
Esas No: 2020/59
Karar No: 2021/1050
Karar Tarihi: 13.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/59 Esas 2021/1050 Karar Sayılı İlamı
T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/59 Esas - 2021/1050
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/59
KARAR NO : 2021/1050
HAKİM : ...
KATİP : ...
DAVACI : -
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... KİMYA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ - ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Bayilik sözleşmesi uyarınca müvekkil şirket ile davalı şirket arasında bayilik anlaşması yapılmış olduğunu, bayilik sözleşmesi uyarınca Bursa ilinde faaliyet gösteren davalı firmanın ürünleri İstanbul ilinde faaliyet gösteren müvekkil tarafından satılması amaçlanmış olduğunu, bayilik sözleşmesinin 3. ve alt maddeleri incelediğinde ... firmasının belirlediği firmalar dışında kendisinin satış yapamayacağını ve bu konuda satış hakkının müvekkilimize bırakıldığı, bunun dışında ise sözleşmenin 4.3 maddesi uyarınca davalı firmanın doğrudan bayinin müşterilerine satış yapamayacağı ancak bu maddenin devamında belirtilen hallerin varlığında önceden çekilecek ihtarlar sonucunda bayi ihtarlara rağman gerekli işlemleri yapmaması üzerine ... firması doğrudan bayinin müşterilerine satış yapabileceği belirtilmiş olduğunu, yapılan araştırmalarda davalı firmanın sözleşmeye uymayarak müvekkilimizin bayilik yaptığı bölgelerde doğrudan bayi müşterilerine satış yaplığı ve müvekkilimizin bu satışlar nedeniyle sözleşme gereğince elde etmesi gereken kardan mahrum kaldığını anlamış olduğunu, davalı 28.01.2019 tarihli ihtarnamesi ile 20.000 Euro, 19.000 Euro ve cari hesapla görünen 1.298 Euro'nun ödenmesini müvekkilimize ihtar etmiş olduğunu, üvekkilimiz tarafından cevaben davalıya çekilen 01.02.2019 tarihli ihtar ile borçlu adığımız aksine alacaklı olduğumuz ve davalının müvekkilimizin satış bölgelerinde satış yaptığı bundan dolayı mahrum kalınan kar olduğunu davalı da buna istinaden Bursa 24. Noterliği'nin 27.02.2019 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarı ile ihtarımızı kabul etmediklerini 24.000 TI ve 209.000 Euro borcumuz bulunduğunu iddia etmiş olduğunu, tarafımızca da bu ihtara cevaben son olarak Uşak 5 Noterliğinin 01.03.2019 tarih ve ... nolu ihtarı ile borçlu olmadığımız vc sözleşmeye uyulmayıp müvekkilimizin satış bölgelerinde satış yaptığı bundan dolayı mahrum kalınan kar olduğu yeniden belirtilmiş olduğunu, bu aşamadan sonra davalının Bursa 12. İcra Müdürlüğü 2019/... Esas ve Bursa 6. İcra Müdürlüğü 2019/... Esas sayılı dosyalarından müvekkilimiz hakkında yapılan icra takibi nedeniyle banka dekontlarından 5.238,13 TL.. 30.252,50 TL. , 7.781,52 ve 1.033.50 TL. olmak üzere toplamda 44.304,65TI müvekkilimiz ödemiş olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı yan 18.02.2020 tarihli dava dilekçesinde davalı müvekkil ile 19.02.2016 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını , davalı müvekkilin söz konusu bayilik sözleşmesine uymayarak kendi satış bölgelerinde kendi müşterilerine satış yaptığımı ve bu satışlar nedeniyle elde edilmesi gereken kardan mahrum kalındığını belirterek daha önce ödenen icra takiplerine istinaden iş bu iştirdat ve borçlu olunmadığının tespiti davasını açmış olduğunu, davacı yanın açmış olduğu bu dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup mahkemenizce reddi gerektiğini, dava konusu somut olayda davacı yan herne kadar kendi satış bölgelerinde ve kendi müşterilerine satış yapıldığını iddia etse de bu yönde bir hak iddia edilmesi için taraflar arasında münhasır satış hakkı tanıyan bir bayilik sözleşmesi kurulması gerektiğini, münhasır satış bölgesinin belirlenmesi hususu davaya konu sözleşmenin objektif asgari unsuru olduğunu, ancak taraflar arasında bu yönde yazılı bir hükme yer verilmediği gibi sonradan karşılıklı müzakerelerle üzerinde anlaşılan herhangi bir fiili uygulama da mevcut olmadığını, taraflar arasında kurulmuş bir sözleşmenin varlığını kabul etmemekle birlikte münhasır satış hakkının yer almadığı bayilik sözleşmelerinde üreticinin sözleşme bölgesinde doğrudan satış yapması kural olarak mümkün olacağını, davacı yanın davalı müvekkile karşı öne süreceği sözleşmeden kaynaklanan bir hakkı mevcut olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 12. İcra Müdürlüğü 2019/... Esas ve Bursa 6. İcra Müdürlüğü 2019/... sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesine dayalı olarak borçlu olunmadığının tespiti, ödenen bedellerin istirdatı, cari hesaptan kaynaklanan alacağa, mahrum kalınan kara ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında davalı tarafından ticari defterlerinin incelenmesi için defter inceleme günü verilerek mahkememiz dosyasının mali müşavir bilirkişiye ve hukukçu bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin ve hukukçu bilirkişinin 14/04/2021 tarihli raporunu özetle; Davalı şirkete ait 2016-2017-2018-2019-2020 yılları ticari e defter (yevmiye-defteri kebir) defterlerinin incelenmesi sonucu, davalı şirket 2016-2017-2018-2019-2020 yıllarında ticari defterlerini (yevmiye, defteri kebir) e-defter olarak tuttuğu, yevmiye-defter-i kebir defterlerinin e-defter beratlarının 01/2016, 01/2017, 01/2018, 01/2019, 01/2020 ilk aylarının, ve 12/2016, 12/2017, 12/2018, 12/2019, 11/2020 son aylarının kanuni sürelerde oluşturulduğu, (Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçer.), davalı şirket tarafından, davacı şirkete düzenlenen satış faturalarının 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait tutarın 1.521.288,76TL olduğu, %18 KDV tutarının 273.831,98TL olduğu, faturaların toplamının 1.795.120,74TL olduğu, davacı şirket tarafından, davalı şirkete düzenlenen (iade faturaları) faturaların ise toplam tutarının %18 KDV dahil 10.705,78TL olduğu, davacı şirket tarafından, avalı şirkete düzenlenen satış faturalarının toplam tutarının %18 KDV dahil 5.208,51TL olduğu, davalı şirket tarafından, davacı şirkete (19.02.2016-08.09.2018) tarihleri arasında fatura düzenlenmiş olduğu, davalı şirketin, davacı şirkete (kdv hariç 1.512.216,06 TL) net satış yapmış olduğu, davalı şirket tarafından, (19.02.2016-19.02.2020) tarihleri arasında satışların 2016 yılı için 1.135.370,86TL olduğu, 2017 yılı için 1.345.917,16TL olduğu, 2018 yılı için 3.719.360,33TL olduğu, 2019 yılı için 4.114.978,82TL olduğu, 2020 yılı için 392.106,69TL olmak üzere toplam 10.707.733,86TL olduğu, dosyada mevcut davalı tarafından, davacı aleyhine yapılan Bursa 12. İcra müdürlüğü 2019/... esas sayılı ve Bursa 6.İcra Müdürlüğü 2019/... esas sayılı dosyada yapılan takiplerin, davacı tarafından, davalı tarafa önceden yapılan ödemelerin (ciro senet 5.000 TL ve ciro çek 30.000 TL) ödenmemesi nedeniyle yapılan takipler olduğu, davacı şirketin (19.02.2016-19.02.2020) tarihleri arasında, davalı şirketten aldığı ürünleri başka bir firmadan alıp almadığı veya ne kadar aldığı hususlarının davacı şirketin ticari defter ve belgelerini inceleyen bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiği, (dava dosyasında mevcut BA formlarından net tespitler yapılamayacağı), davacı ve davalı şirket arasında imzalandığı iddia edilen 19.02.2016 tarih Bayilik Sözleşmesine göre, madde 11 delil anlaşması: bu sözleşmenin uygulanmasından doğacak hesap uyuşmazlıklarında ...'ın ticari defterleri ve bu defterlerdeki kayıtları tek taraflı kesin delil niteliğinde olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre 06.12.2019 tarihinde; davalı şirketin, davacı şirkete 16.305,89 TL borçlu gözüktüğü, davalı şirket ticari defterlerine 31.12.2019 tarihinde (konusu kalmayan karşılıklar) açıklaması altında, davacı şirketi 16.305,89 TL borçlandırarak hesapları kapattığı (bakiyenin sıfırlanması için yapılmış) netice itibari ile davalı şirketin ticari defterlerine göre; davalı şirketin, davacı şirkete 16.305,89 TL borçlu gözüktüğü, davacı tarafından ibraz edilen 19.02.2016 tarihli sözleşmenin içeriği itibariyle davacıya belirli bir bölgede davalı firmaya ait ürünlerin satışı ve pazarlanması için yetki vermek amacıyla düzenlendiği, ancak sözleşme içerisinde davacının münhasıran yetkili olduğu alan veya bölgeye ilişkin bir ibare yer almadığı, davacının hangi bölgede yetkili olduğu veya sözleşmenin hangi bölge için düzenlendiği konularının esaslı nokta olduğu, taraflar arasındaki ilişkide olması gereken esaslı noktaların mevcut olmaması sebebiyle 19.02.2016 tarihli belge gereğince taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi ilişkisi kurulduğunun ifade edilemeyeceği, davacının iddia ettiği Bursa , İstanbul , Çorlu ve Uşak illerindeki tek satıcılık hakkına dair davalı kabulüne veya bu yönde bir delile rastlanmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor düzenlemesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 05/10/2021 tarihli ek raporunu özetle; davacı ve avalı şirket resmi ticari defter kayıtlarındaki borç alacak bakiyelerinin uyuşmadığı, davacı şirketin 2018 ve 2019 yılına ait resmi defter kayıtlarının usulüne uygun bir şekilde tutulmadığı, kayıtların eksik ve birebir belge bazında yapılmamış olduğu, davalı şirketin 2019 yılına ait resmi defter kayıtlarının usulüne uygun bir şekilde tutulmadığı, kayıtların eksik ve birebir belge bazında yapılmamış olduğu, defter kayıtlarının anlaşılabilir bir şekilde tutulmadığı, icra takibine konu olan çek ve senetlerin tahsil edildiği halde 128 ve 129 hesaplarda bakiyelerin gözüktüğü, tahsilat yapıldığına göre bu hesapların kapanması gerektiği, davalı şirketin resmi defter kayıtlarının düzeltilmiş haline göre, davalı şirketin, davacı şirketten 107.112,30 TL alacaklı olacağı, davacı ve davalı şirket arasında imzalanan 19.02.2016 tarih Bayilik Sözleşmesine göre, madde 11 delil anlaşması, bu sözleşmenin uygulanmasından doğacak hesap uyuşmazlıklarında ...'ın ticari defterleri ve bu defterlerdeki kayıtları tek taraflı kesin delil niteliğindedir, davalı şirketin ticari defterlerine göre 06.12.2019 tarihinde, davalı şirketin, davacı şirkete16.305,89 TL borçlu gözüktüğü, davalı şirket ticari defterlerine 31.12.2019 tarihinde (konusu kalmayan karşılıklar) açıklaması altında, davacı şirketi 16.305,89 TL borçlandırarak hesapları kapattığı (bakiyenin sıfırlanması için yapılmış belge olmadığı), netice itibari ile davalı şirketin ticari defterlerine göre. davalı şirketin, davacı şirkete 16.305,89 TL borçlu gözüktüğü mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında davacı tarafın defterlerinin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenip rapor düzenlenmesi için İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin talimat mahkemesine sunmuş olduğu 17/05/2021 tarihli raporunu özetle; Yapılan inceleme sonucu davacı ile davalı arasında özleşmeye dayolı ticari bir ilişkinin kurulduğu ve aralarında faturalara dayalı cari hesap oluştuğu, davacı taraflar 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerini zamanında ve usulüne uygun tasdikini yaptırdığı 2019-2020 yıllarına ait ticari defter e-defter usulüne göre tutulduğu, açılış ve kapanış beratlarının süresi içerisinde alındığı, 6102 sayılı TTK 64 ve VUK 182 maddelerine göre Gelir İdaresi Başkanlığına üsülüne uygun ve yasal süresinde yapılmış olduğu ve Ticari Defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, Ticari Defterlerinin HMK 222 mad. Gereğince davalı lehine delil vasfı niteliğinin sayın mahkemenizin takdirinde olduğu, davacı ve davalının vergi daireleri tarafından dosyasına sunuları yıllık BA formlarının eşleştirilmesinde davacının beyan ettiği Aralık 2017 dönemine git BA formunda 409,00 TL eksik beyan ettiği, eksik beyan edilen tutar ticari defter kayıtlarında yer aldığı, davalıya ait muavin hesaplarına göre Aralık 2017 dönemi beyan edilmesi gereken tutar 67.487,00 TL alması gerekirken 409,00 TL (bir fatura tutarı) eksik 67.078,00 TL olarak beyan edildiği, davacı ile davalı arasında 2016 ve 2017 yıllarına ait dönem sonlarında cari hesap mutabakatı yapıldığı ve hesaplarda mutabık olunduğu, davacının Ticari defter kayıtlarında 2018 Yılı sonuna kadar davalının 320.12. BOÜ1 satıcılar hesabında 2019 yılından sonra 320.10.BO05 satıcılar hesabında izlendiği, 06.12.2019 tarihi itibariyle davalının izlendiği 320.10.BD05 satıcılar hesabında 61.629,69 TL, davalının borç bakiyesi mevcut olduğu, 31.12.2019 dönem sonu itibariyle davalının izlendiği 320.10.B005 satıcılar hesabındaki 61.629,69TL nin 159.10.001 Yurt içi YTL sipariş avansları hesabına virmanı yapılarak kapatıldığı, 31.12.2018 tarihi itibariyle davalı 159.10.001 Yurt içi YTL sipariş avansları hesabında 61.629,69 TL borç bakiyesi ile devrettiği, 2020 dönemi içerisinde davalının carı hesabında herhangi bir işlem yapılmadığı, dava tarihi itibariyle Davacının 159.10.001 Yurt içi YTL sipariş avansları hesabında davalının 61.629,69 TL borç bakiyesi mevcut olduğu, diğer bir ifadeyle sipariş avanstarı hesabında davacının davalıdan 61.629,63 TL alacaklı olduğu, davacının ticari defter kayıtlarında davalının izlendiği 159.10. BO02 sipariş avansları hesabında 2021 açılış kaydında da dava tarihinde mevcut olun 61.629,69 TL alacak bakiyesinin devam ettiği mütalaa edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; taraflarca akdedilen 19/02/2016 tarihli bayilik sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafa borçlu olunmadığının tespiti, ödenilen bedellerin istirdatı,taraf arasındaki ticari ilişkiye istinaden cari hesaptan kaynaklanan alacağa, mahrum kalınan kara ilişkindir.
Davacı tarafın , taraflarca akdedilen 19/02/2016 tarihli bayilik sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafa borçlu olunmadığının tespiti ve ödenilen bedellerin istirdatına ilişkin talepleri yönünden; her iki tarafın ticari defter ve bağlı kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde, davacı tarafın ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davalı tarafın davacı tarafa 61.629,69 TL borçlu olduğunun, davalı tarafın kendi ticari defterlerine göre ise davacı tarafa 16.305,89 TL borçlu göründüğü, SMMM bilirkişi tarafından davalı şirketin resmi defter kayıtlarının düzeltilmesi ve itirazların değerlendirilmesi suretiyle tanzim edilen ek raporda ise davalı tarafın, davacı taraftan 107.112,30 TL alacaklı olacağı belirtilmiş ise de davalı şirketin ticari defterlerini usulüne uygun tutması gerektiği, davalı şirketin kayıtlarını düzgün tutmadığının tespit edildiği, bu nedenle SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen ek raporda kayıtlar düzeltilmesi suretiyle belirlenen 107.112,30 TL lik alacağın tespit edildiği ek rapor hükme esas alınmayarak,taraflarca akdedilen bayilik sözleşmesinin 11. Maddesinde ''Bu sözleşmenin uygulamasından doğacak hesap uyuşmazlıklarında ...'ın ticari defterleri ve bu defterdeki kayıtlar tek taraflı kesin delil niteliğindedir'' hükmü uyarınca davalı şirketin ticari defter ve bağlı kayıtları hükme esas alınmakla birlikte SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen kök raporda da belirtildiği üzere davalı tarafın kendi ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davacı tarafa 16.305,89 TL borçlu olduğu kanaatine varılarak , davacı tarafın, taraflarca akdedilen 19/02/2016 tarihli bayilik sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine, Bursa 12. İcra Müdürlüğü'nün 2019/... Esas sayılı icra takip dosyasına ve Bursa 6. İcra Müdürlüğü'nün 2019/... Esas sayılı icra takip dosyasına haksız yere ödenildiği iddia edilen 5.000,00 TL lik istirdadına karar verilmesi taleplerinin ise ilgili icra dosyaları incelendiğinde takiplerin çek ve senede ilişkin olduğu, davacı tarafın, işbu icra takiplerine yapılan ödemeleri icra tehdidi altında ödediği hususu ispatlanamadığından, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden ödeme yapıldığı kanaatine varılmakla işbu talep yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı tarafın cari ilişkiden kaynaklı alacak talebi yönünden; mahkememizce her iki tarafın ticari defter ve bağlı kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde, davacı tarafın ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davalı tarafın davacı tarafa 61.629,69 TL borçlu olduğunun, davalı tarafın kendi ticari defterlerine göre ise , davacı tarafa 16.305,89 TL borçlu göründüğü, SMMM bilirkişi tarafından davalı şirketin resmi defter kayıtlarının düzeltilmesi ve itirazların değerlendirilmesi suretiyle tanzim edilen ek raporda ise davalı tarafın, davacı taraftan 107.112,30 TL alacaklı olacağı belirtilmiş ise de davalı şirketin ticari defterlerini usulüne uygun tutması gerektiği, davalı şirketin kayıtlarını düzgün tutmadığının tespit edildiği, bu nedenle SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen ek raporda kayıtlar düzeltilmesi suretiyle belirlenen 107.112,30 TL lik alacağın tespit edildiği ek rapor hükme esas alınmayarak,taraflarca akdedilen bayilik sözleşmesinin 11. Maddesinde ''Bu sözleşmenin uygulamasından doğacak hesap uyuşmazlıklarında ...'ın ticari defterleri ve bu defterdeki kayıtlar tek taraflı kesin delil niteliğindedir'' hükmü uyarınca davalı şirketin ticari defter ve bağlı kayıtları hükme esas alınmakla birlikte SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen kök raporda da belirtildiği üzere davalı tarafın kendi ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davacı tarafa 16.305,89 TL borçlu olduğu kanaatine varılarak davacı tarafın cari ilişkiden kaynaklı alacak talebinin kabulüne,(davacı tarafın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) 5.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı tarafın mahrum kalınan kar talebi yönünden ; her ne kadar davacı tarafça , davalı tarafın bayilik sözleşmesinin 3. Ve 4. Maddelerine aykırı davranarak davacının bayilik yaptığı bölgelerde doğrudan bayi müşterilerine satış yaptığı ve yapılan satışlar neticesinde sözleşme gereği elde etmesi gerektiği kardan mahrum kalındığı iddia edilmiş ve davacı vekili tarafından öninceleme duruşmasında satış yapılan yetkili bölgelerin İstanbul, Çorlu,Bursa, Uşak olduğu beyan edilmişse de ilgili bayilik sözleşmesi incelendiğinde davacı tarafın tek satıcılık hakkını elde edeceği alan kısmının sözleşmede boş olduğunun tespit edildiği (davacının hangi bölgede/alanda satışa yetkili olduğu açıkça belirtilmediğinden) anlaşıldığından, davaya konu edilen bayilik sözleşmesinin davacı tarafa münhasır satış yetkisi vermeyeceği kanaatine varılarak davacı tarafın mahrum kalınan kar talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Davacı tarafın, taraflarca akdedilen 19/02/2016 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca ve taraflar arasında sürdürülen ticari ilişkiye dayalı olarak davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE, 5.000,00 TL istirdat talebinin REDDİNE,
2-Davacı tarafın cari ilişkiden kaynaklı alacak talebinin KABULÜNE,(davacı tarafın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) buna göre 5.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafın mahrum kalınan kar zararı tazminat talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 341,55 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL ile tamamlama harcı 87,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 83,77 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL'nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 1.500,00 TL, talimat bilirkişi gideri 750,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 227,50 TL olmak üzere toplam 2.477,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 1.238,75 TL yargılama gideri ile 170,78 TL peşin harç, 87,00 TL tamamlama harcı ve 54,40 TL olmak üzere toplam 1.550,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT'ye göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT'ye göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-HMK'nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere herhangi bir nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2021
Katip ... ¸
Hakim ...¸
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.