13. Hukuk Dairesi 2015/41219 E. , 2017/10457 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, taraflar arasında 26/08/2011 tarihinde Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programları Uygulamaları çerçevesinde davacı şirkete ait jeotermal kaynak ile ısınan sera projesinin maliyetinin bir bölümünün davalı bakanlık tarafından şirkete hibe yapılması konulu bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye teminat olarak T.C ... Bankası ... Şubesinin 60.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun davalı idareye verildiğini, sözleşme ile davalı idare, hibeye esas proje bedeli olan 599.440,00 TL"nin % 50"sinin hibe yoluyla finansman sağlamayı, davacı şirketin ise sözleşme ve eklerine uygun olarak kabul edilen projeyi 31/07/2012 tarihine kadar tamamlamayı taahhüt ettiğini, taraflar arasında imzalanan 30/07/2012 tarihli ek sözleşme ile projenin tamamlanma tarihinin 30/11/2012 tarihi olarak yeniden düzenlendiğini, proje ile ilgili tüm başvuruları yaptığını, 31/07/2012 tarihi itibariyle sözleşmeye konu projenin fiili olarak tamamlandığının ... Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkililerince de tespit edildiğini, ... ruhsatının alınabilmesi için ... Belediye Başkanlığına başvuru yapıldığı, ruhsat başvurusunun üzerinden uzun bir süre geçmesine karşın ruhsatın çıkmaması sonrasında ruhsat işlemlerinin tamamlanması için bakanlığa yazılı olarak başvurulduğunu, ... ve .... Bakanlığınca ... ve Uygulama İmar Planlarının onama işleminin geç tamamlanması nedeniyle şirketçe ilgili belediyeden ruhsat alınabilmesini mümkün olmadığını, davalı idare tarafından şirkete 30/01/2013 tarihli yazı gönderilerek hibe sözleşmesinin 14.2 ve ....3 maddeleri gereğince fesh edilerek proje kapsamında verilen teminatın hazineye irat kaydına karar verildiğinin bildirildiğini, ... ve ... Bakanlığındaki yaklaşık 1,5 yıllık süre devam eden onay işlemi nedeniyle davacı şirketin yükümlülüklerine yerine getirememesinin şirketin kontrolü dışında, şirketin hata veya ihmaline bağlanamayan, öngörülebilir olmayan bir durum olduğunu, bu durumun sözleşme hükümleri çerçevesinde mücbir sebep sayılması ve teminatın iadesi gerekirken, teminatın hazineye irat kaydedilmesinin gerek sözleşmede yer alan esaslara ve gerekse hukuk ve adalet ilkelerine aykırı olduğunu, ... Belediyesinden 14/05/2013 tarihinde ... ruhsatı alındığını, daha önceden fiilen tamamlanan projenin, ruhsat işlemlerinin tamamlanmasının ardından tüm yönleriyle tamamlanarak faaliyete geçtiğini, bu süreçte taraflar arasında imzalanan hibe sözleşmesi kapsamında davalı idarece şirkete herhangi bir hibe ödemesi de yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı tarafça irat kaydedilen teminat bedeli olan 60.000,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davacı ile davalı arasında hibe sözleşme düzenlendiği ihtilafsız olup davacı, sözleşme gereği verilen teminatın hazineye irat kaydedilmesinin sözleşmeye ve yasaya aykırı olması nedeniyle, teminatın iadesini eldeki dava ile talep etmiştir. Davanın taraflarından olan davacı tacir ise de, davalı tacir olmadığı gibi, dava konusu ihtilaf da TTK"da yer alan mutlak ticari davalardan değildir. Bu itibarla davanın görülmesi gereken mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6102 sayılı TTK"nın 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava, 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK"nın 5. maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 02.09.2014 tarihinde açılmıştır. Görev, 6100 sy. HMK"nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek, davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.