11. Hukuk Dairesi 2016/12357 E. , 2018/5494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen .../05/2015 gün ve 2011/...-2015/364 sayılı kararı bozan Daire’nin .../05/2016 gün ve 2015/11955-2016/5636 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yanında işlerini yürütmekte olan davalı ..."a .../04/2002 tarihinde ... ve ... nezdinde iş takibi ve işlem yapmak üzere vekaletname verdiğini, ancak müvekkilinin hiçbir zaman ..."a hesaplarından para çekebilme ya da aktarabilme yetkisini vermediğini, davalı ..."a yetki verilmediği halde davalının kendisini müvekkilinin "Genel Koordinatörü" olarak tanıttığını, davalı ..."ın müvekkilinin imzasını taklit etmek suretiyle müvekkilinin ... AŞ (... AŞ) ... Şubesindeki TL ve döviz hesaplarından usulsüz işlemlerle para çektiğini, davalı ... hakkında ceza davası açıldığını, ...’ı yetkili kılan bir vekaletname ya da talimatın davalı bankaya müvekkilince verilmediğini, banka personelince sahte imza ile para çekilmesine müsaade edildiğini, banka personelinin gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, güven kurumu olan bankanın müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu, yasa gereği davalı bankayı bünyesinde bulunduran ...’nin de müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek 192.375.648.168 TL, 314.001 USD ve 18.520 DM zarardan şimdilik 35.000.000.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili ve davalı banka vekili, davanın reddini istemiş, diğer davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının zararının 115.672,86 TL ve 276.781,00 USD olarak belirlendiği, davacı dava dilekçesinde meydana gelen zarar miktarını belirtmiş olup, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 30.000,00 TL talep ettiğinden taleple bağlı kalınarak davanın davalılar ... ve ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine dair verilen kararın davacı vekili ve davalı banka vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce davacı ve davalı banka yararına bozulmuştur.
Davacı vekili ve davalı ... vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dava, davacının ... AŞ ... Şubesi’ndeki TL ve döviz hesaplarından bilgisi ve talimatı olmadan çalışanı ...’ın sahte imzalı belge ve talimatlarla işlem yapmasına müsaade edilerek hesabından usulsüz para çekilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde işbu davayı, davalı ..., (... AŞ-... AŞ) ... A.Ş. ve ...’ye karşı yöneltmiş ve davacının ... AŞ ... Şubesi’ndeki TL ve Döviz hesaplarından bilgisi ve talimatı olmadan çalışanı davalı ...’ın sahte imzalı belge ve talimatlarla işlem yapmasına davalı banka çalışanlarınca müsaade edilerek hesabından usulsüz para çekilmesi nedeniyle uğradığı iddia olunan 192.375.648.168 TL, 314.001 USD ve 18.520 DM zarardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 35.000.000.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili, ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/308E. 2015/637 K. sayılı (evveliyatı ... 5.ATM’nin 2002/1749 E.sayılı dosyası) dosyasında ise “...müvekkilinin çalışanı davalı ..."ın oluşturduğu güven sonucu .../04/2002 tarihinde ... ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu nezdinde müvekkili adına idari konularda işlem yapmak üzere vekaletname verildiğini, ... ihaleleri nedeniyle yatırılan teminatlardan 50.000,00 TL"nin müvekkilinin imzası taklit edilerek düzenlenen sahte belgelerle davalı ... hesabına aktarıldığını, yine ... nezdindeki 59.700 USD"nin ... tarafından usulsüz şekilde tahsil edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin uğramış olduğu zararın şimdilik 30.000,00 TL"lik kısmının avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş ve davayı ... ile ...’a karşı açmıştır. ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2015 tarih 2014/308-2015/637K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, anılan kararın davalı ... vekilince temyizi üzerine Dairemizin 03.04.2018 tarih 2016/9018 E. 2018/2335 K. sayılı ilamı ile davacının da müterafik kusuru bulunduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı ... yararına bozulmuştur.
Bu durumda davacı vekili ve davalı ... vekilince karar düzeltme talep edilen Dairemizin ....05.2016 tarih 2015/11955 E. 2016/5636 K. sayılı bozma ilamına konu yapılan uyuşmazlık yukarıda açıklandığı üzere aslında ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2015 tarih 2014/308-2015/637K. sayılı dosyasının konusunu oluşturduğundan, davacı vekili ve davalı ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin ....05.2016 tarih 2015/11955 E. 2016/5636 K. sayılı bozma ilamının tümden kaldırılmasına ve davacı vekili ile davalı ... AŞ vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
...- Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 388 ile yürürlükteki 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasanın 141. maddesinin .... fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Öte yandan, yazılacak kararın gerekçesiyle hüküm kısmı arasında bütünsellik esastır. Başka bir anlatımla, gerekçe ile hüküm birbirine bağlı olup, çelişki bulunmaması gerekir. Nitekim, HMK’nın 298/.... maddesinde de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun ....4.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir.
Somut olayda yukarıdaki bentte açıklandığı üzere işbu davanın konusu davacının ... AŞ ... Şubesi’ndeki TL ve Döviz hesaplarından bilgisi ve talimatı olmadan çalışanı davalı ...’ın sahte imzalı belge ve talimatlarla işlem yapmasına davalı banka çalışanlarınca müsaade edilerek hesabından usulsüz para çekilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve davacının talebi de 192.375.648.168 TL, 314.001 USD ve 18.520 DM zarardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 35.000.000.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılar
..., (... AŞ -... AŞ) ... A.Ş. ve ...’den müteselsilen tahsili olduğu halde mahkemece gerekçeli kararda dava dilekçesi özetlenirken ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/308E. 2015/637 K. sayılı dosyanın konusu olan iddia ve talebin yazıldığı, gerekçe bölümünde “....davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 30.000,00 TL’nin tahsilini talep ettiği...” yazıldıktan sonra hükümde “....Davanın davalılar ... ve ... yönünden kabulüne, 30.000,00 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, ... yönünden reddine...” karar verilmek suretiyle işbu davanın konusu olmayan uyuşmazlıktan bahisle talep, gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa, mülga HUMK’nın 388 ile 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, maddi olaya uygun düşmeyen, talep, gerekçe ve hüküm çelişkisi içeren karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
...-Bozma sebep şekline göre davacı vekilinin ve davalı ... AŞ vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin ....05.2016 tarih, 2015/11955 E. 2016/5636 K. sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, davacı vekili ve davalı ... AŞ vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine, (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı ... AŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz taraflar yararına BOZULMASINA, (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 20.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.