8. Ceza Dairesi 2016/8016 E. , 2017/736 K.
"İçtihat Metni"Parada sahtecilik suçundan sanık ...’un mahkumiyetine dair ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2007 tarihli ve 2004/366 esas, 2007/71 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlü müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin anılan Mahkemenin 19.06.2007 tarihli ve 2007/94 müteferrik sayılı kararma yönelik itirazın reddine dair ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.07.2007 tarihli ve 2007/395 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun"un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir."’ şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren mahkeme heyetinde bulunan Hâkimler... ve ...’ın olayla ilgili kanaatlerinin oluştuğu, görüşlerinin ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair verecekleri kararda önceki kanaat ve görüşlerinin etkisi altında kalabilecekleri, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği hususu gözetilmediğinden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09.06.2016 gün ve 10536 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.06.2016 gün ve KYB/2016-248430 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Zorunlu müdafiliğe ilişkin CMK.nun 150. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak ayrıntıları Ceza Genel Kurulu"nun 18.03.2008 tarih 2008/9-7-56, 21.12.2010 tarih, 2010/11-251-267 ve 20.03.2012 gün 2011/6-235-2012/110 esas ve karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere, “Kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu müdafiye yapılan tefhim veya tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı; bu durumda zorunlu müdafinin, sanığın lehine bazı işlemler yapmış, örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün sanığa da tebliğ edilmesi ve onun tarafından temyiz dilekçesi verilmesi halinde, isteminin kabul edilmesi gerektiğinin” belirtilmesi ve ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 01.02.2007 tarihli hükmünün, anılan mahkemenin istemi üzerine atanan zorunlu müdafii Av. ..."ın yüzüne karşı, sanığın yokluğunda verilip, süresinde yasa yoluna başvurulmadığından bahisle kesinleştirildiği, ancak atanan müdafiden sanığın haberdar olmadığı, anılan kararın sanığa da tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde belgeye rastlanılmamış olmaması nedeniyle ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 01.02.2007 tarih ve 2004/366 esas 2007/71 sayılı hükmünün kesinleşmediği ve kanun yararına bozmaya konu edilemeyeceği anlaşılmakla;
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, evrakın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.