği 3,5m fren izi tespiti olmadığı işaretlenmiştir. Davacı yolcu ...'in otomboilde ön koltukta bulunduğu (1), emniyet kemerinin belirsiz(4) olduğu belirtilmiştir.
Kaza Yeri Krokisinde; ... plaka sayılı araç sürücüsünün istikametinde “DUR” trafik işaret levhası bulunduğu işaretlenmiştir.
Kazanır özetinde; kazanın oluşumunda ... plaka sayılı araç sürücüsü İ...'nin 2918 sayılı KTK'nın 57/1A maddesini ihlal ettiği belirtilmiştir.
- Söz konusu kaza le ilgili Gaziosmanpaşa ...Asliye Ceza Mahkemesi'nin ...Esas sayılı dosyası kapsamında; iddianame, sürücü ve yolcu beyanları, bilirkişi raporları, .. Nolu ve 12/03/2019 tarihli Gerekçeli Kararı (HAGB) bulunmaktadır.
- Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dalresi tarafından ceza dosyası kapsamında hazırlanan 29/01/2018 tarihli Rapor (Bu raporda; sanık sürücü...'in ASLİ kusurlu olduğu, sürücü ...'un ALT DÜZEYDE TALİ kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir)
KUSUR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Dava dosyası kapsamındaki tüm bilgi ve belgeter, ceza dasyası kapsamındaki tüm bilgi belgeler, sürücülerin beyanları, yolcu beyanları, Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki tespitler, kaza yeri krokisindeki tespitler, Javalı sürücü yönetimindeki ... plaka sayılı aracın istikametinde “DUR” trafik işaret levhasının bulunduğu hususu, araçların çarpışma anındaki konumları, hasar durumları, davacı vekilinin tüm beyanları, tarafların beyan ve itirazları, tutanaklar, raporlar, gerekçeli karar içeriği ve diğer tüm mevcut veriler yönünden teknik olarak birlikte değerlendirildiğinde; olayın yukarıdaki “OLAYIN OLUŞ ŞEKLİ” kısmında anlatıldığı şekilde meydana geldiği SORAR olup, davalı sürücü yönetimindeki ... plaka sayıtı araç sürücüsü davalı...'nin 490 oranında kusurlu olduğu, kavşak şartlarını da dikkate alarak kontrollü ve tedbir alabilecek şekilde seyrine özen göstermeyen dava dışı) sürücü ...'un 10 oranında kusurlu olduğu, ...plaka sayılı araçta yolcu konumunda bulunan davacı yolcu ...'in olayın oluşumunda kusursuz olduğu kanaatine varılmış olup, davalı sürücünün istikametinde “DUR” trafik işaret levhası bulunduğu hususu dikkate alınarak değerlendirme yapılmış olup, tarafların kusur gerekçeleri aşağıdaki şekilde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
a) Davalı sürücü ... yönetimindeki ... plaka sayılı otomobil ile Haraçcı Araç Muayene istikametinden gelerek mevcut “DUR” trafik işaret levhasını dikkate alarak yeterli kontrolü yaparak... plaka sayılı aracın geçişini tamamlamasını takiben kavşağa girmesi gerekirken belirtilen hususlara riayet etmediği, kontrolsüz şekilde kavşağa girdiği, mevcut kendisine hitap eden “DUR” trafik işaret tevhasını dikkate almadığı ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun B4/h (Kavşaklarda geçiş önceliği), STİa (Kavşaklarda Geçiş Hakkı) maddelerini ihlal ettiği anlaşılmakla, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %90 (Yüzde doksan) oranında kusurludur.
b) Dava dışı sürücü ... yönetimindeki ... plaka sayılı otomobil ile Eski Edirne Asfaltını takiben seyir halinde iken olay yeri kavşak mahalline geldiğinde kontrollü ve tedbir alabilecek şekilde seyrine özen göstermediği ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 47/d(Karayollarından faydalananlar, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar.) maddesini ihlal ettiği anlaşılmakla, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %10 (Yüzde on) oranında kusurludur.
c) Davacı yolcu ...'in ...plaka sayılı araçta yolcu konumunda bulunduğu anlaşılmakla, kazayı önlemek bakımından alabileceği herhangi bir önlemi bulunmadığından, kazanır oluşumunda kusursuzdur.
V) SONUÇ:
Yukarıda Sayın Mahkemeye takdim edilen açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme, takdir ve karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Sayın Mahkemece tarafıma verilen görev çerçevesinde; Mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu;
15/03/2013 tarihinde meydana gelen olayda;
a) Davalı sürücü (... plaka sayılı araç sürücüsü) ...'in %90 (Yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu,
b) Dava dışı (... plaka sayılı otomobil sürücüsü) sürücü ...'un %10 (Yüzde on) oranında kusurlu olduğu,
c) İlk tespitleri içeren ve kolluk görevlileri tarafından hazırlanan Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki kaza yeri krokisinde davalı sürücünün istikametinde “DUR” trafik işaret tevhası bulunduğu hususu dikkate alındığında, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 29/01/2018 tarihli rapordaki kusur değerlendirmesine uyulduğu... " yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; kasko sigorta poliçesine dayalı olarak manevi tazminat istemi ileri sürülmüş olmakla tatbiki gereken Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 3. maddesi çerçevesinde manevi tazminata ilişkin taleplerin teminata dahil edildiği görülmüş olup "Manevi tazminat talepleri, ek sözleşme ile teminat kapsamı içine alınabilir. Bu taleplerin, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) dışında kalması nedeni ile, bu teminat, bahsi geçen zorunlu sigortanın varlığına bağlı olmaksızın, bu sigorta limitlerinin içinde hüküm ifade eder." şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi ise; '' Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.'' şeklinde düzenlenmiş ve Kanun'un 85/son maddesi gereğince işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu tutulmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde ise haksız bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.
Huzurdaki davada; davalı sigorta şirketinin kasko poliçesi ile sigortaladığı, davalı şirketin işleteni olduğu, davalı sürücünün idaresindeki aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu araç ile karıştığı 15/03/2013 tarihli trafik kazası neticesinde davacının %63 oranında kalıcı (sürekli) iş göremezliğe uğradığı, iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında kişinin %100 oranında geçici iş göremezlik ve 9 (dokuz) ay başkasının bakımına muhtaç durumununda kaldığı hususlarının ayrıntılı, gerekçeli hazırlanan anılı adli raporlar marifeti ile tespit edildiği görülmüştür. Dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, gerekçeli tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur bilirkişi raporu kapsamında ve kaza tespit tutanağı ile celp edilen ceza dava dosyasındaki maddi tespitler ışığında; davalı sürücünün “Dur” trafik işaret levhasını dikkate alarak, yeterli kontrolü yaparak ...plaka sayılı aracın geçişini tamamlamasını takiben kavşağa girmesi gerekirken belirtilen hususlara riayet etmediği, kontrolsüz şekilde kavşağa girdiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun B4/h (Kavşaklarda geçiş önceliği), (Kavşaklarda Geçiş Hakkı) maddelerini ihlal ettiği , bu hali ile dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %90 oranında kusurlu olduğu, davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü ...'un seyir halinde iken olay yeri kavşak mahalline geldiğinde kontrollü ve tedbir alabilecek şekilde seyrine özen göstermediği ve Karayolları Trafik Kanunu'nun 47/d (Karayollarından faydalananlar, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar.) maddesini ihlal ettiği anlaşılmakla, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %10 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcunun kazayı önlemek bakımından alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığından kusursuz olduğu kanaatine varılmış olup tespitlerin KTT, ATK Trafik İhtisas Dairesi kusur raporu tespitleri ile çelişmediği ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, yeniden kusur yönünden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
Karayolları Trafik Kanunu'nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yer almadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBKnın manevi tazminata ilişkin hükümlerinin tatbiki gerekmektedir. TBK'nın "manevi tazminat" başlıklı 56/1.maddesinde; "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir." şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Anılı açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanmasının mahiyeti, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında davacı yararına takdiren 80.000-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bununla birlikte yargılama sırasında davacı yana davalı sigorta şirketi tarafından 50.000-TL manevi tazminat ödemesinin yapıldığı, bu miktar yönünden TBK'nın 166. maddesi gereğince davalı tarafların tümünün ibra edildiği, (ibraya konu miktar yönünden avukatlık ücreti yönünden de feragat edildiği görülmüş olup konusuz kalan bedel yönünden vekalet ücretine hükmedilmemiştir) bakiye tazminat miktarı yönünden davaya devam edildiği, genişletilmiş poliçe yönünden dâhi poliçe teminat limitinin 50.000-TL olarak göründüğü, bu hali ile 50.000-TL yönünden dava konusuz kaldığından karar tesisine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir. Yargılama sırasında davacının kısmi ödemeyi kabul etmesi, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesinin ihlalini doğurmamasına (Emsal ilam: Yargıtay HGK’nın 2007/21-269, 2007/269 sayılı kararı) göre bakiye 30.000-TL manevi tazminat yönünden davalı sürücü ile davalı işleten şirketin sorumluluğu mevcut olup haksız eylem tarihi itibari ile mütemerrit oldukları anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile, 50.000,00-TL manevi tazminat yönünden ödeme nedeniyle sulh olunduğu anlaşılmakla, anılı miktar yönünden karar tesisine yer olmadığına, bakiye 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar...A.Ş ile Davalı ...'ten kaza tarihi olan 15/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-50.000,00-TL manevi tazminat yönünden ödeme nedeniyle sulh olunduğu anlaşılmakla, anılı miktar yönünden karar tesisine yer olmadığına,
B-Bakiye 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ...A.Ş ile Davalı ...'ten kaza tarihi olan 15/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.049,30 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,97 TL harcın davalılar ...A.Ş ile Davalı...'ten tahsili ile Hazine'ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 952,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 285,69 TL yargılama giderinin davalılar ... A.Ş ile Davalı ...'ten tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı ...A.Ş tarafından yapılan 8,10 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 5,67 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ...A.Ş ile Davalı ...'ten alınıp davacıya ödenmesine,
6- Davalılar ... A.Ş ile Davalı... kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar ... A.Ş ile Davalı ...'e ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacı tarafça peşin yatırılan 512,33 TL harç ile 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 556,73 TL'nin davalılar ... A.Ş ile Davalı ...'ten tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/12/2021

Katip
e-imzalıdır


Hakim
e-imzalıdır






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi