Abaküs Yazılım
Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2014/519
Karar No: 2021/867
Karar Tarihi: 14.12.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/519 Esas 2021/867 Karar Sayılı İlamı

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/519 Esas
KARAR NO : 2021/867
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin davalı şirkette azlık ortak olduklarını (... 37.128 hisse, 13,26 ... 37.856 hisse, %13,52, ... 728 hisse %0,26, toplam hisse 280.000), davalı şirketin kuruluşundan beri müvekkillerine şirketin işleyişi ve işlemleriyle ilgili bilgi verilmediğini ve hayati kararlarda oy kullanmasının engellendiğini, hakim ortaklar tarafından müvekkillerinin şirketten uzak tutulduğunu, noter aracılığı ile müvekkillerinin bilgi alma istemlerine verilen cevabi ihtarnamelerin bir çoğunda bilgi alma istemine kaçamak cevaplar verildiğini, ancak Antalya ... Noterliği aracılığı ile ... tarihi ve sayılı cevabi ihtarnamede 15.05.2013 tarihinde saat 13:00 ila 19:00 arasında şirket merkezinde inceleme yapılabileceği bildirilmesine rağmen belirtilen tarih ve saatte incelecek belgelerin hazır edilmediğini ve orada bulunanların durumu tutanak altına aldıklarını, daha sonra davalı şirket muhasebecisi ile gerçekleştirilen iletişim neticesinde 18.05.2013 tarihinde müvekkilinin İstanbul adresinde incelenmesi gereken evrakların hazır edileceği belirtilmesine rağmen ekteki “Teslim Tesellüm Belgesinden” de anlaşılacağı üzere sunulan belgelerin kar&zarar ve şirketin işleyişi ile ilgili konularda sonuç çıkarmaya elverişli olmadığını, yine bu hususun tutanak ile tespit edilerek aynı gün davalı şirket muhasebecisi ...'ye teslim edildiğini, yine müvekkilleri tarafından ihtarname ile 2012 genel kurulunun Mart ayı sonuna kadar yapılması ve belirli gündem maddelerinin gündeme konulmasının talep edildiğini, ancak bu genel kurulun gecikmeli olarak 20.06.2013 tarihinde yapılabildiğini, Müvekkillerinden ... ve ...'un TTK 437. Maddesi gereğince davalı şirkete ait finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunu yıllık faaliyet raporu, denetleme raporu ve YK'nın kar dağıtım önerisine dair 12.06.2013 tarihinde inceleme talibiyle Konya ... Noterliği aracılığı ile ... Tarih ve nolu ihtarnameyi keşide ettiğini ve 12.06.2013 tarihinde söz konusu bilgi ve belgeler üzerinde inceleme yapıldığını, ancak davalı şirketin işleyişi ve özellikle iştigal konusuna ait detaylı imalat tabloları vb.ni verilmediğini, > Müvekkillerince 18.05.2013 tarihinde incelemek amacıyla istenen belgelerin geçen bir ay sonunda ve 2013 yılı Genel Kurulundan bir önce teslim edildiğini ancak yine şirkete ait imalat tablolarının ibrazından açınıldığını ve sadece bir sayfalık bir özet tablonun verildiğini, bu özet tabloda şirket kaşesi ve şirket yetkililerinin imzasının bulunmadığını, İmalat tablolarının kasıtlı olarak verilmediğini düşündüklerini, bu tablolar olmadan davalı şirketin üretim kapasitesinin ve net karının bilinmesinin mümkün olamayacağını, > Müvekkilleri tarafından davalı şirketin genel kurulda ilgili konuların TTK 438. Maddeye uygun olarak özel denetçi vasıtasıyla incelenmesi istenmesine rağmen hakim ortakların oylarıyla ... tarihli genel kurulda alınan 2. Nolu karar ile bu taleplerinin reddedildiğini, bu karar üzerine Antalya ... ATM'nin ... E sayılı dosyası ile görülen davada özet denetçi atanmasını mahkemeden talep ettiklerini, Davalı şirketin mali durumunu müvekkillerinden gizlendiğini, davalı şirketin 612 ürün iadesi olduğunu ve bunun sektörün diğer firmalarına göre oldukça yüksek olduğunu, oysa iade ürünlerin birçoğunun bazı işlemlerden geçirilerek piyasaya tekrar sunulmasının mümkün olduğunu, fakat davalı şirketin iade ürünleri ne yaptığının ve ne kadarının imha edildiğinin belli olmadığını, davalı şirketin iştigal konusu gereği Süt Sektöründe uzman bir bilirkişiden uzman görüşü aldıklarını, söz konusu uzman görüşünde davalı şirketin fazla miktarda satış, pazarlama, satış ve yönetim hatalarının tespit edildiğini, iade ürünlerin ne yapıldığının belli olamadığını ve bu yolla kayıt dışı kazanç elde etme kuşküsunun olduğu kanaatinin açıklandığını, Müvekkillerinden ...'un YK üyesi olmasına rağmen davalı şirketin YK'nın toplanmadan karar aldığını, ...'un toplantılara çağrılmadığını, hiçbir hayati kararda imzasının bulunmadığını ve sadece resmiyette YK üyesi olarak göründüğünü, yönetimde hiçbir söz sahibi olmadığını, aynı aileden gelen hakim ortakların imza yetkilerini de kullanarak tamamen kendi insiyatifleriyle davalı şirketi yönettiklerini, Davalı şirketin bir Alman Firması ile yaptığı ... USD tutarlı anlaşmayı müvekkillerinin gazete haberlerinden öğrendiğini, davalı şirketin Bankalardan aldığı kredilerden haberdar olmadıklarını, bu kredilerin ve davalı şirketin yöneticilerinin iddia ettiği karların hangi yatırımları finanse etmek için kullanıldığını bilmediklerini, 2008 yılından bu yana davalı şirkete alınan demirbaşlardan haberdar olmadıklarını ve şirket araçlarının kimler tarafından kullanıldığını bilmediklerini, davalı şirkette hakim ortakları veya onların yakınları lehine kararlar alınarak uygulandığını, hakim ortakların birinci derece yakınlarının şirkette maaşlı olarak çalıştığını, bu kişilerin ne iş yaptıklarını, ne kadar maaş aldıklarını müvekkillerinin bilmediğini, Müvekkiline sunulan belgelerden davalı şirketin yöneticisi ...'nin davalı şirkete ... TL borç verdiğinin anlaşıldığını, hakim ortakların şirketten başka bir gelirlerinin olmadığını, şirketin kar payı dağıtmadığını, buna rağmen ... bu meblağı nasıl ve nereden kazandığının belli olmadığını, bu durumun davalı şirketin hakim ortaklarının davalı şirketten örtülü kazanç aldıklarını gösterdiğini, Davalı şirket tarafından kuruluştan itibaren kar payı dağıtımı yapılmadığını, bunun TTK'nın 531. Maddesi gerekçesinde de açıkça ifade edildiği gibi İsviçre öğretisinde haklı sebep kabul edildiğini, 2013 yılında ise hakim ortakların oylarıyla kar paylarının sermayeye eklenmesine karar verildiğini, tensip zaptı ile birlikte davalı şirkete kayyım atanması gerektiğini, İleri sürerek her türlü dava, tazminat ve diğer hukuki hakları saklı kalmak üzere tensip zaptı ile birlikte davalı şirkete yönetici kayyım atanmasına; yargılama sonunda davalı şirketin haklı sebeple feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın haklı sebeple fesih davası olduğunu, gerekçelerinin hiçbir maddi delile dayanmadığını, ileri sürülen vakıaların gerçekle ilgisi olmadığını, Davacıların 2013 yılında şirketteki hisselerini satmak istediklerinin diğer ortaklara teklif ettiklerini ancak olumlu yanıt alamayınca bir dizi davanın açıldığını, amaçlarının şirketteki paylarını en iyi fiyattan satma çabasından ibaret olduğunu, müvekkili şirketin kurumsal olarak her türlü gelir ve giderinin kayıt altında olduğunu, sürekli olarak yatırımlarıyla büyüyen bir şirket olduğunu, bütün organlarının çalıştığını, sürekli olarak kar ettiğini, müvekkili şirkette birçok YK'nın toplanmak istendiğini ve davacı ...'un toplantıya davet edildiğini, ancak katılmaması nedeniyle bu toplantıların yapılamadığını, katılamaması nedeniyle davacı ve davacılardan sözlü ve yazılı olarak görüşlerini paylaşmalarının istendiğini, ...'un toplantıya davet edilmesine rağmen katılmaması nedeniyle müvekkili şirketin yatırımlarından gazete aracılığı ile haberdar olduğunu, bu toplantıda çok önemli kararların başkanın insiyatifiyle alındığını, Alman firması ile yapılan yatırım sözleşmesinin davacılara verildiğini, maliyetin ... Euro olduğunu bilmelerine rağmen 20 milyon USD şeklinde kasıtlı yanlış beyanda bulunduklarını, yatırımların şirketin rekabet gücünün artırdığını, davacıların hisse değerinin artmasını sağladığını, davacıların bilgi alamadıklarına ilişkin iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davet edildikleri halde toplantılara gelmeyen ve müvekkili şirkete her türlü engeli çıkartmaya çalışan ve davalar açarak işeyemez hale getirmek isteyenlerin davacılar olduğunu, müvekkili şirketin defterlerinin davaya en iyi cevap olduğunu, 480 kişiye istihdam sağlandığını, sürekli olarak büyüdüğünü, davacı tarafın bilgi alma haklarının engellendiği iddiasının kendileri tarafından sunulan belgelerle çürütüldüğünü, ...'un çektiği ihtarnameye bilgi verilmeyeceği şeklinde cevap verildiği bildirilmesine rağmen durumu böyle olmadığını, aksine toplantılara katılmayan YK üyesinin defter ve belgeleri incelemesinin mümkün olmadığını, çünkü bunların toplantı esnasında incelenebildiğini, TTK uyarınca bilgi edinme hakkının kullanılması için gerekli belgelerin incelemeye verilebileceğinin belirtildiğini, ” Davacı ...'un en son bilgi alma isteğinin 15.05.2013 tarihli olduğunu, birkaç Avukatı ve Mali Müşaviri ile müvekkili şirkete ait defter ve belgeleri incelediğini ve eksik olduğunu ileri sürdüğü bazı evrakların da kendisine daha sonradan teslim edildiğini, buna rağmen söz konusu davacının bu inceleme toplantısını inkar etmesinin, YK toplantı tutanağını imzalamaktan imtina etmesinin ve yapılmamış gibi ihtarname çekmesinin kötü niyetli bir davranış biçimi olduğunu, davacıların aynı sektörde faaliyet gösteren ... Gıda ve Süt Ürünleri Paz. San. Tic. Ltd., Şti.nin ortağı olduğunu, müvekkili şirket ile rekabet içinde olduklarını, davacıların ileri sürdüğü vakıaların haklı sebeple feshe gerekçe olamayacağını, bilgi edinme hakkının yasal ve fiili sınırları içinde kullandırıldığını, ...'un yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle bilgi alma ve inceleme haklarını YK toplantısı sırasında kullanabileceğini, ancak ... Firmasının en fazla paya sahip ortağı olmasından dolayı bilgi alma haklarının sınırlı olduğunu, diğer davacıların YK üyesi olmadıklarından dolayı TTK m.437 gereği bilgi alma haklarının daha dar olduğunu, bilgi alma hakkının kullanılması sonucu alına bazı bilgi ve belgelerin uzman görüşünde kullanılmış olmasının bilgi alma hakkının kullanılmasının engellenmediğini gösterdiğini, dava dosyasına sunulu uzman görüşünün, varsayımlara dayandığını, ziraat mühendisi tarafından hazırlanması sebebiyle uzmanın uzmanlık alanı dışında olduğunu, bilimsel bir nitelik taşımadığını, uzman görüşünde kullanılan bilgilerin sadece davacı ...'un sahip olması gereken bilgilerden olması, ticari sır teşkil etmesi nedeniyle paylaşılmasının suç teşkil ettiğini ve haksız rekabet oluşturduğunu, TTK 442/2 gereği özel denetçi tarafından incelendiğinde dahi denetçi raporunun açıklanmadan müvekkili şirkete sorulması gereken bilgi ve belgelerin davacı ... tarafından üçüncü kişi uzmana aktarılmasının ... olan güvenin yitirilmesine neden olduğunu, oysa uzman görüşü ile korunan hukuki menfaatin Kanun tarafından özel denetçi raporu ile sağlandığını, davacılar dışındaki hakim ortakların ...'u YK üyesi seçmemek gibi bir seçenekleri olmasına rağmen YK üyesi seçilmesi yönünde oy kullanarak YK'ya girmesini sağladıklarını, kendisinden şirket yönetimine katkı sağlaması istenmesine rağmen sürekli olarak YK toplantılarına katılmaktan kaçındığını, ancak işbu davada tutarsız bir şekilde şirket yönetiminden uzak tutulduğu iddiasında bulunduğunu, davacının iadeler konusunda yanıldığını, bu konuda bilgi talebinde bulunmuş olsaydı kendisine bilgi verileceğini, müvekkili şirketin kurumsal müşterilerine doğrudan satış yapmasına rağmen bayilerinin stoklarından sevkiyat yaptığını, ancak faturanın doğrudan müvekkili şirketten kesildiğini, bu nedenle stokunda sevkiyat yapılan müvekkili şirket bayisinin teslim ettiği ürünlerin müvekkili şirket hesaplarına işlenmesi için iade faturası düzenlendiğini, iadelerin fazla çıkmasının gerçek nedeninin bu durum olduğunu, müvekkili şirketin sektördeki rekabet konumunu muhafaza etmesi ve daha iler götürmesi için kar dağıtmasının mümkün olmadığını, diğer ortakların kendilerine ait mal varlıklarını bile elden çıkararak şirketi büyütme gayesiyle şirkete aktardıklarını, davacının müvekkili şirketin hakim ortaklarının başka gelirleri olmadığından ve müvekkil şirketin kar payı dağıtımı yapmamasından dolayı şirkete aktardıkları meblağdan yola çıkarak şirketten örtülü kazanç aldıkları kuşkusunu iler sürdüklerini, ancak öncelikle işbu davanın ortakların malvarlıklarının araştırılması davası olmadığını, hakim ortaklardan ...ve ...'nin ... Mermer adlı mermer şirketini devrederek 2010 yılında devrederek aldıkları paylarını davalı müvekkili şirkete aktardıklarını, ayrıca ...'nin diğer bazı malvarlıklarını satarak müvekkili şirkete aktardığını, çünkü davacıların dışındaki ortakların hedefinin şirketi büyütmek olduğunu, şirketin feshinin en son çare olduğunu, davacıların şirketteki paylarının karşılığını alarak müvekkilim şirketi zayıflatma ve kendilerinin ortak bulunduğu ve müvekkili şirket ile rekabet halindeki şirketlerini güçlendirmek için yönelttikleri taleplerinin akde vefa ilkesine aykırı olduğunu, TMK m.2 ile bağdaşmadığını, müvekkili şirketin iyi yönetilen bir şirket olduğunu, sürekli büyüdüğünü, istikrarlı bir şekilde ilk 500 firma arasında yer aldığını ve istikrarlı bir şekilde yükseldiğini, ileri sürerek davanı reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bilirkişi ... tarafından düzenlenen ... tarihli bilirkişi raporunda özetle:
"Pay sahiplerinin, şirketin bilgi ve belgeleri ile defterlerini inceleme ve bilgi talep etme hakkına ilişkin kanun yollarının açık olduğu,
- Ürün iadelerinin çoğunluğunun, sipariş verilmemiş olup aniden talep edilen ürünlerin soğuk zinciri kırılmaksızın bayilerden iade alınıp tekrar kâr marjı ilave edilerek satılmasından kaynaklandığı, ancak bir kısmının ise sağlıklı olanların tekrar imalâtta kullanılmak üzere alınmasından kaynaklandığı, imalata giren iade oranının 6 5,8 olduğu ve bunun da piyasa koşulları ile uyumlu olduğu,
- Kâr dağıtılmadığı, kârın sermayeye ilave edilerek sermaye artırımında kullanıldığı, davacıların da sermaye artışı İle ilgili genel kurul toplantılarına katıldığı ve hatta olumlu oy kullandıkları, ancak 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurulda sermaye artırımına karşı oy kullandıkları, - Kâr payının dağıtılması konusunda azlığın genel kurulu toplantıya çağırma talebi ve gündeme madde konmasını talep etme imkânı ile buna ilişkin olumsuz genel kuru! kararına karşı pay sahibinin genel kurul kararının iptalini talep etme imkânlarının bulunduğu,
- Türk Ticaret Kanunu'nun, yönetim kurulunun toplantıya çağrılması konusunda bir hüküm sevk etmediği, ancak TTK m. 390/1 hükmünde, üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanacağı ve kararlarını toplantıda hazır bulunanların çoğunluğu ile alacağı, madde 390/4 hükmünde ise üyelerden hiçbirinin toplantı yapılması isteminde bulunmaması halinde bir yönetim kurulu üyesinin yazdığı öneriye üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onay vermesi halinde karar alınmasına imkân tanındığı; hal böyle iken toplantı talebinde bulunulmadığı ve kararların üye tam sayısının çoğunluğu ile alınmasının mümkün olduğu,
- Dava ve talep haklarının açık bulunduğu, bunları kullanmak yerine bunların haklı sebep olarak gösterilerek TTK madde 531 kapsamında şirketin feshi talebinin işin mahiyetine uygun düşmeyeceği" sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi ..., ... tarihli bilirkişi raporunda özetle:
"Bilgi alma hakkının kullandırılmamasının, süreklilik arz ettiğinin ortaya konulamaması ve bilgi edinme haklarının, istisnai ve arızi olarak gereği gibi veya hiç kullandırılmamasına karşı TTK tarafından özel hükümlerle yasal yolların (TTK m.437, 438 vd.) gösterilmiş olması karşısında, somut olayda bilgi edinme haklarının kullandırılmamasının şirketin haklı sebeple feshine gerekçe olamayacağı ve bu hususta 04.11.2014 havale tarihli önceki bilirkişi raporundaki görüşlerin yerinde olduğu, davalı şirketin kanuna aykırı (TTK 519/2-c) olarak %5 oranındaki kar payını ortaklara dağıtmaması Sonuç olarak 20 yıldır, zorunlu yedek akçelerden sonra pay sahiplerine %5'lik kar payının bile dağıtılmaması, kar payı dağıtımı konusunda kararlı bir direngenlik gösterilmesi, ve “olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı” için gerekli olan bir proje gereği kar payı dağıtmamaya karar verildiğinin ispat edilememesi, kar payı dağıtmama gerekçelerinin genel ve soyut ifadelerden öteye geçememesi karsında davacıları müktesep haklarının ihlal edildiği ve bu durumun haklı sebeple feshe gerekçe olabileceği, davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle şirketin ödenmiş sermayesi ... olduğu, öz varlık toplamının ise ... olduğu,
Tespit edilen ... öz varlığın davacıların hissesine düşen dağılımı aşağıda gösterilmiştir:¸"sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin ... tarihli bilirkişi ek raporunda özetle:
1- Bilirkişi heyetine karşı itirazların takdir ve değerlendirmesi Mahkemeye aittir.
2- Bilirkişilerce TTK 531. Madde kapsamında değerlendirme yapıldığı, haklı fesih sebepleri konusunda eksik inceleme yapıldığı hususunda ise; 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununda, anonim şirketlerin sona erme halleri arasında bulunmayan haklı sebeple fesih, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun Sona Erme ve Tasfiye başlıklı 10. Bölümünde Özel Haller başlığı altında “Haklı sebeple fesih” kenar başlıklı m.531' de, yeni bir azlık hakkı ve yeni bir dava hakkı olarak düzenlenmiştir. TTK m53 hükmünde, haklı sebep kavramı konusunda tanımlama bulunmamaktadır. Bu nedenle kök raporumuzda şirket kayıtları üzerinde tespit edilen sebepler üzerinden değerlendirme yapılmıştır. 3- Raporda yer alan iade oranlarındaki yükseklik ile ilgili açıklama ve izahatların sektör gerçekleriyle uyuşmadığı hususu değerlendirildiğinde, Kök raporda da açıkladığımız gibi Gelir tablosu ve mizanlarda görülen iadelerin şirket tarafından bayilerden alınıp ulusal zincir mağazalar (..., ..., ... V.B.) veya yerel marketlere (.... V.B.) satılan ürünler olduğunu, Türkiye'nin hiçbir yerinde ayrıca şirkete ait depo mevcut olmadığını, Bayilik anlaşması yapılan bayinin kendi pazarladığı ürünleri şirketten satın aldığını ve bunun için fatura düzenlendiğini, ulusal yada yerel mağazalar dağınık bölgelerde olduğundan ve her birine ayrıca sevkiyat yapmanın maliyetli olacağından, bu mağazaların siparişlerin hangi bölgede ise o bölgenin bayisine iletildiğini, bayinin bu siparişleri şirket adına olacak şekilde düzenlenmiş irsaliye ile mağazalara teslim ettiğini, üzerine teslim yerinin unvan ve adresini yazdığını, bayinin daha önce kendisine faturalandırılmış bu ürünü stoklarından düşürebilmesi için şirkete iade faturası düzenlediğini, bayinin iade faturasının altına sevk irsaliyesini eklediğini, şirketin bu sevk irsaliyesi ve mal kabul belgelerini eşleştirerek malın teslim edildiği mağazalara malları fatura ettiğini, bu nedenle söz konusu iadelerin değer düşüklüğüne uğramış iadeler olmadığını, el değiştiren ürün niteliğinde olduğu” belirtilmiş olup bu işlemin iade olarak görünmesine karşın el değiştiren ürünler olduğu açıklandığından davalının bu itirazını yaparken kök rapordaki bu açıklamayı okumadığı anlaşılmaktadır. “
4- Bilirkişi heyetinin yapmış olduğu şirket ve hisse değerlemesi hususundaki tespitleri gerçeği yansıtmadığı konusunda ise; TIK 531. Maddesine göre davacıların şirketten çıkarılmasına karar verilmesi halinde karar tarihine en yakın veriler üzerinden hisse değer tespiti tarafımızdan istendiğinden, davalı şirketin hazır ve Nisan 2016 tarihinde verilecek kurumlar beyannamesine esas kayıtlı 2015 yılı verileri esas alınmış olup, ... tarihli kayıtlı bilanço verilerine göre hesaplanan özvarlık tutarı ile bu özvarlık tutarına göre davacıların hissesine düşen tutarlar üzerinden tespit edildiği raporda açıkça yazılıdır. Rayiç değer çıkarılması için bilançoda yer alan duran varlıkların değerlemesinin uzman kişilerce yapılması durumunda ancak rayiç değere göre tarafımızca tespit yapılabilir.Tarafımıza verilen yetki ile şirketin tüm kayıtlı verileri yerinde incelenerek bu sonuçlara ulaşıldığından yapılan bu itirazın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
5- Raporun eksik olduğunu, çoğunluğa sahip hissedarların azınlık haklarını kasten ihlal eden işlem ve eylemlerinin çoğunluk gücünün kötüye kullanılması olarak değerlendirildiğini, haklı sebeplerin TTK 531. Maddede sayıldığırı, müvekkilinin TIK 531. Maddeye göre en son çare olarak başvuracağını, iş bu davada da eri son çare olarak başvurulacak çözüm yolu olduğunu, bilirkişilerin menfaatleri bütün olarak değerlendirmedikleri hususunda ise;
Yukarıda da açıklandığı üzere 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununda, anonim şirketlerin sona erme halleri arasında bulurmayan haklı sebeple fesih, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun Sona Erme ve Tasfiye başlıklı 10. Bölümünde Özel Haller başlığı altında “Haklı sebeple fesih” kenar başlıklı m.531'de, yeni bir azlık hakkı ve yeni bir dava hakkı olara düzenlenmiştir.
TIK m531 hükmünde, haklı sebep kavramı konusunda tanımlama bulunmamaktadır. Bu nedenle kök raporumuzda şirket kayıtları üzerinde tespit edilen sebepler üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
6- Raporda kar dağıtılmasının haklı fesih hakkı vereceği yönündeki tespitlerine katıldıklarını ancak objektif olmayan diğer tespitlere, özellikle şirket değerlemesi ve iade ürünler konusunda yapılan tespit ve değerlendirmenin mevcut heyetin uzmanlık alanı dışında olması nedeniyle kabul etmediklerini uzman bilirkişilerden rapor alınması gerektiği yönündeki itirazlarının ayrusını yukarıda değerlendirmesi yapılan diğer maddelerde ayrı ayrı yeniden bu maddede bakımından ise; yukarıda açıklanana maddelerde tek tek yapılan itirazlar bu maddede birleştirerek tekrarlanmış olup yukarıdaki değerlendirmeler aynen burada da geçerlidir.
B- Davalı Vekilinin Rapora Karşı İtirazları;
İtiraz dilekçesinde dosyaya sunulan eski beyanların tekrar edildiği, önceki rapordan alıntılar yapılarak aşağıdaki konuda itiraz edildiği görülmüştür. Davalı vekilinin rapora karşı itirazları değerlendirildiğinde; Kar payı dağıtımı konusunda incelemenin soyut ve teoriye yönelik olduğu, somut olaya uyarlılığının bulunmadığı bu yönüyle önceki bilirkişi raporu ile çelişik olduğu, somut verilere dayanmama nedeniyle denetime elverişli bulunmadığı, yönünde itiraz etmektedir.
Raporda davalı şirketin 20 yıldır kanuna aykırı (TTK 519/2-c) olarak %5 oranındaki kar payını ortaklara dağıtmaması, zorunlu yedek akçelerden sonra pay sahiplerine %5'llik kar payının bile dağıtılmamış olmasının, kar payı dağıtımı konusunda kararlı bir direngenlik gösterilmesi, ve “olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı” için gerekli olan bir proje gereği kar payı dağıtmamaya karar verildiğinin ispat edilememesi, kar payı dağıtmama gerekçelerinin genel ve soyut ifadelerden öteye geçememesi hususunun fesih için haklı sebep oluşturduğu değerlendirilmiştir.
Önceki bilirkişi raporunda da kar dağıtılmadığı hususunun tespit edildiği, karın sermaye artırımında kullanıldığı ve davacılarında sermaye artışı ile ilgili toplantılarda olumlu oy kullandıkları, 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurulda karşı oy kullandıklarının tespit edildiği görülmekle her iki raporda da kar payının dağıtılmadığı tespit edilmiş olup önceki raporda kar payının sermaye artışına ilave edilmesine davacıların onay verdiği hususu açıklanırken, itiraz edilen raporda 20 yılıdır kar payının dağıtılmamış olması hususu değerlendirilmiş olmakla raporlar arsında çelişki bulunmamaktadır.
Söz konusu itirazların değerlendirilmesi neticesi kök raporda herhangi bir değişiklik bulunmadığı" sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi ... tarafından düzenlenen ... tarihli bilirkişi raporunda özetle:
1. Ortakların bilgi ve inceleme hakkı yönünden, bu hakkın şirket yönetimince kısıtlanmış olduğuna ilişkin savların açık bir biçimde gösterilememiş olduğu, bu konuda mevcut şikayetlerin incelenebilmesi ve karara varılabilmesi için özellikle azınlık durumunda olan ortakların, fesih talebinden önce yargi yoluna başvurma olanağının bulunduğu ve bu haklarını değerlendirebilecekleri,
2. Ürün iade oranlarının yüksekliği hususunun, süt ve peynir üretimi gibi bir üretim faaliyetinin heyetimiz uzmanlığı dahilinde olmamakla birlikte, şirketin optimal lojistik temini maksadıyla, zincir marketlere bayileri kanalıyla ürün teslimatını gerçekleştirmesinin mümkün olabileceği, bu durumda da müşterilere davalı şirketçe fatura kesilmesi durumunda, bayilerin müşterilere teslim edilen ürünleri kendi stoklarından düşmek için davalı şirkete iade faturası kesmesi sebebiyle iade oranının yüksek görülmüş olabileceği, ancak bu durumun ürünün değer kaybı anlamına gelmediği, sadece el değiştirmiş olduğu anlamına geldiği, dolayısıyla da şirket bakımından somut bir zarar oluşturmayacağı,
3. Şirketin kuruluşundan bu yana kâr dağıtmamış olmasının, dönem sonlarında elde edilen kârın sermayeye ilave edilmesi, dolayısıyla şirketin değerini artıran yatırımlar için kullanılmış olabileceği, ancak dağıtılmayan kârlarla hangi yatırımların yapıldığının, bu kârların nerelere harcandığının davalı şirketin yönetim kurulunca ortaklara gösterilmesi gerektiği, ilke olarak şirket ortaklarının paylarına isabet eden kâr paylarını talep etmeye hakları bulunmakla birlikte, şirketin rekabetçiliği sürdürebilmesi, gelişen teknolojilere uyum sağlaması gibi sebeplerle, tepit edilmiş olan kâr dağıtım politikası çerçevesinde kâr payı dağıtımı yapamayabileceğini, ama bunun da ortaklara gösterilmesi gerektiği,
4. Davacı ortakların şirketteki paylarının gerçek değerinin tespitinin davalı şirkete ait son 5 yıllık dönem için Mali Tablolar (Finansal Durum Tablosu (Bilanço), Kar/Zarar Tablosu (Gelir Tablosu) ve ... Tablosunun, var ise firmaya ait son 5 yıllık Kar Payı Dağıtım Tablosunun ve ayrıca ortakların firmadaki paylarını gösteren Pay Defterinin ilgili sayfalarının da dosyaya sunulması halinde yapılabileceği" sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi ... tarafından düzenlenen ... tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle:
A) DAVALI ... SÜT A.Ş.'NİN UYGULAMALARININ ŞİRKETİN FESHİ İÇİN HAKLI SEBEP TEŞKİL EDİP ETMEYECEĞİNE İLİŞKİN OLARAK;
1- Yönetim kontrolünü elinde bulunduran hâkim ortakların yönetimindeki davalı ... SÜT A.Ş. Yönetiminin, finansal raporlara ilişkin bilgileri ve belgeleri vermeyerek ve özel denetçi incelemesi yaptırmayarak azlık pay sahipleri olan davacıların azlık hakları ile bilgi alma ve inceleme haklarını 2012 yılından sonraki yıllarda devamlı surette ihlal etmesinin, TTK'nin 531'inci maddesine göre, davalı Şirketin feshi için “haklı sebep” teşkil ettiği,
2- Davalı ... SÜT A.Ş. Yönetiminin, dağıtılabilir karları ortaklara kâr payı olarak dağıtmayarak ve/veya cüzi miktarlardaki kısımlarını sembolik olacak şekilde dağıtarak azlık pay sahipleri olan davacıların kâr payı alma haklarını 2012 yılından sonraki yıllarda devamlı surette ihlal etmesinin, TTK'nin 531'inci maddesine göre, davalı Şirketin feshi için “haklı sebep” teşkil ettiği,
3- Ayrıca, davalı ... SÜT A.Ş. Yönetiminin; genel kurul toplantılarının yapılma şekline ilişkin, oy hakkına ilişkin, yönetim kurulu faaliyet raporlarında şeffaflığı sağlamaya ilişkin, yönetim kurulunun işlevi, faaliyet esasları, toplantılarının şekli ve yönetim kurulu üyeleri ile idari sorumluluğu bulunan yöneticilere sağlanan mali haklara ilişkin iyi yönetişim- kurumsal yönetim ilkelerinin ve kurallarının birçoğuna uymadığı,
4- Öte yandan, taraflar arasındaki ihtilafların çok sayıdaki hukuki ve cezai davaya konu edildiği, ihtilafların, taraflar arasında yoğun anlaşmazlıklara ve şiddetli husumete yol açtığı, azlık pay sahibi davacıların son yıllardaki genel kurul toplantılarına asaleten ve/veya vekaleten dahi katılmadığı, dolayısıyla hâkim ortaklar ile azlık pay sahibi davacıların aynı Şirket içinde bir ve birlikte, beraber ve uyum içinde hareket etme imkânının kalmadığı,
5- Bununla birlikte, davalı Şirket Yönetimince davacı azınlık pay sahiplerinin hakları ihlal edilirken Şirketin azınlık hissedarlar dışındaki diğer paydaşlarını oluşturan personeli, tedarikçileri, bayileri, ürünü satışa sunan zincir marketler, alacaklıları, borçluları, nihai tüketici müşterilerin haklarının yoğun ve sürekli şekilde ihlal edildiğine dair bir emare veya işarete dava dosyasında rastlanmadığı; ayrıca, ... SÜT A.Ş.'nin Türk ekonomisi içindeki yeri ve konumuna ilişkin olarak hem tarafların beyanlarında hem de davacılarca hazırlattırılan Uzman Değerleme Görüş Raporunda, Şirketin, İstanbul Sanayi Odası (İSO)'nın açıkladığı ilk 1.000 şirket arasında olduğu, 1997 yılından beri faaliyet gösterdiği Antalya'daki Fabrikasında yaklaşık 500 kişiye istihdam sağladığı, İSO'nun ilk 500 ve ikinci 500 firma listesi incelendiğinde Şirketin süt ürünleri alt sektöründe ilk 10 firma arasında olduğu, süt ve süt ürünleri sektöründe 2014 yılı verilerine göre İSO'nun ikinci 500 firması içinde 11'inci sırada olan Şirketin 2015 yılı verilerine göre 8'inci sıraya yükseldiği, süt ürünleri konusunda Türkiye'nin en değerli şirketlerinden birisi olduğu, Şirketin ürettiği peynirlerin Türkiye'de en sevilen ilk üç markadan birisi olduğu, Şirketin en önemli markasının “...” olduğu, Şirketin günlük süt işleme kapasitesinin 480 ton, fiili günlük işlediği sütün yaklaşık 400 ton olduğu, sadece peynir üretimi yaptığı, sektörde Şirketten satış olarak daha çok satış yapan ... gibi firmalar çiğ süt, yoğurt, ayran gibi ürünler de sattıklarından cirolarının daha yüksek olduğu, Şirketin ise sadece yaptığı peynir üretimi satışından 2015 yılında ... milyon TL ciro yaptığı bilgilerinin yer aldığı,
6- Bu durumda, tarihi geçmişi olan, faaliyetini devamlı karlı sürdüren, Türk ekonomisine ve içinde yer aldığı Gıda/ Süt ve Süt Ürünleri sektörüne ciddi katkıları bulunan Şirketin feshi yoluna gitmenin azlık pay sahibi davacılar dışında kalan diğer tüm paydaşların aleyhine olacağı, Türk ekonomisine zarar vereceği,
7- Bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şirketin feshini azlık pay sahibi davacılar yönünden haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen, şirketin yaşatılmasının, ekonomik ve rasyonel bakımdan ve azlık pay sahibi davacılar haricindeki diğer tüm paydaşlar açısından daha doğru olacağı, şirketi feshetmek yerine fesih talebinde bulunan davacı pay sahiplerinin paylarının gerçek değerinin davalı şirket tarafından ve/veya çoğunluktaki hakim ortaklar tarafından davacılara ödenerek davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarının- ayrılmalarının sağlanmasının daha uygun bir çözüm şekli teşkil edeceği,
B) ... SÜT A.Ş.'NİN DEĞERİNE VE DAVACILAR ... AİLESİNİN ÇIKMA PAYININ DEĞERİNE İLİŞKİN OLARAK;
1- Borsa İstanbul'da hisseleri alınıp satılan ... SÜT A.Ş. ve ... GIDA A.Ş. ile ilgili 2013-2014-2015 yıl sonları itibariyle Borsa İstanbul'da gerçekleşen şirket değerleri ile bu şirketlerin finansal tablolarında yer alan finansal kalemler arasındaki ilişkileri gösteren ve piyasa çarpanları olarak adlandırılan oranlardan hareketle ve Tablo: 1'de yer alan ... SUT A.Ş. ile ilgili finansal bilgiler kullanılarak ... SUT A.Ş.'nin değerinin;
a) 31.12.2013 tarihi itibariyle ... TL,
b) 31.12.2014 tarihi itibariyle ... TL,
c) 31.12.2015 tarihi itibariyle ise ... TL, olduğu,
2- Aynı hesaplama, Ülkemizin de içinde bulunduğu ve uluslararası finans literatüründe gelişmekte olan piyasalar (...) olarak adlandırılan piyasalarda/ borsalarda hisseleri alınıp satılan/ işlem gören yaklaşık 800 şirkete ilişkin piyasa çarpanlarından (Tablo:5) hareketle ve Tablo: 1'de yer alan ... SUT A.Ş. ile ilgili finansal bilgiler kullanılarak yapıldığında ise, ... SUT A.Ş.'nin değerinin;
a) 31.12.2013 tarihi itibariyle ... TL,
b) 31.12.2014 tarihi itibariyle 269.,... TL,
c) 31.12.2015 tarihi itibariyle ise ... TL, olduğu;
3- Gelişmekte olan ülke borsalarında işlem gören 800 şirkete ilişkin piyasa çarpanlarının daha gerçekçi tahmin yapmaya elverişli olduğu dikkate alınarak, yukarıda Tablo: 6'da gösterilen ... SUT A.Ş. değerlerinin 470, Tablo 4'de gösterilen ... SÜT A.Ş. değerlerinin ise 30'u dikkate alınarak, ... SÜT A.Ş.'nin değerinin;
a) 31.12.2013 tarihi itibariyle ... TL,
b) 31.12.2014 tarihi itibariyle ... TL,
c) 31.12.2015 tarihi itibariyle ise ... TL olduğu,
4- Yukarıda uluslararası kabul gören değerleme yöntemlerine göre hesaplanan ... SÜT A.Ş.'nin 2013, 2014 ve 2015 yılsonları itibariyle şirket değeri ile davacılar ... Ailesinin %27,04 oranındaki paylarının(çıkma- ayrılma- çıkarılma payının) değerinin toplu gösteriminin aşağıdaki gibi olduğunu¸
5- Sermaye piyasası mevzuatındaki ve SPKR.'nca yapılan ikincil düzenlemelerdeki hükümlerin; ortaklıktan ayrılma- çıkma hakkı, ortaklıktan çıkarma hakkı ve satma hakkı ile pay alım teklifi işlemlerinin tamamında küçük ortakların büyük veya hâkim ortaklara ve/veya halka açık ortaklığa paylarının devri hallerinde birden fazla fiyat tespit edilmiş ise ya da farklı tarihlerde farklı fiyatlar belirlenmiş ise daima en yüksek fiyatın uygulanacağına amir olduğu,
6- Bu itibarla sonuç olarak, davalı ... SÜT A.Ş.'nin değerinin belirlenmesine yönelik uluslararası genel kabul gören değerleme yöntemlerine göre yapılan hesaplamalar neticesinde, Ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalarda/ borsalarda hisseleri işlem gören Gıda Sektöründeki yaklaşık 800 emsal şirkete ilişkin piyasa çarpanları kullanılmak suretiyle sermayenin ... TL olduğu dava tarihine en yakın tarih olan 31.12.2013 tarihi itibariyle davalı ... SÜT A.Ş.'nin toplam değerinin ... TL, sermayenin V27,04'üne sahip bulunan davacılar ... Ailesinin paylarının (çıkma payının) değerinin ... TL, 1,00 TL itibari değerli payın en yüksek fiyatının ise 7,4186 TL olduğu; sermayenin ... TL olduğu 31.12.2014 tarihi itibariyle ise davalı ... SÜT A.Ş.'nin en yüksek toplam değerinin ... TL, sermayenin 27,04'üne ve 11.356.800 adet paya sahip bulunan davacılar ... Ailesinin paylarının (çıkma payının) değerinin ... TL, 1 adet payın fiyatının da 6,4276 TL olduğu" sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi İbrahim Kubilay Temuçin, mali müşavir bilirkişi ...tarafından düzenlenen ... tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle:
1- Borsa İstanbul'da hisseleri alınıp satılan ... SÜT A.Ş. ve ... GIDA A.Ş. ile ilgili 2018 ve 2019 yıl sonları itibariyle Borsa İstanbul'da gerçekleşen Şirket değerleri ile bu Şirketlerin finansal tablolarında yer alan finansal kalemler arasındaki ilişkileri gösteren ve yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan (ve piyasa çarpanları olarak adlandırılan) oranlardan hareketle ve Tablo: 1'de yer alan ... SÜT A.Ş. ile ilgili finansal bilgiler kullanılarak (Tablo 4'ün dipnotunda yapılan açıklamalar çerçevesinde) ... SÜT A.Ş.'nin değerinin;
a) 31.12.2018 tarihi itibariyle ... TL ve
b) 31.12.2019 tarihi itibariyle ... TL olduğu,
2- Aynı hesaplama, Türkiye'nin de içinde bulunduğu ve uluslararası finans literatüründe gelişmekte olan piyasalar (...) olarak adlandırılan piyasalarda/ borsalarda hisseleri alınıp satılan/ işlem gören yaklaşık 800 şirkete ilişkin piyasa çarpanlarından (Tablo:5) hareketle ve Tablo: 1'de yer alan ... SÜT A.Ş. ile ilgili finansal bilgiler kullanılarak (Tablo 4'ün dipnotunda yapılan açıklamalar çerçevesinde) yapıldığında ise, ... SÜT A.Ş.'nin değerinin;
a) 31.12.2018 tarihi itibariyle ... ve
b) 31.12.2019 tarihi itibariyle ise ... TL olduğu,
3- Gelişmekte olan ülke borsalarında işlem gören 800 şirkete ilişkin piyasa çarpanlarının daha gerçekçi tahmin yapmaya elverişli olduğu dikkate alınarak, yukarıda Tablo: 6'da gösterilen ... SÜT A.Ş. değerlerinin 470, Tablo 4'de gösterilen ... SÜT A.Ş. değerlerinin ise 9430'u dikkate alınarak, ... SÜT A.Ş. değerinin;
a) 31.12.2018 tarihi itibariyle ... TL ve
b) 31.12.2019 tarihi itibariyle ise ... TL olduğu,
4- Yukarıda uluslararası kabul gören değerleme yöntemlerine göre hesaplanan ... SÜT A.Ş.'nin 2018 ve 2019 yılsonları itibariyle Şirket değeri ile davacılar ... Ailesinin %27,04 oranındaki paylarının (çıkma- ayrılma- çıkarılma payının) değerinin toplu olarak gösteriminin ise aşağıdaki gibi olduğu¸
5- Sermaye piyasası mevzuatındaki ve Sermaye Piyasası Kurulu'nca yapılan ikincil düzenlemelerdeki hükümlerin; ortaklıktan ayalma- çıkma hakkı, ortaklıktan çıkarma hakkı ve satma hakkı ile pay alım teklifi işlemlerinin tamamında küçük ortakların büyük veya hâkim ortaklara ve/veya halka açık ortaklığa paylarının devri hallerinde birden fazla fiyat tespit edilmiş ise ya da farklı tarihlerde farklı fiyatlar belirlenmiş ise daima en yüksek fiyatın uygulanacağına amir olduğu,
6 Buna göre, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalarda/ borsalarda hisseleri işlem gören Gıda Sektöründeki 800 civarında emsal şirkete ilişkin piyasa çarpanları kullanılmak suretiyle karar tarihine en yakın tarih olan 31.12.2019 tarihi itibariyle davalı ... SÜT A.Ş.'nin en yüksek toplam değerinin ... TL olduğu; toplam ... adet payın 1,00 TL değerli 1 adedinin en yüksek fiyatının 12,14 TL olduğu; ... TL sermayenin 427,04'üne ve ... TL'sine ve toplam ... adet payın 427,04'üne ve 11.356.800 adedine sahip bulunan davacılar ... Ailesinin paylarının (çıkma payının) değerinin ise ... TL olduğu" sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Makine mühendisi bilirkişi ... tarafından düzenlenen ... tarihli bilirkişi raporunda özetle:
“1- Şirketin 30.11.2020 tarihli bilançosundaki Tesis Makine Ve Cihazların, Taşıtlar, Demirbaşlar Hesabında kayıtlı varlıklarının aktif değeri ... TL birikmiş amortismanları ... TL net aktif değeri ... TL olduğu,
Şirketin Tesis Makine Ve Cihazlar, Taşıtlar, Demirbaşlar Ve Haklar Hesabında kayıtlı varlıklarının aktif değeri ... TL birikmiş amortismanları ... TL Net Aktif değeri ... TL olduğu,
2- Teknik bilirkişi heyetimiz tarafından yerinde yapılan incelemeler neticesinde fabrikada bulunan Tesis Makine Ve Cihazların, Taşıtlar, Demirbaşların rayiç değerinin KDV hariç ...-TL olduğu, (Yapılan Değerlendirme keşif tarihi olan 04.12.2020 itibariyledir)" sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi ... tarafından düzenlenen ... tarihli bilirkişi heyeti ikinci ek raporunda özetle:
Bilirkişi Kurulu 2. Ek Raporumuzun önceki kısım ve bölümlerinde yapılan tespitler ve değerlemeler sonucunda, takdiri ve münakaşası Mahkemeye ait olmak üzere, Mahkemece verilen görev uyarınca 05.03.2021 tarihli Bilirkişi Raporu da dikkate alınmak suretiyle davalı ... SÜT A.Ş.'nin 31.12.2020 tarihi itibariyle değerine ve davacılar ... Ailesinin bu tarih itibariyle çıkma payının değerine ilişkin olarak, Heyetimizce;
1- Borsa İstanbul'da (BIST” de) hisseleri alınıp satılan ... SÜT A.Ş. ve ... GIDA A.Ş. ile ilgili 31.12.2020 tarihi itibariyle Borsa İstanbul'da gerçekleşen Şirket değerleri ile bu Şirketlerin finansal tablolarında yer alan finansal kalemler arasındaki ilişkileri gösteren ve yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan (ve piyasa çarpanları olarak adlandırılan) oranlardan hareketle ve Tablo: 1'de yer alan ... SÜT A.Ş. ile ilgili finansal bilgiler kullanılarak (Tablo 4'ün dipnotunda yapılan açıklamalar çerçevesinde) ... SÜT A.Ş.'nin 31.12.2020 tarihi itibariyle değerinin; e Şirketin Defter Değeri 31.12.2020 Tarihli Bilanço Verilerine Göre Dikkate Alındığında ... TL ve Şirketin Defter Değeri ... Tarihli Bilirkişi Raporundaki Rayiç Değere Göre Dikkate Alındığında ... TL olduğu,
2- Aynı hesaplama, Türkiye'nin de içinde bulunduğu ve uluslararası finans literatüründe gelişmekte olan piyasalar (...) olarak adlandırılan piyasalarda/ borsalarda hisseleri alınıp satılan/ işlem gören gıda sektöründeki yaklaşık 800 şirkete ilişkin piyasa çarpanlarından (Tablo:5) hareketle (800 şirkete ilişkin piyasa çarpanlarının daha gerçekçi değer/ fiyat tahmini/ tespiti yapmaya elverişli olmasından hareketle) ve Tablo: 1'de yer alan ... SÜT A.Ş. ile ilgili finansal bilgiler kullanılarak (Tablo 4'ün dipnotunda yapılan açıklamalar çerçevesinde) yapıldığında ise, ... SÜT A.Ş.'nin 31.12.2020 tarihi itibariyle değerinin; e Şirketin Defter Değeri 31.12.2020 Tarihli Bilanço Verilerine Göre Dikkate Alındığında ....,22 TL ve e Şirketin Defter Değeri ... Tarihli Bilirkişi Raporundaki Rayiç Değere Göre Dikkate Alındığında ... TL olduğu, 3- Gelişmekte olan ülke borsalarında işlem gören 800 şirkete ilişkin piyasa çarpanlarının daha gerçekçi tahmin yapmaya elverişli olduğu dikkate alınarak, yukarıda Tablo: 6'da gösterilen ... SÜT A.Ş. değerlerinin 470, Tablo 4'de gösterilen ... SÜT A.Ş. değerlerinin ise 9430'u dikkate alınarak, ... SÜT A.Ş.'nin 31.12.2020 tarihi itibariyle değerinin; e Şirketin Defter Değeri 31.12.2020 Tarihli Bilanço Verilerine Göre Dikkate Alındığında ... TL ve e Şirketin Defter Değeri ... Tarihli Bilirkişi Raporundaki Rayiç Değere Göre Dikkate Alındığında ....,64 TL olduğu,
4- Yukarıda uluslararası kabul gören değerleme yöntemlerine göre hesaplanan ... SÜT A.Ş.'nin 31.12.2020 tarihi itibariyle Şirket değeri ile davacılar ... Ailesinin "427,04 oranındaki paylarının (çıkma- ayrılma payının) değerinin toplu olarak gösteriminin ise aşağıdaki Tablo 7'deki gibi olduğu, ¸
5- Sermaye piyasası mevzuatındaki ve Sermaye Piyasası Kurulu'nca yapılan ikincil düzenlemelerdeki hükümlerin, ortaklıktan ayrılma- çıkma hakkı, ortaklıktan çıkarma hakkı ve satma hakkı ile pay alım teklifi işlemlerinin tamamında azlık pay sahiplerinin ve/veya küçük ortakların (yatırımcıların) çoğunluk pay sahiplerine ya da hâkim ortaklara ve/veya halka açık ortaklığa paylarının devri hallerinde birden fazla fiyat/ değer tespit edilmiş ise ya da farklı tarihlerde farklı fiyatlar belirlenmiş ise daima en yüksek fiyatın uygulanacağına amir olduğu; TTK'nin de, böyle durumlarda gerçek değerin/ fiyatın veya hakkaniyete uygun değerin/ fiyatın uygulanmasını hüküm altına aldığı,
6- Buna göre, Mahkemece verilen görev uyarınca ... tarihli Bilirkişi Raporu da dikkate alınarak Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalarda/ borsalarda hisseleri işlem gören Gıda Sektöründeki 800 civarında emsal şirkete ilişkin piyasa çarpanlarının daha gerçekçi değer/ fiyat tahmini/ tespiti yapmaya elverişli olmasından hareketle bu piyasa çarpanları kullanılmak suretiyle karar tarihine en yakın tarih olan 31.12.2020 tarihi itibariyle, davalı ... SÜT A.Ş.'nin en yüksek toplam değerinin ... TL olduğu; toplam ... adet payın 1,00 TL değerli 1 adedinin en yüksek fiyatının 28.52 TL olduğu; ... TL sermayenin 27,04'ü olan ... TL'sine sahip bulunan davacılar ... Ailesinin paylarının (çıkma payının) değerinin ise ... TL olduğu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK 531.maddesi uyarınca anonim şirketin haklı sebeple feshine karar verilmesi talebine ilişkindir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 531. maddesi hükmü ile anonim şirketler bakımından haklı sebeplerle şirketin feshine olanak tanıyan düzenleme getirilmiştir. Anılan maddeye göre; “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir”.
Davacılar ... (ortaklık payı %13,26), ... (ortaklık payı %13,52) ve davacı ...'un (ortaklık payı %0,26) birlikte açtıkları bu davada; toplam ortaklık paylarına göre haklı nedenle fesih talebi için yeterli sermaye payına sahip oldukları belirlenmiştir.
Anonim şirketlerde, ortağın doğrudan doğruya haklı sebepler ileri sürerek ortaklıktan çıkmayı talep hakkı TTK'da düzenlenmemiştir. Şirket ortağının sadece TTK'nın 531.maddesine dayanarak haklı sebeplerin bulunması halinde şirketin fesih ve tasfiyesini talep hakkı mevcuttur. TTK'nın 531.maddesine göre açılan davada mahkeme, haklı sebeplerin mevcudiyetini tespit ederse şirketin durumuna göre, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verebilir. Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır.
TTK'nun 531.maddesinde "haklı sebep" tanımlanmamış ve hangi hallerin haklı sebep sayılacağı belirtilmemiştir. Kanun koyucu bu hususta hakime taktir yetkisi tanımıştır. Hakim, uyuşmazlıkta olayın tüm özelliklerini ve şartları dikkate alarak TMK'nun 4.maddesi hükmü çerçevesinde haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit etmelidir.
Bu bağlamda, haklı sebeple fesih davasının esprisi çoğunluğun sahip olduğu gücü azınlığa karşı kötüye kullanmasını engellemektir. Özellikle pay devrinin çok zor olduğu şahsi özelliklerin öne çıktığı anonim şirketlerde pay sahibi adeta şirket içinde hapis kalmaktadır. Nitekim, limited şirketlerden farklı olarak anonim şirketlerde pay sahibine haklı sebeple çıkma davası hakkı da tanınmamıştır. Bununla birlikte, şirketin karar alamadığı ve faaliyetlerine devam edemediği durumda çoğunluğun gücünü kötüye kullanması gibi bir durum söz konusu olmasa dahi haklı sebepten söz edilebilir. Öğreti ve uygulamada haklı sebep oluşturabilecek durumlar örnek olarak açıklanmıştır: Şirketin faaliyetlerini sürdürmesine rağmen yeteri kadar kazancı sürekli olarak elde edememesi; şirketin kötü yönetilmesi, özellikle şirketi yönetmek için gerekli vasıflara sahip olmayan kimselere yönetimin teslim edilmesi, bu kötü yönetime karşı şirkette çoğunluğu oluşturan pay sahiplerinin bu duruma müdahale etmemesi; çoğunluk tarafından pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkının sürekli bir şekilde engellenmesi; şirketin yeteri ölçüde kar elde etmesine karşın bu karın uzun süreden beri pay sahiplerine dağıtılmaması; şirketin finansal açıdan durumunun iyi olmasına rağmen şirket aktifleri ve karının çoğunluğa veya onun işletmelerine aktartılması; yönetim kurulunun sürekli olarak toplanamaması veya karar alamaması; pay sahipleri arasında şahsi ilişkilerin ön planda olduğu anonim şirketlerde pay sahipleri arasındaki husumetler ve güven sarsıcı eylemler.
Dava dilekçesinde; davacıların davalı şirkette azınlık sahibi konumunda oldukları, davalı şirketin kuruluşundan bu yana şirketin işleyişi ile ilgili olarak bilgi verilmediği gibi, alınan hayati kararlarda da oy kullanma haklarının engellendiği, TTK uyarınca kendilerine tanınan haklar çerçevesinde defaatle talepte bulundukları halde bilgi ve belgelirin incelenmesinin kasıtlı olarak engellendiği, davacı ...'un şirketin işleyişi konusunda bilgi ve belge talep etiği ve bu amaçla noter kanalıyla çektiği ihtarnamelere cevap verilmediği gibi 2013 yılı Mart ayında yapılması gereken 2012 yılı olağan genel kurul toplantısının davacıların talebi üzerine 20.06.2013 tarihinde yapıldığı, ... ve ...'un TTK 437.maddesi uyarınca davalı şirkete ait finansal tablolar-konsolide finansal tablolar-yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu-denetleme raporları ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerisine dair bilgi ve belge inceleme talepli gönderilen ihtarname sonrası inceleme için hazır edilen belgeler arasında davalı şirketin iştigal konusuna ait imalat tablolarının teslim edilmediği, 18.05.2013 tarihi talepleri uyarınca kendilerine 19.05.2013 tarihinde 1 sayfalık bir tablo verildiği, imalat tablolarının kasıtlı olarak ibraz edilmediği, bu tabloların 1 kg sütten kaç kg peynir eldi edileceğini gösteren tablolar olduğunu ve bu tabloların incelenmesi ile davalı şirketin üretim kapasitesinin ve net karının belirlenebileceği, genel kurul toplantısında özel denetçi tayini taleplerinin oy çokluğu ile reddedildiği ve bu hususta Antalya ... ATM'ne .../... E sayılı dosya ile dava açıldığı, davacılara verilen bilgilerden ortalama ürün iadesinin %12 oranında olduğu tespit edilmekle bu oranın aynı sektörde faaliyet gösterin şirketlere göre çok yüksek olduğu, yine iade gelen bu ürünlerin ne yapıldığı konusunda bir açıklam da bulunulmadığı, HMK 293/1 maddesi geriğince süt sektöründe uzman bilirkişiden alınan mütalaada; işletmenin idaresinde fazla miktar ve oranlarda üretim, satış pazarlama ve yönetim hatalarının yapılmış olduğu, işletmenin şu anda kesin olmamakla birlikte 2012 yılında yaklaşık 19.041.000 TL üretim iade zararı ve 17.188.000 TL kayıtlarda gözükmeyen kar olmak üzere toplam ... TL'lik bir bedelin ortaya çıktığı, işletme kayıtlarından süt tahsis ve bazı ürünlerin randıman ve ürün iadelerinin gerçek rakamlar olduğu konusunda da kuşkuların bulunduğu, özellikle iade ürünlerin akıbetinin ne olduğu, iade ürünlerin krem peynirine katılıp katılmadığı, iadelerin tümünün krem peynire katılmasının da mümkün olamayacağı, krem peynirine tahsis edilmiş gözüken süt miktarının hayal ürünü mü olduğu, krem peynirine süt tahsis edilmediyse süte dönen bedellerin nasıl hesaplandığı ve hesaplara nasıl intikal ettirildiği vb. konularında da açıklık bulunmadığı, iade zararı ve kayıtlarda gözükmeyen bedellerine ilişkin kesin ve net rakamlar firma detay bilgilerine ulaşıldığında hesaplanacak olmakla birlikte, belirtilen değerlerin çok üstünde de olabileceği, tüm bu hususlar ve yapılan işlemlerin de yapılma maksadının gider ve maliyet unsurunun şirket bünyesinde bırakılıp yapılacak açıktan satışlarda oluşan gelirin ise şirket dışında tutularak kayıt dışı menfaat edilmesinin sağlanması yönteminde bir aracı işlem olarak kullanabileceği hususlarının ortaya konulduğu, yine davacılardan ...' un davalı şirket yönetiminde olmasına rağmen, hakim ortaklar tarafından şirketin işleyişi konusunda yönetim kurulu dahi toplanmaksızın karar alındığını, bu davacının hiçbir yönetim kurulu toplantısına çağrılmadığını ve şirketin alınan hayati kararların da hiçbirisine iştirak edemediği, davalı şirket hakim ortakları tarafından davalı şirket yönetiminde ortaklar ve yakınları lehine kararlar alınarak uygulandığı, davacılar dışında kalan diğer ortakların birinci derecede yakınlarının şirkette maaşlı olarak istihdam edildiği, bu kişilerin şirkette ne iş yaptıkları, ne kadar maaş aldıkları, bu maaşın nerede ve nasıl gösterildiği hususlarının davacılar tarafından bilinmediği, bilgi ve onaylarınında bulunmadığı, yine davalı şirket tarafından kurulduğu günden bu güne kar payı dağıtılmadığı, 2003 yılına kadar yapılan tüm genel kurullardan davalı şirketi yönetmekte olan hakim ortak ailesi tarafından kar payının sermayeye eklenmesi uygun görüldüğünü ve davacılar tarafından da bu durumun kabullenilmek zorunda kalındığı, 2003 yılı genel kurulunda davacılar tarafından kar payı dağıtımı yapılması talep edilmiş ise de hakim ortakların muhalefeti ile karşılaşıldığı, davacı yanın azınlık pay sahibi olması nedeniyle talebin reddedildiği iddia edilmiş ve tüm bu nedenlerin şirketin haklı nedenle feshi sebebi olduğu ileri sürülmüştür.
Davalı şirkete ait ticari kayıtların tetkikinden; davacılar dışında şirket ortaklarının ... (%35,48 pay sahibi), ... (%13,68 pay sahibi), ... (%13,68 pay sahibi), ... (%9,12 pay sahibi), ... (%1 pay sahibi) olduğu, bu haliyle ...ailesinin toplam %72,96 oranında, davacı ... ailesinin ise toplamda %27,04 pay sahibi oldukları belirlenmiştir.
Dosyaya alınan bilirkişi raporlarından, taraf beyanlarından ve yine ticari kayıtlardan şirketin faaliyete başladığı, 1996 yılından bugüne kadarşirketin yeteri ölçüde kar elde etmesine karşın hiç kar payı dağıtımı yapmadığı belirlenmiştir.
Uşak ... AĞCM 'nin ... esas sayılı dosyasının tetkikinden; sanıklar ..., (davalı şirket ortağı-yetkilisi), ... (Davalı şirket ortağı-yetkilisi), ... (Davalı şirket ortağı-yetkilisi), , ... hakkında özel belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları vb. Tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, suç tarihinin 2014-2019 dönemi olarak belirlendiği, düzenlenen iddianamede;
".... Tüm bu anlatılanlara ve dosya kapsamına göre; ihbar eden ...'ın uzunca bir süre boyunca ... A.Ş. yetkilisi şüphelilerin bilgisi dahilinde ... Tarım Ltd. Şti.'nin sahibi şüpheli ...'ın yanında çalıştığı ve bu süre zarfında şüphelilerin birtakım usulsüz eylemlerine vakıf olduğunu belirterek suç duyurusunda bulunduğu, mevcut iddia ile ilgili yapılan soruşturma sonucu, dosya kapsamında yer alan tanık beyanı, idari soruşturma raporları ve diğer delillerin incelendiği, soruşturmaya konu nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçları ile ilgili şüphelilerin 3 kategori altında yer aldığı, şüpheliler ...'nin ...AŞ. yönetici ve ortakları, şüpheliler ... A.Ş. çalışanları, şüpheli ..., ... Tarım A.Ş. çalışanları olduğu ve 3. kategoride yer alan ve yukarıda açık kimlikleri yazılı şüphelilerin ise, çiğ süt üreticisi oldukları, şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu işlerken, ilk aşamada, çiğ süt üreticisi şüphelilerden tedarik edilen sütün ... Tarım A.Ş. firması tarafından Antalya ilinde yerleşik ... A.Ş.'ye sevk edildiği, çiğ süt üreticilerden gerçekte teslim alınan süt miktarları fazla gösterilerek ... A.Ş. çalışanları şüpheliler tarafından sahte müstahsil makbuzları düzenlendiği, bu makbuzların ... Tarım A.Ş. Yetkilisi şüpheli ...'ın organizasyonunda çiğ süt üreticisi şüphelilere teslim edildiği, yine ... A.Ş. çalışanı şüphelilerce şüpheli ... aracılığıyla çiğ süt üreticisi şüphelilerden satın alınan gerçek süt miktarları ile örtüşmeyen sahte faturaların tanzim edildiği, bu faturalarda yazılı miktarlar üzerinden süt alış bedellerinin banka havalesi ile ... Tarım şirketine gönderildiği, şüpheli ... tarafından ... A.Ş.'den banka havalesi yoluyla gelen paranın gerçek çiğ süt alım bedelline karşılık gelen kısmının çiğ süt üreticileri şüphelilere ödendiği, sahte olarak tanzim edilen fatura bedelleri üzerinden yapılan havale miktarları ile çiğ süt üreticisine ödenen para miktarı arasındaki farka ilişkin şüpheli ...'ın uhdesinde kalan paranın ise, şüpheli ... tarafından belirli oranlarda kesinti yapıldıktan sonra tanık beyanına göre elden ... A.Ş. çalışanlarından ekseriyetle, şüpheliler ... 'ye teslim edildiği, bu şekilde gerçekleşen eylemler sonucu, ... A.Ş. yetkili ve çalışanları olan ve yukarıda ismi geçen şüphelilerin sahte fatura tanzimi ile vergi kaybına neden oldukları, 29/07/2020 tarihli Tarım ve Orman Bakanlığı Müfettişliğince tanzim edilen soruşturma raporunda bu hususa atıf yapıldığı, ayrıca raporda belirtildiği üzere ... A.Ş.'nin küçük ortaklarının kar payının düşürülmesine sebebiyet verildiği, zira ... Tarım şirketi aracılığıyla süt üreticilerinden satın alınan süt karşılığı ödenen gerçek alış miktarı ile sahte makbuzlar düzenlenerek yapılan ödemelere ilişkin farkın ... A.Ş. firmasının yetkililerinin uhdesinde kaldığı, diğer ortakların kayıt dışı gelen paradan haberlerinin olmadığı, ayrıca sahte müstahsil makbuzlarına göre şirket hesabından yapılan ödemelerin masraf adı altında şirket kayıtlarına geçirildiği, ... A.Ş. ortak ve çalışanı olan şüphelilerin asıl olarak, ... ve çiğ süt üreticisi şüphelilerle birlikte hareket edip, çiğ süt üreticisi şüphelilere sahte müstahsil makbuzu temin ederek, çiğ süt üreticisi şüphelilerin süt üreticilerine sağlanan devlet desteğinden fazladan yararlanmalarına dolayısıyla kamu zararına sebep oldukları, şüpheli ...'ın şirket çalışanları şüpheliler ...'ın da eylemsel katkılarıyla ... A.Ş. yetkilileri şüphelilerle birlikte hareket ederek haksız elde edilen menfaatten komisyon almak suretiyle menfaat temin ettikleri, ayrıca çiğ süt üreticisi şüphelilere sahte müstahsil makbuzu temin edip, bu şüphelilerin çiğ süt üreticilerine sağlanan devlet desteğinden fazladan yararlanmalarına iştirak ederek, kamu zararına sebep oldukları, çiğ süt üreticisi şüphelilerin de gerçekte ... Tarım firmasına teslim ettikleri süt miktarı ile örtüşmeyecek şekilde tanzim edilen müstahsil makbuzlarını ibraz ederek devlet tarafından yapılan destekten daha fazla yaralandıkları, zira bu soruşturma sırasında ve iddiaların incelenmesi kapsamında çiğ süt üretici şüphelilere fazladan ödeme yapıldığının tespit edildiği, şüphelilerin iddialar ve raporlar dahilinde alınan savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilerek itibar edilmediği, şüphelilerin fikir ve eylem birliği içerisinde kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle gerçekleştirdikleri bu dolandırıcılık suçuna vücut veren eylemleri sonucu menfaat temin ettikleri, buna ilişkin yetkili kurumlarca tanzim edilen raporların dosya içerisine alındığı, bu suretle şüphelilerin üzerlerine atılı zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık ile özel belgede sahtecilik suçlarını işledikleri yönünde mahkemece değerlendirilmesi gerekir yeterli delile ulaşıldığı anlaşılmakla..." iddiası ile kamu davası açıldığı ve şüphelilerin yargılamasının yapılarak, Şüphelilerin üzerlerine atılı eylemlerine uyan suçtan yukarıda yazılı sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmalarına, Şüpheliler hakkında 5237 Sayılı TCK.nun 53. Maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına kararv erilmesinin talep edildiği, Mahkemece ... sayılı 27.09.2021 tarihli karar ile dosyanın davaya bakmakla yetkili ve görevle Antalya Nöbetçe Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya mündericatına göre;
Davacının haklı nedenle fesih sebebi olarak ileri sürdüğü bilgi alma hakkının hiç ya da gereği gibi kullandırılmaması, özel bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi hususunun, şirket ortağının bilgi alma hakkının gereği gibi kullandırılmaması halinde başvurulması gereken usul ve esasların TTK 437/5-6 ve 438 maddelerinde düzenlenmiş bulunması karşısında, davacıların bu yolla kanunu haklarını kullanabilecekleri dolayısı ile bu hususun haklı nedenle fesih talebi sayılamayacağı, yine davacının 2012 yılı olağan genel kurulunun süresinde yapılmadığına yönelik iddiasının haklı sebep kabul edilmeyeceği,
Davalı şirketin kuruluşundan bu yana hiç kar payı dağıtmamasına yönelik iddianın değerlendirilmesinde, şirketin kuruluşundan bu yana yani 1996 tarihinden dava tarihi olan 03.10.2013 tarihine kadar yaklaşık 17 yıldır yedek akçelerden sonra (TTK 519/2-c) %5 lik kar payının bile dağıtılmamış olması, bu hususta direngenlik gösterilmesi ve %5 lik kar payının dahi dağıtılmayarak sermayeye eklenmesi gerekçesi olarak gösterilen yatırımların %5 lik kar dağıtımı yapılması halinde gerçekleştirilemeyeceğinin somut olayda ispatlanamaması karşısında, davacının bu iddiasının haklı fesih sebebi olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı yanın son genel kurul toplantısına kadar kar payı dağıtılmaması yönündeki kararların oy birliği ile alındığı yönündeki savunmasının son genel kurulda davacıların kay payı dağıtılmasına ilişkin talebinin hakim pay sahibi şirket ortaklarının red oyu vermesi ile kabul edilmediği , azınlık pay sahibi davacıların yıllardır ısrarlı istemleri karşısında 2014 yılı dağıtılabilir karlarının bir kısmının dağıtılması kararının alınmak zorunda kalındığı, 2014 yılından başlayarak izleyen yıllarda dağıtılabilir karın yaklaşık brüt .. - ... TL arasında sembolik ve cüzi kısımların ortaklara kar payı olarak dağıtıldığı görülmekle, bu savunmanın sonuca etkili olmadığı kabul edilmiştir.
Davacının HMK 293/1 maddesi geriğince süt sektöründe uzman gıda mühendisi bilirkişiden alınan mütalaa doğrultusunda, özellikle işletme kayıtlarında süt tahsis ve bazı ürünlerin randıman ve ürün iadelerinin gerçek rakamlar olduğu konusunda kuşkular bulunduğu yönündeki iddianın; yukarıda özetlenen ve şirket yetkililerinin sanık bulunduğu iddianame içeriği ile bağdaştığı, dolayısı ile şirketin pay çoğunluğuna sahip hakim ortaklar tarafından kötü yönetildiğinin sübuta erdiği, bu durumun da haklı nedenle fesih talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Ankara 9.ATM kanalıyla alınan kök raporda; genel kurul toplantılarında sunulan yönetim kurulu faaliyet raporlarındaki bilgilerin ve açıklamaların şeffaflığı tam olarak sağlayıcı olmadığı, davacıların sağlıklı ve doğru bilgiye dayalı karar almalarına imkan verecek ayrıntıda ve yeterlilikte olmadığı, esas sözleşmede yapılan değişiklikle genel kurul toplantılarının yurt dışında yapılmasına yönelik hakim ortaklarca alınan kararın azınlık pay sahibi ortakların ileride yapılacak genel kurul toplantılarına katılabilme kolaylığını ortadan kaldırdığı, davalı şirketin kontrol gücünü elinde tutan ortakların icracı oldukları, yönetim kurulunca şirketin yatırım projeleri, bankacılık sisteminden kullandığı kredi borçlanması ve borçlanmanın süresi ve maliyeti, fabrika binasının bulunduğu arsanın alınışı ve üzerinde fabrika binası inşaatı, yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısının bu sıfatları nedeniyle şirketten aldıkları-alacakları maddi ve ayni menfaatlerin miktarları vb.önemli konuların hiçbirinin yönetim kurulunda müzakere edilmediği, karar alınmadığı, şirketçe gerçekleştirilen önemli tüm işlemlerin şirketi temsil ve ilzama yetkili icracı olan yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısı tarafından münferiden ve müştereken gerçekleştirildiği, yapılan esas sözleşme değişikliği ile yönetim kurulunun tek kişiden oluşturulmasına cevaz verildiği, dolayısı ile hakim ortakların yönetim kurulu ile ilgili yönetişim -kurumsal yönetim ilkelerinin hemen hemen tamamına uymadığı, bu kurallara uymak için gayrette göstermediğinin belirlendiği, bu hususların da fesih talebi için haklı neden kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketin İstanbul Sanayi Odası'nın hazırladığı listede ilk 1000 şirket arasında olduğu, şirketin süt ürünleri alt söktöründe ilk 10 firma arasında yer aldığı, 2014 yılı verilerine göre İSO'nun ikinci 500 firma listesi içinde 11.sırada bulunduğu, 2015 yılında 8.sıraya yerleştiği, faaliyetini karlı sürdüren firmanın Türk ekonomisine ve içinde yer aldığı gıda/süt ve süt ürünleri sektörüne ciddi katkı sağladığı, şirketin feshi yoluna gitmenin davacılar dışında kalan diğer pay sahiplerinin zararına olacağı bilirkişi raporlarının incelenmesi ile anlaşılmıştır.
Yukarıda zikredildiği üzere TTK'nın 531.maddesine göre açılan davada mahkeme, haklı sebeplerin mevcudiyetini tespit ederse şirketin durumuna göre, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verebilir. Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Alınan bilirkişi raporlarına göre fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına karar verilmesinin daha uygun bir çözüm yolu olduğu değerlendirilmiş, davacıların çıkma payı hesabının doğru şekilde yapılabilmesi için öncelikle Mahkememiz 03.11.2020 tarihli ara kararı doğrultusunda davalı şirketin demirbaş mal varlığının değeri konusunda uzman bilirkişilerce mahallinde keşif yapılmak suretiyle belirlenmiştir.
Davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin belirlenmesine ilişkin olarak; Davacılar vekili yargılamanın daha fazla uzamaması adına dosyaya temin edilen bilançolara göre rapor tanzimini talep etmesi üzerine, çıkma payı hesabına ilişkin olarak dosyaya Ankara ...ATM aracılığı ile SPK Başkan ...'dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan ... tarihli rapora itibar edilerek davacıların çıkma payı değeri belirlenmiş, davacılar vekilinin bu miktar üzerinden çıkma payı alacaklarına hükmedilmesi yönündeki talebi ve belirlenen miktar üzerinden eksik harcı tamamlaması üzerine; dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın alternatif çözüm yöntemi olarak davacıların ortaklıktan çıkarılması ve çıkma payına hükmedilerek KABULÜNE,
2-Davacıların davalı ... Süt Gıda Tarım Hayvancılık San. ve Tic. A.Ş ORTAKLIĞINDAN ÇIKARILMALARINA,
3-... TL çıkma payının davalı ... Süt Gıda Tarım Hayvancılık ve San.Tic.A.Ş'den alınarak davacılar ... (ortaklık payı %13,26), ... (ortaklık payı %13,52) ve davacı ...'a (ortaklık payı %0,26) ortaklık payları oranında verilmesine,
3-Alınması gerekli, 22.122.745,83 TL harçtan, peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 5.530.711,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.592.034,03 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına.
4-Davacı tarafından yatırılan peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 5.530.711,80 TL ile 24,30 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 94.850,00 TL bilirkişi ücreti, 4.836,80 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 99.686, 80 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 3.327.205,86 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.14/12/2021


Başkan ...
¸e-imzalı
Üye ...
¸e-imzalı
Üye ...
¸e-imzalı
Katip ...
¸e-imzalı



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi