8. Hukuk Dairesi 2013/22502 E. , 2015/7947 K.
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Aile Konutu-Mal Rejimi
..... ile ..... ve..... aralarındaki aile konutu şerhi-mal rejimi davasının kısmen kabulüne ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına dair Aile Mahkemesi"nden verilen 26.06.2013 gün ve 405/486 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, muris....."ın 25.01.2009 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak sağ eş davacı ve murisin kardeşleri davalıların kaldığını, muristen malvarlığı olarak; “.... Vadisi .... ada ... Blok K:.. No:..” adresindeki daire, ... ada ... parselde bulunan .. nolu bağımsız bölüm,.... plakalı araç ile murisin babasından kalma 1664 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kaldığını açıklayarak edinilmiş malların TMK"nun 225.maddesine binaen vefat nedeniyle paylaştırılmasına, davacı eşin halen ikamet ettiği konutun aile konutu olarak tespit edilmesine ve intifa hakkı tesisine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, önceki karar ile görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, 2. Hukuk Dairesi"nin 12.12.2011 gün ve 2011/3670 Esas-2011/21665 Karar sayılı kararı ile hükmün mal rejiminin tasfiyesi ve aile konutunun tespiti davalarına ilişkin olarak verilen görevsizlik kararı yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan aile konutunun özgülenmesi davasına ilişkin olarak verilen görevsizlik kararı yönünden onanmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; “...... Ada .... Parsel sayılı taşınmazın dosya içerisindeki mirasçılık belgeleri dikkate alınarak ortaklığın giderilmesi dosyasının satış dosyasına esas olmak üzere satılarak 5"er payın davalılara, 2 payın davacıya verilmesine, 511 ada 65 parsel sayılı taşınmazın dosya içerisindeki mirasçılık belgesi tapu kaydındaki payları dikkate alınarak ortaklığın giderilmesi dosyasının satış dosyasına esas olmak üzere satılarak 1"er payın davalılara. 6 payın davacıya verilmesine, .... plakalı araç hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 511 ada 65 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine aile konutu şerhi verilmesine, bu konuda davacıya intifa hakkı tesisine, taşınmazın....."ın ölümünden önce ödenen toplam 17.138,92.TL üzerinden 2.142,36.TL"nin davalı ....."a, 2.142,36.TL"nin davalı....."a, 12.854,19.TL"nin davacı ....."a verilmesine, bu taşınmaz için davalılara bedeller ödendikten sonra taşınmazın davacıya devrine,...” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesine göre davacının talebi ölen eşi ile oturdukları konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesi ile bunun yanında aile konutunun miras payına mahsuben özgülenerek (TMK 652.) yararına intifa hakkı tesisi ve eşinin babasından kalma 1 adet taşınmaz ile eşi tarafından evlilik birliği içerisinde iktisap edilen 2 adet taşınmaz olmak üzere toplam 3 adet taşınmaz ve 1 adet otomobil nedeniyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece verilen görevsizliğe ilişkin ilk kararın temyizi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tarafından sadece intifa hakkı karşılığı özgüleme isteği yönünden verilen görevsizlik kararı onanmış ancak aile konutu tespiti isteği ile mal rejiminin tasfiyesi isteği yönünden Aile Mahkemesi"nin görevli olduğu, bu nedenle bu talepler yönünden görevsizlik kararı verilemeyeceği gerekçesi ile bozma ilamı oluşturulmuş, mahkemece bu bozma ilamına uyulmuştur.
Şu durumda, mahkemenin yapacağı yargılama sadece aile konutu tespiti ve mal rejiminin tasfiyesi isteği ile sınırlı olması gerekirken, özgüleme talebi yönünden davacı adına intifa hakkı tesisine karar verilmek suretiyle hüküm tesisi doğru değildir. Bu talep yönünden mahkemece yapılacak iş, görevsizlik kararı kesinleştiğinden ayırma kararı verilip dosyanın ilgili Sulh Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesidir.
Diğer yandan mahkemece davacının aile konutu tespiti isteği ile ilgili olarak bu taşınmaz ortaklığın giderilmesi davasına konu edilmiş ise davacının aile konutunun kendisine özgülenmesinde eş söyleyişle satışa girmemesinde güncel hukuki yararı bulunacağından gösterilen deliller çerçevesinde aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın ölen eşin ölüm tarihi ve öncesinde ailenin yaşam merkezi haline getirilip getirilmediğini belirlemek, ortaklığın giderilmesi davasına konu edilmiş ise aile konutu olduğunun tespitine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu incelemeler yapılmadan aile konutu olduğunun tespiti kararı ile tapuya aile konutu şerhi verilmesi farklı talepler olduğu ve eşin ölümünden sonra aile konutu şerhi konulamayacağı gözetilmeksizin talebe aykırı olarak aile konutu şerhi verilmesi de doğru değildir.
Diğer yandan, davacının talebinin yukarıda belirtildiği gibi TMK"nun 225 vd. maddeleri uyarınca evlilik birliği içerisinde iktisap edilen malvarlığının (mal rejiminin) tasfiyesi olduğu, bu amaçla tasfiyenin yapılması suretiyle ne şekilde bir tasfiye talep ettiğinin ve tasfiye sonucunda paylaşılacak bir şey kaldığı takdirde (bunun parasal bir karşılığı olacağı kural olarak davacının mal rejiminin tasfiyesi talebiyle alacak talebinde bulunması gerekeceğinden) alacak miktarının HMK"nun 31. maddesi uyarınca davacıya açıklattırılması, nisbi peşin harcı alınmamış veya eksik alınmışsa tamamlattırılması, tarafların delillerinin TMK 225 vd. maddeleri; çerçevesinde değerlendirilmesi, gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması, sonucunda bir alacak ortaya çıktığı takdirde alacağa karar verilmesi yoksa talebin reddine karar verilmesi gerekir.
Durum böyle iken davacının mal rejimine ilişkin bir isteğinin miras hukukuna ilişkin bir istekmiş gibi değerlendirilip, miras hukuku ilkeleri uyarınca paylaşmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş açıklanan yönde inceleme ve araştırma yapmaktan ibarettir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının bozma sebeplerine göre incelenmesine yer olmadığına ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davalılara iadesine 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.