17. Hukuk Dairesi 2016/11234 E. , 2019/6578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin ... sigorta şirketinin Almanya"da merkezi bulunan uluslararası iş alanına sahip sigorta şirketi olduğunu, bu firmaya sağlık sigortası yaptırmış bulunan Almanya"da yaşayan ancak yıllık iznini memleketinde geçirmek üzere Türkiye"ye gelen ..."ın 5 Eylül 2004"te otosuyla davalıların ZMSS"si sürücüsü maliki olduğu araçla bir trafik kazasına uğradığını, müvekkili şirket sigortalısının bu olayda çok ağır yaralandığını, ...,... Hastanesinde tedavi edildiğini, daha sonra da daha iyi bakılabilmesi için Almanya"ya nakledildiğini, uzun süre tedavi gördüğünü, davacı sigortanın sigortalısı ... için 50.000 Euro üzerinde sağlık masrafları yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalılardan 1000 Euro tazminatın alınarak müvekkili sigortaya ödetilmesini, olay haksız fiil olduğundan olay tarihi olan 5.9.2004 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, avukat ücreti ve masrafların karşı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, davanın ıslah talebi de dikkate alınarak kabulüne, 50.000,00 TL rücuen tazminat alacağının davalılardan ödeme tarihinden itibaren müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve davalı ... "un sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı",
Yasanın geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği" öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir.
Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır, Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü,6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk "Sosyal Güvenlik Kurumu"na" geçtiğinden, yasa kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak 2918 sayılı Yasanın değişik 98. maddesi kapsamında kalanların belirlenmesi, 2918 sayılı Yasanın değişik 98.maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden
yasal hasım olan Sosyal Güvenlik Kurumu"nun davaya dahil edilmesi, yasa kapsamında kalan tedavi giderlerinden sonucuna göre Sosyal Güvenlik Kurumu"nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalıların sorumlu tutulması gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-818 sayılı BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK"nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK"nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.
Somut olayda; davaya konu trafik kazası 05.09.2003 tarihinde gerçekleşmiştir. Üç kişinin yaralandığı olayda ceza zamanaşımı süresi 765 Sayılı TCK"nın 102/4. maddesine göre 5 yıldır. Dosya kapsamında alınan hesap bilirkişi raporu uyarınca davacı vekili tarafından 18.11.2013 tarihinde ıslah edilmiş, davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde ıslah zamanaşımı def"inde bulunulmuştur. O halde mahkemece davalı ... vekilinin süresinde yaptığı ıslah zamanaşımı definin değerlendirilmesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Somut olayda, davacı şirketin sigortalısı ..."ın sevk ve idaresindeki araç ile davalı şirkette ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında ..."ın yaralandığı, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarında ..."ın %25 oranında kusurlu bulunduğu, davalı sürücünün ise %75 oranında kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı ... sigortalısının kusuru oranında sorumlu olup, hükmü temyiz eden davalı ... ve malik yönünden hesaplanan tazminattan karşı araç sürücüsü ..."ın kusuru oranında indirim yapılması gerekirken hesaplanan tazminatın tamamından sorumlu tutulmaları doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ..."un sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... "nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ... Sigorta A.Ş."ye geri verilmesine, 22/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.