2. Ceza Dairesi 2019/4032 E. , 2019/16411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ... ile ..."ın akraba oldukları, yaşı nedeniyle dosyası ayrı yürütülen Suriye uyruklu ..."in ise ..."ın işyerinde işçi olarak çalıştığı, kolluk görevlilerince 22/12/2014 tarihinde düzenlenen görüntü izleme ve teşhis tutanağı içeriğine göre sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ..."in katılanın inşaat malzemelerini birlikte çaldıklarının tespit olunduğu, her ne kadar sanık ..."ın soruşturma evresindeki beyanından farklı olarak kovuşturma evresinde ki beyanında suça sürüklenen çocuğun kendisini dinlemeyerek suça konu malzemeleri çaldığını beyan etse de akrabası olan ..."ın yanında çalışan yaşı küçük çocuğun kendisinden yaşça büyük olan olan ..."ı dinlemeyerek suça konu malzemeleri çalması hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve hatta sanık ..."ın soruşturma evresinde alınan ifadesinde sanık ..."a suça konu malzemeleri nereden aldıklarını sorduğunda sanığın diğer suça sürüklenen çocuk ile birlikte metruk binadan aldıklarını söylediğini beyan ettiği gözetildiğinde mahkemenin kabul ve değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin bu hususu içeren bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
I-Sanık Razaman İlyan hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre kapı ve pencereleri takılmamış, henüz inşaat halinde olan yerde bulunan sanayi panosu, transport, kaynak makinası, sanayi kablosu ve demiri çalan sanığın eyleminin TCK’nın 142/1-e maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, suç vasfının belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanun’un 141. maddesi gereği hüküm kurulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun"un 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek TCK"nın 58. maddesinin 7. fıkrası gereğince hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde 2 yıl 6 ay süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı Kanun"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun"un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan hüküm fıkrasındaki ""...cezanın infazından sonra 2 yıl 6 ay süre ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına"" şeklindeki bölümden ""2 yıl 6 ay süre ile"" ibaresinin çıkartılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Kurulan hükümde 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarının uygulanması hususunda bir karar verilmemiş ise de, anılan madde ve fıkrada belirtilen hak yoksunluklarının uygulanması hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olup, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren, 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- 24/10/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK"nın 165 maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun"un 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek TCK"nın 58. maddesinin 7. fıkrası gereğince hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.