7. Hukuk Dairesi 2014/1228 E. , 2014/8465 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Samsun 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 05/11/2013
Numarası : 2010/1068-2013/638
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı 15.09.2009-26.06.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde belirli süreli iş akdi ile stajyer öğretmen olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından hiçbir sebep gösterilmeden feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bakiye süre ücret alacağı, cezai şart alacağı ve kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davacının raporlu olduğunu, rapor süresinin bitim tarihi olan 29.06.2010 tarihinden sonra işe gelmediğini, bu sebeple devamsızlık tutanakları tutulmak suretiyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davalının feshinin haklı nedene dayandığının kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin hangi tarafça sonlandırıldığı ve feshin haklı olup olmadığı ile feshe bağlı olarak cezai şart ve bakiye ücret alacaklarının ödenip ödenmemesi konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır.
Cezai şart Borçlar Kanunun 158 – 161 inci maddeleri (TBK. 179-182. maddeleri) arasında düzenlenmiş olup, İş Kanunlarında konuya dair bir hükme yer verilmemiştir. İş hukuku açısından Borçlar Kanunun sözü edilen hükümlerini uygulamakla birlikte, Dairemizce bazı yönlerden İş hukukuna özgü çözümler üretilmiştir. İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir.
Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz.
Borçlar Kanununun 161 inci maddesine (TBK 182. maddesine) göre, taraflar cezanın miktarını seçmekte serbesttirler. Buna göre belirli süreli iş sözleşmesinin kalan süresine ait ücretlerinin ya da bunun katlarının ödenmesi gerektiği yönünde ceza miktarı belirlenmesi mümkündür. Böyle bir cezai şart hükmü, Borçlar Kanunun 325 inci maddesine (TBK 408. maddesi)göre talep konusu yapılabilecek olan sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteğinden farklıdır. Bu durum, konuya dair yasal düzenlemenin tekrarı mahiyetinde de değildir. Gerçekten tarafların iradesi özel biçimde cezai şart düzenlemesi yönünde ortaya çıkmış olmakla, iradeye değer verilmeli ve cezai şart hükümlerine göre çözüme gidilmelidir. İşçinin bakiye süre ücreti ölçüt alınarak kararlaştırılmış olan cezai şarttan başka, sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin de Borçlar Kanununun 325 inci maddesine (TBK 408. maddesi) göre talep edilip edilemeyeceği sorununa değinmek gerekir ki, koşulların varlığı halinde sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin ayrıca talep edilebileceği kabul edilmelidir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 158/II maddesine (TBK 179. maddesi) göre, borcun belli zaman ve yerde ifa edilmemesi hali için cezai şart kararlaştırılmışsa, alacaklı hem ifa hem de cezai şartı talep edebilecektir.
Bakiye ücret alacağı yönünden ise, Borçlar Kanununun 325 inci maddesinde, “İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti isteyebilir” şeklinde kurala yer verilerek işçinin kalan süre ücretini talep hakkı olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 408. maddesinde işverenin işi kabuldeki temerrüdü sebebiyle işçinin iş görememesi halinde ücret hakkının olduğu açıklanmıştır. İşçinin iş görme edimini yerine getirememesi halinde yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir işi yaparak kazandığı veya kasten kaçındığı yararlarının indirileceği de hükme bağlanmıştır.
Bakiye süre ücretinin istenebilmesi için, iş sözleşmesinin haklı bir neden bulunmaksızın işverence feshedilmiş olması gerekir. İşverenin feshi 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinde yazılı sağlık sebeplerine, ahlâk ve iyi niyet kuralları ile benzerlerine uymayan hallere veya zorlayıcı sebeplere dayanması halinde, sözleşmenin kalan süresine ait ücretler yönünden işçinin talep hakkı doğmaz.
Somut olayda davacı, iş sözleşmesinin raporlu olduğu bir dönemde yani 26.06.2010 tarihinde işverence haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı işveren ise rapor bitim tarihinden sonra davacının kendisinin işe gelmediğini savunmuştur. Mahkemece davacının kendisinin işe gelmediğinden bahisle bakiye ücret alacağı ile cezai şart alacağı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de dosyada bulunan Samsun Gazi Devlet Hastanesi"nce verilmiş olan "Çalışabilir Kağıdı"na" göre davacının 18.06.2010-28.06.2010 tarihleri arasında raporlu olduğu, işverenin davacının iş sözleşmesini raporlu olduğu bir dönemde, yani 26.06.2010 tarihinde SGK"ya çıkış bildirmek suretiyle sonlandırdığı, davacı tanığı Gülşah Kara"nın “okulun bitimine bir hafta kala davacının çıkışı verildi” beyanı ile devamsızlık tutanaklarında imzaları bulunan davalı tanıklarının davalının raporlu olduğu bir dönemde işten çıkarıldığını ima yoluyla beyan etmiş olmaları ve davacı stajyer öğretmen olup stajının bitimine az bir süre kala stajını yakmak pahasına davacının kendisinin işe gelmemesinin de hayatın olağan akışına aykırı olacağı hususları düşünüldüğünde iş sözleşmesinin işverence davacının rapor alması sebebi ile davacının raporlu olduğu bir dönemde sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Böyle olunca davacının 6098 sayılı TBK"nın 408. maddesi göz önünde bulundurularak bakiye süre ücreti alacağı ve yine 6098 sayılı TBK"nın 182. maddesi gereği bir indirim yapılmak suretiyle iş sözleşmesi kapsamında cezai şart alacağının kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.