17. Hukuk Dairesi 2016/14217 E. , 2019/6754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 29.07.2009 tarihinde, davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı oldukları aracın, müvekkili idaresindeki motosiklete çarpması sonucu, davacının ağır şekilde yaralandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, geçici ve sürekli işgücü kaybından dolayı 41.424,00 TL., bakıcı gideri 10.881,00 TL ve toplamda 52.305,00 TL olarak maddi tazminat talebini ıslah etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 41.424,00 TL maddi tazminatın olay tarihi 29/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ... şirketi için dava tarihi olan 30/11/2010 tarihinden itibaren) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 11.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ile İSKİ Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2-BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar, olay tarihi, maluliyet oranı, tarafların kusur durumları gibi hususlar da dikkate alındığında, davacı için takdir edilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3- Mahkemece davacının sürekli bir bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı hususunda rapor alınmadığı ve bakıcı giderinin belgelenmediği belirtilerek, bakıcı gideri talebi reddedilmiştir. Davacı 29.07.2009 kaza tarihi itibariyle 47 yaşında olup, sağ collum femoris kırığı, sağ femur diafiz kırığı saptandığı, travmatik subaraknoid kanama, temporal
kontüzyon, göğüs travması da olduğu, toraks tüpü uygulandığı, beyin cerrahisi tarafından opere edildiği, femur boynu fraktürü için kapalı redüksiyon intemal fiksasyon uygulandığı, femur diafiz fraktörü için açık redüksiyon internal fiksasyon uygulandığı anlaşılmakta olup, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan 01.10.2014 tarihli rapora göre davacının 15 ay işgöremezliği olduğu bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece davacının %100 malul sayılacağı 15 aylık geçici işgöremezlik dönemi için aktüer bilirkişi raporu ile belirlenen bakıcı giderine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.925,67 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı İSKİ Genel Müdürlüğünden alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.