Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6341
Karar No: 2019/6776
Karar Tarihi: 27.05.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/6341 Esas 2019/6776 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/6341 E.  ,  2019/6776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davacının kiracı olarak işlettiği halı sahanın davalı tarafından sigortalandığını, fırtına sonucu halı sahanın ve demirbaşların zarar gördüğünü, hasar bedelinin tespit dosyasında 175.560,00 TL olarak saptandığını, davalıya yapılan başvuru üzerine 79.439,00 TL hasar bedeli ödenmişse de bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını, bakiye hasar bedelinin tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı işyeri için eksik sigorta bulunduğunun eksper incelemesinde saptandığını, sigortalı işyerinde oluşan hasarın kısmi olduğunu ve tam hasar durumu bulunmadığını, bu durumun davacının da kabulünde olduğunu, eksik sigorta hükümleri ile hasar miktarına göre gerekli ödemeyi yaptıklarını, poliçeden doğan sorumluluklarının son bulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 46.449,00 TL. tazminat (asıl alacak) yönünden davalının icra takibine itirazının iptaline, bu miktar ile işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; itirazın iptali istemli davanın, yasal 1 yıllık süre içinde açılmış olmasına; özellikle, davacıya ait sigortalı yerde oluşan hasarın kısmi hasar olduğuna ilişkin mahkeme tespit ve kabulünde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, "Kobi Paket Sigorta Poliçesi" gereği tazminat istemine ilişkindir.
    Davalı tarafından düzenlenen poliçenin tanzim tarihi ve riziko tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1462. maddesinde "sigorta bedeli, sigorta değerinden az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranına göre tazminat öder" denilmek suretiyle eksik sigorta ve bu durumda sigortacının sorumluluk sınırının ne olacağı düzenlenmiştir.
    Sigorta ettirilen malın gerçek değerinin altında bir bedel üzerinden ve daha az prim ödenerek sigortalatıldığı durumda, TTK"nun 1461/1. maddesi gereği gerçek zararı ödeme yükümlülüğü altında olan sigortacıya yöneltilecek haksız ödeme taleplerinin önüne geçilebilmesini teminen, eksik sigortaya ilişkin düzenleme yapılmıştır. Eksik sigorta tespitinin, poliçede teminat verilen her bir unsur (somut olayda bina- demirbaş- emtea) bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Eksik sigortaya ilişkin belirleme yapılırken, poliçedeki toplam teminat bedeli değil; her bir sigortalı unsur için verilen teminat bedeli ile o sigortalı unsurun gerçek değeri dikkate alınmalıdır. Aksi halde, birden çok unsuru kapsayan sigorta poliçelerinde, eksik sigortanın sözkonusu olmadığı sigortalı unsur için eksik tazminat ödenmesi ya da eksik sigorta bulunan unsur için eksik sigorta indirimi yapılmaması suretiyle fazla tazminat ödenmesine yol açılabilecektir ki bu durum da gerçek zararın ödenmesi ilkesine aykırı olacaktır.
    Davalının düzenlediği 31.10.2013 tanzim tarihli poliçede; bina için 100.000,00 TL, demirbaş için 50.000,00 TL ve emtia için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL sigorta bedeli üzerinden, enflasyon korumalı olarak teminat verildiği; poliçenin eksik sigortaya ilişkin klozunda ise, %10 ve altındaki eksik sigorta durumunda eksik sigorta uygulaması yapılmayacağı, ancak anılan oranı aşan eksik
    sigorta durumunda Yangın Sigortası Genel Şartları"nın A.5. maddesine göre işlem yapılacağı düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
    Mahkeme tarafından, somut olayda eksik sigorta bulunduğu kabul edilmiş ve inşaat mühendisi bilirkişiden alınan 11.01.2016 tarihli raporda, bina yapı bedeli olduğu bildirilen 203.340,00 TL sigortalı malın gerçek değeri olarak kabul edilip bu bedel, sigorta poliçesindeki toplam 160.000,00 TL"lik sigorta bedeline oranlanmak suretiyle davalının sorumlu olduğu zarar miktarı belirlenmiştir. Sigortalı malın gerçek değeri olarak kabul edilen miktar sadece bina bedeli olduğundan, poliçedeki bina sigorta bedeli olan 100.000,00 TL için oranlama yapılması gerektiği halde, tüm sigortalı unsurlar için verilen toplam 160.000,00 TL"lik sigorta teminatları ile oranlama yapılması, eksik sigortaya ilişkin yasal düzenlemelere açıkça aykırıdır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davacının eksik ödendiğini iddia ettiği zarar kalemlerine ilişkin talebinin dayanağı olan tespit dosyasında zarar hesabına dahil edilen bina yapı bedeli ile suni çim halı bedelinin, poliçedeki hangi sigortalı unsur kapsamında kaldığının da irdelenip değerlendirilmesi suretiyle, TTK"nun 1462. maddesi hükmü ve poliçe hükümlerine göre eksik sigorta hesabının yapılması ile davalının sorumlu olduğu zarar miktarının belirlenmesi için, konusunda uzman sigortacı bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi