19. Ceza Dairesi 2019/30687 E. , 2020/8317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi (Kapatılan)
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanık ... hakkında verilen beraat ve mahkumiyet hükümlerine yönelik Askeri Savcının temyiz isteminin incelenmesinde:
Askeri Savcı, 22/07/2016 tarihli dilekçesi ile iddianameye kısmen aykırı olan yönleri ile kararı temyiz ettiğini belirterek sanık ... hakkında verilen beraat ve mahkumiyet hükümlerini temyiz etmiş ise de; 18/09/2015 tarihli süre tutum dilekçesinde, sadece sanıklar ... ve ... hakkındaki beraat hükümlerinin temyiz edileceğinin belirtildiği ve süresi içerisinde başkaca bir temyiz talebinde bulunulmadığı anlaşıldığından süresi içerisinde olmayan temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafilerinin temyiz isteminin incelenmesinde:
Askerî Mahkemece sanığın atılı suçu işlediği sabit görülerek cezalandırılmasına ve meydana gelen 731.159,76 TL tutarındaki kamu zararının sanığa ödettirilmesine karar verilmiş ise de;
Maddi olayın yeterince açıklığa kavuşturulması, yeraltı akaryakıt depolama tankındaki akaryakıt kaybının tam olarak hangi sebepten kaynaklandığının hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulması, akabinde akaryakıt kaybı nedeniyle oluşan kamu zararından sanığın sorumlu olup olmadığının, sorumlu ise bu sorumluluğunun ne şekilde olduğunun belirlenmesi maksadıyla;
a) Sanığın akaryakıt mal sorumlusu olarak göreve başladığı tarihten itibaren bu görevini sağlıklı yürütmesine engel olacak, süreklilik arz eden herhangi bir ek görev verilip verilmediği, verilmiş ise bu görev ya da görevlerin neler olduğu;
b) Sanığın akaryakıt mal sorumluluğunu devir-teslim aldığı tarihte belge üzerinden teslim alınan akaryakıt miktarı ve cinsi ile yer altı deoplama tankında bulunan akaryakıt miktarı ve cinsinin birbiri ile uymlu olup olmadığı hususunda bir tespit yapılıp yapılmadığı,
c) Sanığın akaryakıt mal sorumluluğunu devir-teslim aldığı tarihte akaryakıtın muhafaza edildiği yer altı depolama tankının, drenaj tankının, tahliye ve drenaj borularının, vanaların vb. tertibatın sağlam ve çalışır vaziyette kendisine teslim edildiğine dair bir tespit yapılıp yapılmadığı,
d) Bilirkişi ... tarafından düzenlenen raporda; zayi olan 443.503 kg. yakıtın, incelenmek üzere tarafına teslim edilen drenaj borusundaki delikten kaynaklandığı, bu miktarın 8-12 günde toprağa karıştığı, ortalama 10 gün gibi bir zamanda meydana geldiği, drenaj yapıldıktan sonra yakıt tankı yanındaki vanalar kapatılmadığından drenaj sonrası sızıntının 06/03/2013 tarihine kadar devam ettiği hususunun belirtildiği,
Yine akaryakıtın muhafaza edildiği yer altı depolama tankının temizliğinin 07/07/2014 tarihinde yapılmasından sonra bilirkişiler .... ..., ....ve.... tarafından tankın gözle yapılan kontrolü neticesinde düzenlenen raporda, söz konusu tankta çatlak veya delik bulunmadığının, tankın tabanında veya yüzeyinde herhangi bir eğilme bükülme olmadığının tespit edildiği hususlarının belirtildiği görülmekle birlikte;
Dosya kapsamında yer alan ve olay günü tutulan tutanakta; 06/03/2013’de yakıt seviyesinin düştüğünün sanık tarafından tespit edilmesinden sonra diğer sanıklar tarafından da sonraki süreçte ölçüm yapıldığı, ancak yakıt seviyesindeki düşüşün devam ettiği, bu nedenle takım genelinde alarma geçildiği, tesis genelindeki bütün vana ve dolum kollarının kontrol edildiği, geçen süre zarfında bütün vana ve sistemler kapalı olmasına rağmen 10 dakika aralıklar ile yapılan ölçümlerde tank içindeki yakıtın giderek azaldığı, seviyenin düştüğü yönünde tespitlere yer verildiği, nitekim 07/03/2013 tarihinde tahkikata başlayan idari tahkikat heyeti tarafından 4 gün boyunca yapılan ölçüm sonuçları incelendiğinde de seviyenin düşmeye devam ettiği, yine Ankara İnşaat Emmlak Bölge Başkanlığı tarafından düzenlenen Mart 2013 tarihli teknik raporda, drenaj borularının açığa çıkartılması esnasında boruların altından yaklaşık 15-20 cm. derinde motorinin yüzeye doğru çıktığı, toprakta bulunan motorinin tank tabanındaki veya drenaj hattındaki delinme/çatlama neticesinde oluşup oluşmadığının net olarak bulunamadığının belirtildiğinin anlaşılması karşısında;
Öncelikle akaryakıtın muhafaza edildiği yer altı depolama tankında gözle görülmeyecek derecede bir delik, arıza, çatlak, kaçak vs. olup olmadığının tespit edilmesi (gözle kontrol ile yetinilmeksizin Ankara İnşaat Emlak Bölge Başkanlığı tarafından düzenlenen Mart 2013 tarihli teknik raporun sonuç kısmında belirtildiği şekilde motorin tankına gaz-free işlemi yapılması, temizlenmiş tank içine su doldurularak seviye ölçümünün yapılması ve tankta kaçak olup olmadığının belirlenmesi, tankta su seviyesinde azalma olması durumunda tankın boşaltılıp kaynak yerlerinin röntgeninin çekilerek kaçak noktaların tespit edilmesi suretiyle) şayet tankta bir kaçak, delinme, çatlak vs. var ise meydana gelen akaryakıt kaybının ne kadarının bu sebepten kaynaklandığı, akaryakıt tankındaki kaçaktan kaynaklı akaryakıt kaybını tespit etmenin mümkün olup olmadığı, mümkün ise en erken ne kadar sürede tespitinin mümkün olduğu, tespit edileceği bu süreye kadar ne kadarlık bir akaryakıtın zayi olacağı hususlarının ortaya konulması,
e) Şayet yer altı depolama tankında bir kaçak bulunmadığının, akaryakıt kaybının tek sebebinin drenaj borusundaki delinmeden kaynaklı sızıntı olduğunun tespiti halinde, zayi olan akaryakıt miktarının 435.505 kg olduğu dikkate alındığında bu denli yüksek bir kaybın 8-12 günlük gibi kısa bir sürede dışarıdan fiziken farkedilmemesinin teknik olarak mümkün olup olmadığı hususlarının ortaya konulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık ile sanık müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA,
III-Sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik Askeri Savcının temyiz isteminin incelenmesinde:
Sanıklar ... ve ...’nın, yakıt ölçüm defterini günlük olarak imzalamadıkları, onaylamadıkları, yakıt ölçüm defterindeki hesapları kontrol etmedikleri, mal sorumlusu sanık ...’in izinli, istirahatli vb. olduğu durumlarda ölçme görevini yapamadığı durumlarda yerine vekaleten bakacak birini görevlendirmedikleri, görevin ifası konusunda ...’in takip ve kontrolünü yeterince yapmadıkları, “mal sorumlusu ...’in ölçümlerini mevzuata uygun olarak yapmadığı, günde iki defa yapması gerekirken yapmadığı ve birkaç gün arayla askerlere yaptırdığı, ayrıca yakıt ölçüm defterini günü gününe doldurmadığı ve bu ölçüm defterini herhangi bir askere doldurttuğu” konusunda bilgileri olmasına rağmen buna yönelik herhangi bir önlem almadıkları, hatta buna göz yumdukları, sanıkların akaryakıtın mevzuata uygun olarak korunması ve emniyet altında bulundurulması için gerekli tedbirleiri almadıkları/aldırmadıkları, bu eylemleriyle de zincirleme memuriyet görevini kötüye kullandıkları suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında;
İkmal sınıfı bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; “sanıklara, mal sorumlusunun günlük olarak akaryakıt tankının ölçümünü yapıp yapmadığı hususunda takip ve kontrol sorumluluğunun verilmiş olduğu, bu sorumluluk gereği gerekli kontrolün yapılmayışının yakıtın zayi olduğunun tespit edilememesinde ve zayi miktarın artmasında etken olduğu” yönünde mütalaada bulunlduğu;
Mahkemece yapılan değerlendirmede ise; bilirkişinin “mal saymanı ve takım komutanı olan sanıkların yakıt ölçümüne ve kontrolüne ilişkin görevlerinin olmadığı” yönündeki mütalaası, sanık ...’nın “sanık ...’in yakıt ölçümlerini bizzat kendisinin yapması ve yakıt ölçüm defterini kendisinin doldurması hususnda ikazda bulunduğu” yönündeki beyanları, sanık ...’in soruşturma aşamasındaki “Diğer sanıkların yakıt ölçümlerini bizzat kendisinin yapması ve yakıt ölçüm defterini kendisinin doldurması hususunda ikazda bulundukları” yönündeki beyanları, Şubat 2013 ayı içinde yapılan drenaj işlemi sonrasında sanık ...’in yukarıda detaylı anlatılan ihmali nitelikteki davranışlarının drenaj işlemi sonrasında drenaj boru hattındaki bir vanayı açık bırakması şeklindeki ihmali davranışıyla birleşmesi sonucu söz konusu yakıtın zayi olmaya başlamış olması, sanık ...’in drenaj işleminden sonraki günlerde yakıt tankındaki akaryakıt seviyesini ölçmek için görevlendirdiği askerlerin yaptıkları ölçümlerde yakıt seviyesinde bir önceki ölçüme göre dikkate değer bir azalma olduğunu pek çok kez bildirmelerine rağmen yakıt kaybına işaret eden bu ölçüm değerlerini önemsemeyerek alması gerekli tedbirleri almaması nedeniyle yakıt kaybının devam etmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların iddianameye konu ihmali davranışları ile meydana gelen kamu zararı arasında bir illiyet bağının bulunmadığı, sanıkların eylemlerinin unsurları itibariyle müsnet suçu oluşturmayacağı, eylemlerin 6414 sayılı TSK Disiplin Kanunun 18/1-ç maddesinde düzenlenen maiyetini gözetiminde ihmal göstermek disiplinsizliği kapsamında kaldığı belirtilerek sanıkların müsnet suçtan suçtan ayrı ayrı beraatlarına karar verildiği anlaşılmakta ise de;
Yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere, maddi vakanın tam olarak nasıl gerçekleştiği, yeraltı akaryakıt depolama tankındaki akaryakıt kaybının tam olarak hangi sebepten kaynaklandığı hususlarının ortaya konulmasından sonra sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi ve akaryakıt kaybı nedeniyle oluşan kamu zararından sanıkların sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise bu sorumluluklarının ne şekilde olduğunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve Askeri Savcının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.