14. Hukuk Dairesi 2016/508 E. , 2018/5480 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.07.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne bedelinin tahsiline dair verilen 05.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... Bilişim Limited şirket vekili, davalı ..., davalı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 17.07.2014 tarihli dilekçesi ile 36 sayılı parselde davalı ... Bilişim Limited Şirketine ait inşaatın dükkanların üstündeki ve ön cephe yola bakan dairelerden yeni yapılacak blok tarafındaki 147 m2"lik dairenin ... Yapı Daire Satış Sözleşmesi satıcı ... Bilişim Ltd. Şirketi, alıcı ... başlıklı sözleşmesinde "... Şahıs dairesini teslim almadan müteahhitin yazılı izni olmadıkça dairesinin başkasına devrini yapamaz. Bu daire toplam 130.000,00 TL"ye verilmiş ve 130.000,00 TL"si peşin alınmıştır. Bu daire kat karşılığı yapılacak iş bedeline ..."ya satılmıştır. ... bu daireyi ..."na satmıştır. Sözleşmede yapılacak iş ne zaman biterse tapusu o zaman ..."na verilecektir. Söz konusu dairenin ödemesi ..."ya yapılmıştır. "şeklinde yazılı olduğu üzere satın aldığını belirterek öncelikle tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise davaya konu dairenin rayiç bedelinin tespit edilerek yasal faizi ile tahsili istemiştir.
Davalı şirket vekili davacı tarafından sunulan 15.01.2011 tarihli daire satış sözleşmesinde, davalı şirketin sadece şahit olarak imza atmış olduğunu sözleşmenin resmi şekle aykırı olup geçersiz olduğunu davacı ile şirket arasında herhangi bir satış veya para alışı ile bir ilişkisi bulunmadığını, alıcı ve satıcının davacı ... ile davalı ... olduğunu, davalılardan hiçbirinin dava konusu taşınmazın maliki olmadıklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 30.04.2015 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen keşif raporu ve ıslah ile talep olunan bilirkişi raporunda tespit edilen daire bedeli üzerinden 112.080,00 TL"nin davalılardan tahsiline taşınmazın malikleri açısından da inceleme yapıldığından iyiniyetli üçüncü kişinin var olduğu anlaşılmış olmakla tapu iptali ve tescili talebinin değerlendirmeye alınmamasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... ve ... Bilişim Limited şirket vekili, davalı ..., davalı ... ve davalı ... temyiz etmişlerdir.
Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda; davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.