
Esas No: 2015/10222
Karar No: 2016/2583
Karar Tarihi: 18.02.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/10222 Esas 2016/2583 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2013
NUMARASI : 2012/180-2013/335
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı, davalı bankanın kendi aleyhine tarımsal krediler ikraz sözleşmesine dayanarak takip yaptığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, davalı bankadan kredi kullanmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, davanın sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit talebine ilişkin olduğu, alınan rapora göre imzanın davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, davacının sözleşme nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının 04.11.1999 tarihli sözleşmedeki imzaya itirazı üzerine alınan raporda imza davacıya ait çıkmamıştır. Ancak, anılan sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, mahkemece bu yön davalıya veya davacıya açıklattırılmamıştır. Şayet davacı, asıl borçlu ise sözleşmedeki imzanın ona ait olmaması, kredi davacıya ödenmiş ise önem taşımaz. Bu durumda kredinin davacıya ödenmiş olduğunun tespit edilmesi halinde davacı kredi borcundan sorumludur.
Davalının kefil olduğunun tespitinde ise, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olması halinde davacı sorumlu olacaktır. Dava konusu tarımsal krediler ikraz sözleşmesinin tanzim tarihinin 04.11.1999 olmasına rağmen mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda incelemeye esas alınan mukayese belgelerin dava konusu sözleşmenin tanzim tarihinden sonraki tarihli belgeler olduğu anlaşılmakla, anılan rapor bu haliyle yeterli incelemeyi içermemektedir. Mahkemece, davacının kefil olduğunun tespiti halinde, dava konusu sözleşmenin tanzim tarihinden önceki dönemlere ait resmi kurumlar önünde atılmış imza örnekleri getirtilerek yapılacak imza incelemesine göre uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.