
Esas No: 2021/260
Karar No: 2021/1225
Karar Tarihi: 16.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/260 Esas 2021/1225 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/260 Esas
KARAR NO : 2021/1225
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacının .... Organizasyon Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti. ’nin ortakları olduklarını, ortaklık paylarının ... % 75, ... % 25 şeklinde olduğunu, davalının aynı zamanda 21.11.2018 de matbaacılık faaliyetinde bulunmak üzere kurulan şirketin tek ve münferit imzaya yetkili müdürü sıfatını da taşıdığını,tarafların ortağı bulundukları ... Organizasyon Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti.'nin 21.11.2018 tarihinde matbaacılık faaliyetinde bulunmak amacıyla, ... Mah. ... Sok. No:.... adresinde kurulduğunu, şirketin ana faaliyet konusu olan matbaacılık alanında faaliyet göstermek üzere her türlü matbaa makine ve teçhizatını edindiğini ve bu alanda faaliyete başladığını, daha sonra ilave bir takim makinalar da edindiğini ş fakat bu makinaların fiilen kullanılmakla birlikte şirkete fatura ile girişleri yapılmadığını, ancak, kurulduğu tarihten dava tarihine kadar şirketin yasal olarak yapması gereken yıllık genel kurullar yapılmadığını, müvekkili şirketin faaliyetleri hakkında hiçbir bilgi verilmediğini ve şirketin faaliyet konusu ile ilgisi bulunmayan gerçek dışı ve yüksek miktarlı birtakım harcamalar gerekçe gösterilerek şirketin zarar ettiği öne sürülmüş ve hiçbir kâr payı ödemesi yapılmadığını, şirketin % 75 hissesine sahip olan ve aynı zamanda şirket müdürü sıfatını taşıyan davalı tarafından, şirket keyfi olarak ve diğer ortağın yasal hakları hiçe sayılarak idare edildiğini, davalının ticaret yapmak ve kâr elde etmek gayesi ile kurulan şirketi, kötü niyetli, basiretsiz hatta kasti bir takım eylem ve işlemleri ile zarara uğrattığını ve halen uğramaya devam ettiğini, davalı tarafından gerçekte var olmayan, şirket faaliyeti ile ilgisiz olarak alınmış bulunan faturalarla ve diğer şekillerde şirketin uğradığı zararın tam miktarı tarafımızdan bilinmediğinden tazminat talebimizi fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak şimdilik 10.000.-TL olarak belirttiklerini belirterek dava sonucuna kadar davalının müdürlük yetkisinin tedbiren kaldırılmasına ve şirkete kayyım atanmasına, ihtiyati tedbir kapsamında (teminatsız olarak) şirket demirbaşlarının ve sair tüm şirket malvarlığının tespitinin yapılmasına, davalıların hukuka aykırı ve keyfi kararları neticesinde şirketi uğratmış olduğu zararın -fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla-şimdilik 10.000 TL.sının zarar tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı tarafından, dava dışı ... Organizasyon Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ;Yönetici sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların sulh olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirket yetkilisinin yöneticisi olduğu şirketi ve diğer ortak olan davacıyı zarara uğratıp uğratmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davalının şirket müdürü olduğu şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırlarında (Küçükçekmece) olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK'nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK'nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil kayıtlarının celp edildiği, incelenmesinde; .... sicil nolu ...'nin .... Mahallesi ....Sokak No:... Küçükçekmece/İstanbul adresinde sicilde kain olduğu, 21/11/2018 tarihinde kurulduğu, şirket yetkilisinin ... olduğu anlaşılmıştır.
22.04.2021 tarihli tensip tutanağının 5.maddesi ile Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; HMK 389.vd maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir yoluyla dava dışı şirkete kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün .... sicil numarasında kayıtlı " ... Mahallesi ....Sokak No:... Küçükçekmece/İstanbul" adresinde faaliyet gösteren dava dışı ...'ne denetim ve onay kayyımı olarak bilirkişi listesinden kayyım olarak mali müşavir ...'ın re'sen tayinine, ...'nin müdürünün şirketle ilgili her türlü karar ve tasarruf işlemlerinin (şirket malvarlığı üzerinde tasarruf etme, şirkete ait banka hesaplarından para çekme, kambiyo evrakı düzenleme ve şirket adına harcama yapma dâhil her türlü işleminin) geçerliliğinin mahkememizce atanan kayyımın onayına baglanmasına, kayyımın denetim ve onay görevini yaparken, ortakların hak ve menfaatini ve şirketin menfaatlerini gözetmesine karar verilmiştir.
02/11/2021 tarihli kayyım raporunda; 05.06.2021 ve 26.08.2021 tarihinde şirket merkezinde yapılan yerinde tespit ve incelemelerde şirketin gayrifaal olduğu, çalışma kabiliyetini tamamen yitirdiği, çalışan personelinin bulunmadığı , Muhtasar beyannameleri incelendiğinde Ocak 2019-Nisan 2020 dönemleri arasında ortalama 4 personel çalışan firmada Mayıs 2020 döneminden itibaren çalışanın bulunmadığı, çalışanlara ait SGK hizmet dökümleri incelendiği, ilk incelemede şirketin faal olmadığı görüldüğü, çalışan personelin bulunmaması, ana faaliyet konusu bulunması gereken baskı makinesinin Nisan 2020 de satılması, 2021 yılında rapor tarihi itibariyle hiç satış gerçekleştirmemesi ile çalışma kabiliyetini tamamen kaybettiği anlaşıldığı, dava tarihi (19.03.2021) ve tensip tarihi (22.03.2021)’nden kısa bir süre sonra demirbaşlardan “... marka ... Seri:.... Baskı Makinasının” 01.04.2021 tarihinde ... Ambalaj Matbaa Kağıt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketine kdv dahil 383.500,00 TL bedelle, “.... marka .... Serino:....Kompresör” ün 12.04.2021 tarihinde ... Ambalaj Matbaa Kağıt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketine KDV dahil 3.280,40 TL bedelle satıldığı görüldüğü, satış faturaları kayyım dosyasında yer aldığı, şirkete ait hesap ekstreleri incelendiğinde satış bedelinin 66.780,40 TL kısmının bankadan ödendiği görüldüğü, makine satışlarından kalan 320.000,00 TL bakiye için çek alınmış olup çekler tahsil olmuş ve bedeli banka hesaplarına aktarıldığı, satılan makinelerin rayiç değerlerinin uzman bir bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiği, şirketin faaliyet gösterdiği ve şirket merkezi olan işyeri kiralık olup kira sözleşmesi kayyım dosyasında bulunduğu, 10.04.2019 tarihinde imzalanan 3 yıllık kira sözleşmesine göre yıllık toplam kira bedeli 1.yıl için 138.000 TL, 2.yıl için 158.700 TL, 3.yıl için 182.500 TL olarak belirlendiği, şirket banka hesap ekstreleri incelendiğinde aylık kira bedellerinin Mart 2021 sonuna kadar her ay düzenli olarak ödendiği görüldüğü, Nisan 2021 den itibaren aylık kira bedelinin ödemesi tespit edilemediği, işyeri sahibi ödenmeyen kira bedellerinin tahsilatı için icra takibi başlattığı, icra takibi davalı ...’ın kira bedellerini ödemesi ile kapandığı, yapılan toplantılarda işyerinde bulunan mevcut makine ve ekipman ve demirbaşların kira bedelinin daha düşük olduğu bir başka yere, depoya taşınması gerektiği tarafımca vurgulanmış olup daha düşük kira bedeli olan mevcut adreslerinin bulunduğu yerin bir alt katına taşındığı, şirketin Şubat 2021 döneminden sonra kamuya olan yükümlülüklerini yerine getiremediği görüldüğü, 30.09.2021 dönemine ait bilançoda görülen toplam 73.676,32 TL kamuya borcu 01.11.2021 tarihinde ödenmiş olup rapor tarihi itibariyle kamuya borcu bulunmadığı, makine satışı karşılığı alınan çek bedellerinin tahsili, şirket envanterine kayıtlı varlıkların satılması elde edilen katma değerler buna karşılık, ödenen kira bedeli, kamu borçlarının tamamının ödenmesi, avukatlık ve mali müşavir hizmetleri, taşınma maliyetleri bankalar üzerinden gerçekleştirilmiş olup 01.11.2021 tarihi itibariyle 200.472,09 TL bakiye bulunduğu, şirketin 900.000 TL kayıtlı sermayesinin 833.000 TL tutarının nakden ödendiği, 67.000 TL ödenmeyen sermayenin ise davalı ...’a ait olduğu mizan kayıtlarından tespit edildiği, 2018 yılında özkaynakları negatif olan şirketin, ilerleyen dönemlerde taahhüt edilen sermayenin de ödenmesi ile öz kaynakları pozitif olmuştur. 30.09.2021 döneminde özkaynakları kaydi olarak +581.587,78 TL ve rayiç olarak +106.570,11 TL olup borca batık olmadığı, 21.11.2018 tarihinde kurulan şirket 2019 yılında aktif olarak faaliyetlerini sürdürmüş ve bu dönemde 2.868.163,49 TL ciroya karşılık 213.482,41 TL faaliyet karı ve 213.059,81 TL dönem net karı elde ettiği, 2020 yılında ise pandemiden olumsuz etkilendiği görülen firmanın Mayıs 2020 döneminde çalışan personeli kalmadığı, bu dönemde 137.983,83 TL net satış hasılatına karşılık faaliyetlerinden zarar ettiği, 279.389,78 TL faaliyet zararı ve 229.382,94 TL dönem net zararı bulunduğu görüldüğü, 31.03.2021 ve 30.06.2021 dönemlerinde ise satışı bulunmayıp ağırlıklı kira gideri kaynaklı net dönem zararları olduğu, 30.09.2021 döneminde görülen satış rakamı ise faaliyeti dışı hurda kâğıtların satışından kaynaklı olduğu, davalı şirketin 2021 yılında hiç satış yapmaması, uzun süredir personeli bulunması dikkate alındığında bu haliyle gayrifaal görünümünde olduğu kanaatine varıldığı, şirketin süreklilik arz eden faaliyet zararları, 2021 yılında hiç satış yapmaması, 2020 yılı mayıs ayından itibaren hiç personeli bulunmaması, şirketin asli faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli olan ana matbaa makinasının satılması, bu haliyle şirketin amacının gerçekleştirilmesindeki imkânsızlıklar, ortaklar arasındaki ilişkilerdeki ciddi anlaşmazlıklar da dikkate alındığında takdiri mahkemeye ait olmakla birlikte şirkette haklı fesih sebebi olarak değerlendirildiği bildirilmiştir.
Dava dışı ... Organizasyon Nakliyat Sanayi Limited Şirketi yetkilisi davalının şirketi kötü yönetip yönetmediği, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, zarara uğratmış ise zarar miktarının tespiti, davacıyı ve şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, sorumluluğun söz konusu olup olmadığı, zarar var ise miktarının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, hükme elverişli, rapor alınmasına karar verilmiş, 02/11/2021 tarihli raporda; dava dışı şirketin ticari defterlerinin TK m. 64/3 hükmüne göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, dava dışı şirketin tüm hesap ve defterlerinin incelenmesi neticesinde, davalı müdürün şirketi zarara uğrattığına dair herhangi bir somut bulguya rastlanmadığı, dava dışı şirketin 2020/Mayıs döneminden bu yana yaklaşık 17 aydır gayri faal olduğu, 2021/Nisan döneminde satılan 1 adet baskı makinası ve 1 adet kompresörün satış fiyatlarının rayiç fiyatlarla uyumlu olduğu, limited şirket müdürlerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için kural olarak dört temel unsurun (zarar, kusur, hukuka aykırılık ve illiyet bağı) bir arada bulunması gerektiği, zarar yoksa sorumluluk da olmayacağından davalı müdürün sorumluluğuna gidilemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi raporu, kayyım raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Huzurdaki uyuşmazlığın temelinde, dava dışı ... Organizasyon Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’nde (‘Şirket’) müdür olarak faaliyet gösteren davalı ...’ın Şirket’e zarar verip vermediği; Şirket’e bir zarar verilmiş ise Davalı’nın bu zarardan sorumlu olup olmadığı yer almaktadır. Bu kapsamda huzurdaki davanın çözüme kavuşturulabilmesi için limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğunun doğması için aranan şartların neler olduğu ve huzurdaki davada bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda inceleme yaptırılmıştır.
Dava şirket müdürüne karşı açılmış yönetici sorumluluğu davası olup konusu Limited şirket müdürlerinin sorumluluğu, 6762 sayılı TTK da olduğu gibi, 6102 sayılı TTK’nda da anonim şirket sorumluluk hükümlerine atıf yapılarak düzenlenmiştir. Gerçektende, TTK m. 644 fıkra 1 bent a hükmü açıkça, anonim şirketlere ilişkin sorumluluk hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağını, hüküm altına almıştır.
Limited şirket müdürlerinin sorumluluğu, 6762 sayılı TTK da olduğu gibi, 6102 sayılı TTK’nda da anonim şirket sorumluluk hükümlerine atıf yapılarak düzenlenmiştir. Gerçektende, TTK m. 644 fıkra 1 bent a hükmü açıkça, anonim şirketlere ilişkin sorumluluk hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağını, hüküm altına almıştır.
Atıf yapılan anonim şirketlere ilişkin hukuki sorumluluk hükümleri, TTK’nın ikinci kitabının dördüncü kısmının sonunda, onbirinci bölümde m. 549 ilâ 561 arasında toplu olarak düzenlenmiş ve m. 549-555 de sorumluluk halleri altı başlık altında toplanmış bulunmaktadır. Sorumluluk hallerinin özel olarak sayıldığı başlıklarda, sorumluluğun konusu, sorumlular ve sorumluluk şartları ile sorumluluğun hukuki sonucu gösterilmiştir.Böylece, TTK m. 555 ilâ 561 de düzenlenen ve ortak hüküm niteliği taşıyan, şirketin zararına, müteselsil sorumluluğa, ibraya, zamanaşımına ve yetkili mahkemeye ilişkin hükümlerin de limited şirkette uygulanmasına imkan verilmiştir.
Limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TK”) özel olarak düzenlenmemiştir. Kanun koyucu TK m. 644/1-(a) hükmü ile müdürlerin sorumluluğu hakkında anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun düzenlendiği TK m. 553 vd. hükümlerine atıf yapmıştır. TK m. 553 uyarınca ise, kanundan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini, kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem ortaklara, hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu tutulmuşlardır. Bu hükümler ekseninde limited şirket müdürlerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için kural olarak dört temel unsurun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar; zarar, kusur, hukuka aykırılık ve illiyet bağı olup bu unsurlar incelenecek, daha sonra bu açıklamalara istinaden davalının sorumluluğu değerlendirilecektir.
Zarar olmayan yerde sorumluluk olmaz. Ortada bir zarar yoksa, limited şirket müdürü hukuka aykırı davranmış olsa dahi, aleyhine sorumluluk davası açılması söz konusu olamayacağı açıktır.
Limited şirket müdürlerine karşı açılan sorumluluk davalarında temel olarak iki farklı tür zararın talep edilebilmesi mümkündür.
Huzurdaki davada Davacı’nın talepleri dikkate alındığında, Şirket’in uğramış olduğu zararın yine Şirket’e ödenmesini talep ettiği, bir başka deyişle Davacı’nın TK m. 555/1 kapsamında dolaylı zararının tazminini talep ettiği görülmektedir. Nitekim bu husus dava dilekçesinin gerek II-3 nolu bölümündeki “... bahse konu kararlar, eylem ve işlemler nedeniyle müvekkil ortağın dolaylı, dava dışı şirketin ise doğrudan uğramış olduğu zararın tazmin edilmesi, bu paranın şirkete dönüşünün sağlanması gerektiği açıktır.” şeklindeki ifadeden gerekse “Sonuç ve İstek” bölümündeki “Davalıların hukuka aykırı ve keyfi kararları neticesinde şirketi uğratmış olduğu zararın ... davalı tarafından, dava dışı ... Organizasyon Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’ne ödenmesine” şeklindeki ifadeden anlaşılmaktadır. Limited şirket müdürlerinin sorumluluğunun gündeme gelebilmesi için bunların kendilerine kanun ya da esas sözleşme ile verilen görevleri ihlal etmiş olmaları gerekmektedir. Bir olay ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının var olduğunu kabul edebilmek için, işlenen fiilin olayların normal akışına ve hayat tecrübelerine göre meydana gelen zarara sebep olabilmesi gerekmektedir.
Kanun koyucu limited şirketlere özgü sorumluluk hukukunda da kusur sorumluluğunu benimsemiş ve sorumluluğun doğabilmesi için müdürlerin kusurlarıyla yükümlülüklerini ihlal etmeleri gerektiği ifade edilmiştir. Kusur, hukuk düzeni tarafından organa verilen yükümlülüğün organ tarafından istenerek ihlal edilmesi ya da organın yükümlülüğünü ihlal etmek istememesine rağmen bu sonucu doğuracak davranıştan kaçınmak için iradesini gerektiği şekilde kullanmamasıdır. Her tür kusur - hafif ihmal dahi - kusurun doğumu için yeterlidir. Müdürlerin kusurlu olup olmadıkları belirlenirken bunların görevlerini yerine getirirken gerekli özeni gösterip göstermedikleri incelenir. “Özen ve bağlılık yükümü, rekabet yasağı” başlığını taşıyan TK m. 626/1 hükmünde, müdürlerin özen borcunun kapsamı özel olarak ele alınmış olup, müdürler ve yönetimle görevli kişilerin, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlü oldukları belirtilmiştir.
Dosya içeriğinden, 2021/Nisan döneminde mahkememizce denetim ve onay kayyımı atanmasından kısa bir süre önce aktife kayıtlı 1 adet Baskı Makinası ve 1 adet Kompresör’ün davalı müdür tarafından satıldığı anlaşılmıştır. İşbu raporun 4. sayfasındaki tablodan görüleceği üzere, satışa konu varlıkların (özellikle 325.000 TL bedel karşılığı satılan baskı makinasının) şirket varlığının önemli bir kısmını teşkil ettiği anlaşılmıştır. Ancak somut dava bakımından “zarar” koşulu bakımından ise bilindiği üzere, limited şirket müdürlerinin sorumluluğuna ilişkin davalarda zararın varlığı ve miktarı hususundaki ispat yükü, zarar gördüğünü iddia eden davacı/davacılar üzerindedir (Akdağ Güney, Sorumluluk, s. 56). Mahkememizce atanan bilirkişinin, dava dışı şirketin tüm hesap ve defterlerinin incelenmesi neticesinde davalının şirketi zarara uğrattığına dair herhangi bir somut bulguya rastlanmadığı satılan makinelerin 2.el piyasa rayiç değerlerine göre piyasa rayicine uygun satıldığı dikkate alınarak tada bir zarar yoksa limited şirket müdürü hukuka aykırı davranmış olsa dahi, aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğinden davacının tazminat talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, her ne kadar Davacı kendisine hiçbir kar payı ödemesi yapılmadığını ileri sürmekte ise de, bu mesele huzurdaki davanın konusu dışında kalmaktadır. Zira yukarıda da ifade edildiği üzere huzurdaki dava Davalı’nın Şirket’e verdiği zararın Şirket’e ödenmesi taleplidir. Bir başka deyişle huzurdaki dava, Davacı’nın doğrudan zararının tazmini değil, Davacı’nın dolaylı zararının tazmini talepli olup bu dava ile ile ilgisi bulunmadığı gibi .Bu alacak kalemi bakımından konuyu düzenleyen TTK'nun 408/2-d maddesinde; kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesi yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kara katılması dahil kurullanılmasının genel kurulun devredilmez görev ve yetkilerinden olduğu düzenleme konusu yapılmış olup; TTK nun 409/1. Maddesinde de belirlendiği şekilde kârın kullanım şekli, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenme yetkisi genel kurula aittir. Esas Sözleşmede belirli bir oranda kâr payı ön görülmüş ve dağıtılabilir bir oranda kâr var ise bu pay sahipleri için müktesep bir hak teşkil eder ve genel kurulun pay sahiplerine dağıtımı ön görülen bu kâr payının dağıtımı konusunda karar alınması zorunludur. (Prof Dr. H. Güzin Üçışık, Yardımcı Doç Aydın Çelik Anonim Ortaklıklarda Finansal Tablolar , Yedek Akçeler ve kâr Dağıtımı Sayfa 357)
Limited kuruluş amacı, bir ticaret şirketi olması nedeniyle, faaliyetleri sonucunda kâr elde etmek ve bunu ortaklarına dağıtmaktır. Anonim şirketler açısından kâr; bir hesap dönemi içinde şirketin faaliyeti sonucunda, kâr ve zarar hesabının kâr bakiyesi vermesi hâlinde şirket bilânçosunun pasif tablosuna yazılan ve kural olarak kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılmak üzere ayrılan bir kalemdir. Şirketin elde ettiği kira gelirleri de bilanço hesabında gelir ve kar hesabına dahil edilmesi gereken kalemlerden olup, kira gelirlerinden doğrudan pay istenemez. O halde, davada doğrudan kira gelirinden pay istenmiş ise de, anonim şirketlerin yapısı ve yasal düzenlemelere göre, dava kar pay alacağıdır.6102 sayılı TTK.nın 408/2-d madde hükmüne göre, şirketin kar paylarının belirlenmesi ve kullanılmasına dair kararlarının genel kurul tarafından alınması zorunlu olup, bu yetkiler devredilemez . Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No : 2020/1377 Karar No: 2021/495 emsal içtihadı da bu yönde olduğundan bu talep de yerine görülememiştir.
Davacıların şirketin Kuruluşunu takiben ciddi anlamda iş yapan ve gelir eden şirketin, elde ettiği bu geliri küçük ortaktan gizlemek ve onun kâr payı alacağını yok etmek amacıyla, şirketin faaliyet konusu ile uzaktan yakından ilgisi olmayan yüklü miktarda OTEL/KONAKLAMA ve danışmanlık adı altında faturalar alınmış, şirket zararda gösterildiği iddia edilmiş olup bu husu defter kayıtlarda incelenmiş olup bu hususta zarar olduğu yönünde tespit yapılamadığı gibi bu hususla ilgili kayyumun sunduğu raporlarda da rastlanılmamış olduğu ve bu tür giderlerinin şirketler açısından olağan işletme ve temsil gideri olarak da karşılanması gerektiğinden davalı bakımından zarar koşulu ispat edilemediğinden tüm bu nedenlerle davanın reddine ve kayyumun görevine de son verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Mahkememizce tensip ara kararı ile atanan kayyım tedbirinin kaldırılarak bu hususun İTSM'ye bildirilmesine,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubuna, artan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-HMK'nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.'nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021
Başkan ...
¸
Üye ...
¸
Üye ...
¸
Katip ...
¸
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.