3. Ceza Dairesi 2019/18258 E. , 2019/22511 K.
"İçtihat Metni"Kasten yaralama suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 87/3, 29 ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresi belirlenmesine ve denetim süresi içerisinde "Bir daha kimseyle kavga etmeyeceğim, ülkenin kanunları var, kendi hakkımı kendim almaya çalıştım, pişman oldum. Bir daha kendi hakkımı kendim almaya çalışmayacağım, dersimi aldım" ibaresi bulunan 100 adet el ilanını sanığın ikametgah ilçesindeki tüm kamu kurum ve kuruluşları (Belediye, hastane, vergi dairesi ve benzeri kurumlar) ile sokaktaki vatandaşlara birer adet olacak şekilde dağıtmak suretiyle ve bulunduğu yerin belediyesinin göstereceği uygun bir yere kendisi temin etmek suretiyle 20 adet çam fidanı dikerek 6 ay süreyle bakımlarını yapmakla yükümlendirilmesine dair Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli ve 2016/837 Esas, 2017/530 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 31.10.2019 tarihli ve 2018/8486 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.11.2019 tarihli ve 2019/106803 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarihli ve 2013/14-102 Esas, 2014/128 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığı halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği ve bozma kararının aleyhe sonuç doğuracağı nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre; sanığa denetim süresi içerisinde yükümlülük olarak yüklenen 100 adet el ilanı bastırılarak dağıttırılması ve 20 adet çam fidanı dikerek 6 ay süreyle bakımlarını yapması mükellefiyetlerinin para sarfı ile yerine getirilebilecek maddi edim ihtiva ettikleri, hâkimin ceza ve mükellefiyet tayininde takdir yetkisini haiz ise de, bu takdirini kanundaki ilkeler çerçevesinde kullanmak durumunda olduğu, işlenen suçla ilgisi olmayan, hükümlünün ıslahı amacına hizmet etmeyen el ilanı bastırma ve fidan diktirme mükellefiyetlerine hükmedilemeyeceği ve sanık hakkında yükümlülük belirlenirken kanun koyucunun amacına uygun, akla ve mantığa muhalif olmayan tarafları tatmin edici, denetime elverişli bir yükümlülüğe hükmedilmesi gerektiği cihetle, Cumhuriyet savcısının infaz yetkisini kısıtlayacak ve sanığa mali külfet getirecek şekilde yükümlülük belirlenmesinin mümkün bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 16.11.2017 tarihli ve 2016/837 Esas, 2017/530 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesi sgereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.