13. Hukuk Dairesi 2015/22620 E. , 2017/10467 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı arsa sahibi ... ’a vekaleten davalıya 16.01.2001 tarihinde, hisseli taşınmaz sattığını, daha sonra davalının satın almış olduğu yerde kendisine ait bağımsız bir bölüm olmaması nedeniyle parasını geri istediğini, bu nedenle davalı ile arasında 30/01/2003 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşme gereğince davalının 16/01/2001 de almış olduğu tapuyu, 5.800,00 USD nakit ve 3.500,00 TL çek karşılığı devredeceğinin kararlaştırıldığını, kendisinin davalıya ödeme yapmış olmasına rağmen davalının tapuyu devretmediğini ileri sürerek, davalıya ödediği bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, sözleşme ile ödenmesi teklif edilen çekin kendisine verildiğini ancak 5.800,00USD nakit paranın verilmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, açılan davanın kabulü ile, 5.800,00USD ve 3.500,00TL"nin 25/04/2003 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Müteahhit olduğunu ifade eden davacı, arsa sahibi adına vekaleten davalıya taşınmaz hissesi satıp devrettiğini ancak davalının taşınmazı beğenmemesi üzerine aralarında yeniden 30/01/2003 tarihli sözleşme akdettiklerini, ancak kendisinin yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen, davalının sözleşmeye göre tapunun iadesini gerçekleştirmediğini ileri sürerek, ödediği bedelin iadesini istemiş; davalı ise, sözleşmede vaat edilen paranın verilmemesi nedeniyle tapuyu devretmediğini savunmuş, nakit paranın ödenmediğini sadece çekin verildiğini belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece, sadece 30/01/2003 tarihli imzası reddedilmeyen sözleşmeye dayanılmak suretiyle, sözleşmede bahsedilen paranın davalıya ödenmiş olduğundan yola çıkılarak, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya içerisinde 30/01/2003 tarihli sözleşme içeriğinin ödemeyi ispatlamadığına ilişkin kesin delil mevcuttur. Dosya içerisinde bulunan,... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/16Esas 2013/356Karar sayılı dosyası incelendiğinde, arsa sahibi ... ’un işbu davanın konusu 30/01/2003 tarihli, tarafları... ve ... olan sözleşmeye dayanarak,... ’a yönelik, 30/01/2003 tarihli sözleşmeyle davalının parasını tam olarak aldığı halde, tapu hissesini devretmediğinden bahisle tapu iptal tescil davası açtığı, ancak verilen kararda 30/01/2003 tarihli sözleşmenin içeriğinden ... ’a ödeme yapılıp yapılmadığının anlaşılamadığına kanaat getirilmek suretiyle, sübut bulmayan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu kararla, arsa sahibi ... ’un açmış olduğu tapu iptal tescil davasında 30/01/2003 tarihli sözleşmeye dayanması ile sözleşmenin vekaletsiz iş görme suretiyle hazırlandığı ve icazet verildiği benimsenmiş olmakla birlikte, 30/01/2003 tarihli sözleşmenin, davalıya ödeme yapıldığı hususunu ispatlamadığı tespit olmuştur. Hal böyle olmakla birlikte, öncelikle davacı ...’nın işbu davayı açarken vekil olarak hareket edip etmediğinin tartışılması suretiyle, davacının husumetinin olup olmadığı hususunun incelemesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus değerlendirilmeksizin eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.