Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/23970
Karar No: 2017/10485
Karar Tarihi: 31.10.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/23970 Esas 2017/10485 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/23970 E.  ,  2017/10485 K.

    "İçtihat Metni"

    ... vekili avukat ... ile 1-... Konut Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. vekili avukat ..., 2-... Pazarlama İnşaat Proje Yönetimi Ve Tic. A.Ş. vekili avukat ..., 3-... İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret A.Ş. vekili avukat ..., 4-... İnşaat Ve Taah. İşl. Tic. A.Ş. vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 2. Tüketici Mahkemesinden verilen 16/10/2014 gün ve 2013/2036-2014/1420 sayılı hükmün Dairemizin 17/02/2016 tarih ve 2015/6664-2016/4709 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
    K A R A R
    Davacı, davalıların yaptığı ... adlı projeden satın aldığı D 2-3 Blok D:46 numaralı bağımsız bölümün 16.02.2009 tarihinde teslim edildiğini, daha önce açılan davalarda davalılar tarafından projenin 2014 yılına kadar tamamlanacağı bildirilmesine ve bu yönde kendisi tarafından 2013 yılı sonuna kadar beklenilmesine rağmen proje kapsamında müşterilere vaat edilen taahhütlerden metro hizmetinin başlamadığını, alışveriş ve eğlence merkezinin yapılmadığını, ticari alan olarak belirtilen alana otuzar katlı iki bloktan oluşan başka proje konutlarının yapıldığını, çevrenin beton yığınına döndürüldüğünü, eksik ve ayıplı işler bulunduğunu, değer kaybına sebep olan eksiklikler nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL"nin, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile de toplam 19.050,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece verilen davanın reddine dair karar Dairemizce bozulmuş, davalılar bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.Dairemiz bozma ilamında; dava konusu ... projesinde, keşif tarihi itibariyle alışveriş ve yaşam merkezi ile iki iş kulesinin yapılmadığı, söz konusu sosyal tesislerin yapılmamış olmasının, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerektiği belirtilmiştir.
    Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir.Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde yer almaktadır.Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır.Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir. Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. 6098 Sayılı TBK’nın bu konudaki 223. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198/2’de) maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi, hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır.Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK’nın 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nın 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nın bu konudaki 223. maddeye göre, (818 sayılı BK"nın 198.maddesi), alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının söz konusu taşınmazı 31.07.2006 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 16.02.2009 tarihinde teslim edildiği ve 15.11.2013 tarihinde de eldeki bu davanın açıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır.Davacının eksik ifa olarak bildirdiği işlerle ilgili olarak yapılan incelemede; “Ispartakule” adlı proje kapsamında yapılacak konut ve iş yeri satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde, 560.000.m2 ruhsatlı alanda 1.000.000.m2 den fazla inşaat alanına sahip olan toplam 13 adanın, 10 adasında 5280 modern konut ve 3 adasında 800 adet iş yerinin bulunduğu alışveriş ve eğlence merkezinin yapılacağının, büyük marketler, sinemalar, restoran ve kafelerin yanı sıra her türlü ihtiyaca yönelik dükkan ve işyerlerinin burada yaşayanların yanı başında olacağının, sportiv aktivitelerin yapılacağı klüp binası, iki adet ilk öğretim okulu, bir adet ortaöğretim okulu, cami, hastane, sağlık ocağının bu projede yer aldığının ve 21. yüzyıla yakışır Avrupai bir yerleşim alanı olacak “Ispartakule” projesinin 2009 yılı sonunda tamamlanacağının belirtildiği dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda, site içerisinde yapılan incelemede, çocuk parkının olduğu, market, kapalı yüzme havuzu, sauna, vs. ile spor sahalarının bulunduğu, peyzaj ve aydınlatmasının olduğu, site etrafında yapılan incelemede ise, başka ada ve parsellerde market, restoran sağlık ocağı, okul vs.nin bulunduğu, Broşür ve materyallerde belirtilen alışveriş merkezinin çok ötesinde olarak tanımlanan kompleks ile tanıtım broşür ve materyallerinde anılan kompleksin sağ tarafında gösterilen iki iş kulesinin heniz gerçekleşmemiş olduğu,söz konusu alışveriş ve yaşam merkezi ile iki iş kulesinin yapılmamış olmasının gayrimenkulde değer kaybına neden olduğu,edimin ifasındaki eksiklik kabul edilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında yapılan sözleşme ve eki şartnamede belirtilen hususlar eksik yapılan bir husus bulunmadığı, davacının dayandığı broşür ve materyallerle ilgili bunların tanıtım amaçlı ve davalıların bu yönlerde değişiklik yapma hakkının sözleşmede belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki söz konusu eksikliklerin davacın satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Tüm bu nedenlerle; Dairemiz bozma ilamının kaldırılarak kararın düzelterek onanması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde bozulduğu, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalıların karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin bozma kararının kaldırılarak, mahkeme kararının usulün 438/son maddesi gereğince düzelterek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 17.02.2016 gün 2015/6664-2016/4709 sayılı bozma kararının kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda açıklanan şekilde düzelterek ONANMASINA, ikinci bent gereğince davalıların diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 31/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi