7. Hukuk Dairesi 2012/8814 E. , 2014/8472 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 14/05/2012
Numarası : 2008/169-2012/130
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ile davalılardan E.. İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
1-Davacı tarafın temyizi davalılardan İ.. M.. hakkında kurulan hükme ilişkindir.
Mahkemece adı geçen davalı yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosyada toplanan delillere uygun düşmemiştir. Dosyada toplanan delillerden davalılar arasında düzenlenen sözleşmenin niteliği bakımından eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinde kural olarak, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi bulunmamakta, yüklenici iş sahibinden bağımsız olarak üstlendiği işi sözleşme koşullarına uygun olarak tamamlayıp teslim etmeyi üstlenmektedir. Bu özellik dikkate alındığında bağımlılık ilişkisi, bir başka deyişle iş sahibinin adam çalıştıran sıfatı bulunmadığından eser sözleşmelerinin yerine getirilmesi ve işin yapımı sırasında yüklenicinin üçüncü kişilere zarar vermesi halinde iş sahibinin zarardan sorumlu tutulamayacağı kabul edilmektedir. Ancak bu kesin bir kural değildir. İş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmede iş sahibine yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış olması halinde, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından iş sahibinin “adam çalıştıran” sıfatıyla zarardan sorumlu tutulması gerektiği ve sorumluluk türünün de müteselsil (zincirleme) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince; davalılar arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalı İ.."nin diğer davalı yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla davalılar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalılardan İ.. M..nün de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla ve mütesilsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur.
Mahkemece davalı İ.. M..nün de sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken az yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözardı edelerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı tarafın temyiz itirazının bu nedenle kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı şirketin temyiz itirazlarına gelince;
a)İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
b)Davalı şirketin kusur ve hasar miktarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece kusur miktarı konusunda bir inceleme yaptırılmaksızın ve hasar miktarı yönünden de yeterince arştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir. Çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yaptırılması, taraflarca öne sürülen itirazların da yine bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerekir. O halde mahkemece öncelikle bilirkişi maarifetiyle kusur miktarı yönünden inceleme yaptırılarak meydana gelen olay sebebiyle davalı tarafa yüklenebilecek kusur ile varsa davacı tarafın müterafik (yarışan) kusur miktarı duraksamasız belirlenmelidir.
Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 E, 2010/636 K.sayılı ilamında da vurgulandığı üzere hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını hakız fiil sorumlularından isteyebilir.
Somut olaya gelince, dosya içeriğinden tahsili istenilen işletme zararı, işçilik ve vasıta gideri zarar kalemlerinin davalı taraftan tahsili gerektiği yönündeki bilirkişi raporuna davalı tarafın itiraz ettiği, tahsili istenen bedelin bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçilere ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araçların yakıt giderlerine, bir başka deyişle genel idare giderlerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı kurumun onarım giderleri ve işletme zararı belgelerinde belirtilen miktarlar doğru kabul edilerek, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez. Davacı tarafça hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırma veya harcama yapıldığına ilişkin dosyaya sunulan belgeler davalı tarafın itirazı doğrultusunda incelenmemiş bu konularda bilirkişiden ek rapor alınmadan karar verilmiştir.
Taraflara yüklenebilecek kusur oranı ve davacı tarafın isteyebileceği gerçek zarar miktarı duraksamasız belirlendikten sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş davalının temyiz itirazının bu yönden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı E.. İnş. San.ve Tic.A.Ş.nin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, kararın (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı taraf yararına ve (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle de adı geçen davalı şirket yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde davacı ile davalı E.. İnş. San. ve Tic. A.Ş."ne iadesine, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.