
Esas No: 2019/6885
Karar No: 2020/4863
Karar Tarihi: 06.10.2020
Taksirle yarlama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/6885 Esas 2020/4863 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yarlama
Hüküm : CMK"nın 223/2-c maddesi gereği beraat (her iki sanık hakkında)
Taksirle yaralama suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın bel ağrısı şikayetiyle Beyşehir Devlet Hastanesinde pratisyen hekim olarak görev yapan sanık ..."e başvurduğu, sanık ..."in yaptığı muayene neticesinde, kendisine akut lumbalji tanısı teşhisi koyduğu, tedavi için dikloron amp, muskoril amp, dekort amp ilaçlarının üçünün karıştırılarak yapılması talimatı vermesi üzerine Sağlık Meslek Lise"sinde stajyer öğrenci olan sanık ... tarafından enjeksiyon uygulaması yapıldığı, katılanın yapılan enjeksiyon sonrasında bacağında uyuşukluk ve hissizlik baş gösterdiğini bildirmesiyle, yine sanık ..."in talimatıyla sanık ... tarafından ikinci enjeksiyonun uygulanmasıyla, katılanın durumunda bir değişiklik olmadığı gibi sevk edildiği Konya il merkezindeki sağlık kuruluşlarında da bu durumun düzeltilemediği ve katılanın duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması şeklinde yaralanması ile sonuçlanan olayda;
...Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden alınan 26/06/2015 tarihli raporda; ""Dava konusu olayda kişiye glüteal bölgeden intramüsküler enjeksiyon yapıldığının belirlendiği, enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği, bu durumun enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durumunda da daha önceden öngörülemeyecek ve önlenemeyecek arazlara sebep olabildiği, bu durumun her türlü özene rağmen oluşabilecek herhangi bir kusur ve ihmalden kaynaklanmayan komplikasyon olarak nitelendirildiği, enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil de tanımlanmadığından, tüm bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, enjeksiyonu uygulayan sağlık personeline ve enjeksiyon yapılma talimatı veren ilgili hekime herhangi bir kusur izafe edilemediğinin"" ve Adli Tıp Genel Kurulunun ""17/12/2015 tarihli raporunda ise"" Dava konusu olayda kişiye glüteal bölgeden intramüsküler enjeksiyon yapıldığının belirlendiği, enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği, bu durumun enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durumunda da daha önceden öngörülemeyecek ve önlenemeyecek arazlara sebep olabildiği, bu durumun her türlü özene rağmen oluşabilecek herhangi bir kusur ve ihmalden kaynaklanmayan komplikasyon olarak nitelendirildiği, enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil de tanımlanmadığından, tüm bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tıbbi uygulama yönünden ilgili sağlık personeline ve enjeksiyon yapılma talimatı veren ilgili hekime herhangi bir kusur izafe edilemediğinin"" bildirildiği dikkate alındığında mahkemece sanıklar hakkında beraat hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın eksik araştırma sonucu hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 06/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.