10. Hukuk Dairesi 2017/276 E. , 2019/4762 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalı ... yöneticiliğine ait işyerinde 01/01/1999 yılından 06/04/2015 tarihine kadar aralıksız olarak kapıcılık hizmeti yaptığını beyanla çalıştığı sürelerin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacı ile davalı aparman yönetimi arasında iş sözleşmesi olarak nitelendirilebilecek bir ilişkinin olmadığı, zaman, bağımlılık, ücret unsurlarının bulunmadığı, davalının denetimi ve sürekli bir iş görülmesine ilişkin bir talimatının olmadığı, kalıbı belirlenmiş ve zaman dilimi belirlenmiş bir iş de bulunmadığı, kapıcı dairesinin, temiz tutulması karşılığında davacı ve ailesine tahsis edildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece yapılacak iş; mahkemece dinlenilen tanık beyanları arasındaki çelişki giderilerek hizmet aktinin olup olmadığı irdelenmeli, hizmet aktinin varlığı tespit edilemez ise şimdiki gibi karar verilmeli, aksi halde hizmet aktinin varlığının tespiti halinde ise 14/08/2003 öncesi talebin hak düşürücü süreye uğradığı kabul edilip daha sonraki talep bakımından hizmetin niteliği ve sonrası belirlenip sonucuna göre karar verilmeli, böylece gerekli tüm soruşturma yapılıp, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.