
Esas No: 2017/1092
Karar No: 2021/892
Karar Tarihi: 02.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1092 Esas 2021/892 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1092 Esas
KARAR NO: 2021/892
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/09/2017
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirketin ---- tarihli çek nedeniyle davalı şahısların yöneticisi oldukları ---- sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını; icra takibinin --- borca batık olduğundan bahisle ----- sayılı dosyasıyla iflas erteleme talep ettiği; bu dosyada verilen tedbir kararı nedeniyle icra takibinin bu şirket yönünden durduğunu ancak diğer iki şirket yönünden takibin kesinleştiğini; aleyhine icra takibi kesinleşen diğer iki şirketin haczi kabil malı bulunamadığını, davacı şirketin alacağını bu icra dosyasıyla tamamen ya da kısmen tahsil edemediğini; her iki çekinde keşidecisinin ----olduğunu, bu şirketin yetkilisinin ---- olduğunu ve yetkilisi tarafından çeklerin keşide edildiğini; çeklerin lehtarının ---- olduğunu; söz konusu çeklerin ona verildiğini; bu şirketin yetkilisinin ise --- olduğunu, çeklerin ----tarafından ---- ciro edildiğini, bu şirketin yetkililerinin ---- olduğunu; ----- tarafından da çeklerin alacağına karşılık kendisine verildiğini; alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin yaptığı araştırmada, çeklerin esasen ----- olduğunu; söz konusu keşideci, lehtar ve ciranta şirketlerin söz konusu çekin tanzimi için ve birbirlerine verilmesini gerektirecek hiç bir ticari ilişkinin bulunmadığını; şirketlerin aile şirketi olduğunu, yöneticilerin birbirlerinin hısım ve akrabaları olduğunu; her üç şirketin yöneticisinin de el ve iş birliği ile söz konusu olan bu çekin tanzim edip, birbirlerine vermek suretiyle haksız menfaat elde etmek istediklerini, sonunda da bedeli karşılığında bu çekleri alan müvekkili şirketin zarara uğratıldığını; ---- yöneticisinin iflas erteleme davasını açtıktan sonra söz konusu çekleri ---olduğunu, nitekim --- yöneticisi .--- ortağı olduğunu, --------yöneticisi olduğunu; bu nedenle ---- borca batık olduğunu bilmemesinin mümkün olmadığını; davalı yöneticilerin basiretli davranmadıklarını; ---- şirketlerinin birlikte hareket ettiklerini, kan ve sıhri hısımları ile aile şirketi niteliğinde olduğunu; şirketlerin içini boşaltıp batık duruma getirdiklerini; borçlardan kurtulmak amacıyla da şirketlerini kullandıklarını; ----- çekleri vermesini gerektirecek hiç bir ticari ilişki bulunmadığını belirterek; şirketlerin neredeyse eş zamanlı olarak maddi sıkıntıya düşmesi, haczi kabil hiç bir mallarının bulunmaması, müvekkilinin alacağını karşılayamayacak kadar kötü durumda ve borca batık olduklarının tesadüf olmadığını, aralarında akrabalık ve hısımlık olan şirket yöneticisi ve ortaklarının birbirine ciro ettiği içi çekin en sonunda müvekkili şirkete ciro edilmesi ve KARŞILIKSIZ ÇIKMASI, hileli ve kötü niyetli olarak borçtan kaçıldığına kanıt teşkil ettiğini; aksinin kabulü ------- olduğunu; şirket yöneticilerinin üçüncü kişilere kötü niyetli olarak zarar vermeleri halinde sonra da tüzel kişiliği kavramı ardına gizlenmelerinin dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, bunun hukuk düzenince korunmayacağını; bu gibi durumlarda tüzel kişilik perdesinin aralanması ve perdenin ardında yer alanların sorumlu tutulmasının gerektiğini belirterek; ---- dosyasıyla takibe konan alacaktan ötürü; --- asıl alacakla işlemiş faizi olan ---- sadece asıl alacağa avans faizi uygulanmak suretiyle davalı yöneticilerden müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılardan ----davaya cevap vermemiş, duruşmaları da takip etmemiş olup,
Diğer davalılar vekili, davacının aktif dava ehliyeti olmadığını, zira yöneticilerin verdiği zararın ancak zarar verdiği şirket yönünden istenebileceği, davacının çekin keşidecisi, lehtarı ve cirantası olan şirketlerin kasasına konulmak için zararı isteyeceğine doğrudan kendisi yönünden zarar talep ettiğini, bu nedenle aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerektiğini; davanın zaman aşımına uğramış olduğunu, TTK 560 madde gereğince davacının zararı öğrendiği andan itibaren iki yıl her halükarda beş yıl içinde dava açması gerekirken çek tarihlerinden itibaren iki yıl geçtikten sonra iş bu davanın açıldığını, bu nedenle reddi gerektiğini, mahkememizin yetkili olmadığını ve yetki yönünden de davanın reddi gerektiğini; kaldı ki, davacı şirketin iddialarının doğru olmadığını; çekin davacıyı zarara sokmak için kesilen bir çek olmadığını, ticari ilişkiler çerçevesinde kesilip ciro edilen çekler olduğunu; şirketlerin bilahare ---- sarsılmasının---- koşullarından gerçekleştiğini; tüzel kişilik perdesinin aralanması davasının istisnai bir dava olduğunu, bu davadaki şartların yeterli olmadığını belirterek davanın reddini savunduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına ilişkin bir davadır.
Davacının elinde---- adet çek bulunup, her iki çekinde keşidecisi --- verilmiş, davacımızda ciro yoluyla -----çekleri almıştır. Davacı taraf, söz konusu çeklerin tanzimi esnasından itibaren çeklerin ------ olduğunu, herhangi bir ticari ilişki ve amaçla değilde verileceği kişiden menfaat temin etmek için kesildiğini; keşideci lehtar ve ciranta şirketlerin her iki çeki ödemek amacında olmadıklarını; keşide ederken ve ciro ederken hiç bir zaman bu çeklerin bedelini ödemeyi düşünmediklerini; durumun her üç şirket yetkililerince bilindiğini, şirket yetkililerinin hısımlık ve akrabalık durumlarından dolayı ve her üçünün de aynı anda borca batık duruma gelip, icra takibine konu miktarda dahi haczi kabil mallarının bulunmamasının tesadüf olamayacağını, çekler tanzim edilir veya ciro edilirken dahi şirket yetkililerince bu durumun bilindiğini, bu nedenle söz konusu her iki çekin bedelinden ve takibe konan ferilerinden şirketlerin yanında her üç şirketin yetkilisi olan davalılarında sorumlu olacağına dayalı olarak davayı açtığı; davalı tarafın ise bu iddiaları kabul etmediği; davalı her ne kadar aktifi dava ehliyetine dayanarak davanın reddini talep etmiş ve gerçekten TTK 553 ve 555 maddelerde şirketten alacaklı olan üçüncü şahısların ancak yöneticinin şirkete zarar vermediği doğrudan kendisine zarar verdiği hallerde şirket yöneticisinden alacak talep edebileceği ancak yöneticinin eylem ve davranışları şirkete zarar verdiği bu zarardan dolayı da kendisinin yansıma zararının ortaya çıktığını iddia etmesi halinde dava sonunda yapılacak tahsilatın şirkete verilmesini isteyeceği; eldeki davada, ------ dolayı şirketlerin herhangi bir zararlarının olmayacağı, zararın doğrudan davacı şirkette doğduğu, kaldı ki, eldeki davanın tüzel kişilik perdesinin aralanması davası olduğu, bu tür davalarda zarar gören davacının kendisi yönünden talepte bulunabileceği nazara alınarak dosyada aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiş; davalıların zaman aşımı itirazı TTK 560 madde gereğince zaman aşımının zararı öğrendiği andan itibaren iki yıl ve her halükarda beş yıl olduğu; tüzel kişilik perdesinin aralanmasına ilişkin iş bu dava yönünden davacının zararı icra takibi sonunda takibin kesinleştiği iki şirketin haczi kabil malı olmadığını öğrendiği andan başlayacağı; bu süreye nazaranda zaman aşımının geçmediği nazara alınarak zaman aşımı itirazına da itibar edilmemiş, davalılar yetki itirazında bulunmuşlar ise de, birden çok davanın bulunduğu, bu durumda davalılardan herhangi biri yönünden mahkememiz yetkiliyse yetki itirazın reddi gerektiği, mahkememizin yetki sahası içinde bulunan davalılarda olduğu için bu itiraza da itibar edilmemiş, davanın esasına girilmiştir.
Mahkememizce davalıların alakalı oldukları dava dışı şirketlerin ticari kayıtları getirtilmiş olup, yapılan incelemede, ---- yönünden davalı gösterilen şahısların akraba oldukları belirlenmiştir. Ayrıca, mahkememizce yapılan incelemede, çekin keşide tarihinden bile evvel --- ortaklarından --- tarihinde şirketteki hisselerini --- devrettikleri, çekin keşide tarihinden önce başlayarak --- tek hissedarı ve yetkilisinin --- olduğu; bu nedenle ----- yönünden davanın pasif husumetten reddi gerektiği mahkememizce belirlenmiş; çekin keşide tarihinden itibaren ----- yetkilisinin ----- olduğu belirlendiğinden bu yöneticiler açısından dava değerlendirilmiş;
Davacının iddia gibi her iki çekinde dandik çek olup olmadığının ticari defter ve kayıtlar üzerinden incelenmesi gerekmiş;
Davada tersten muvazaa iddiası bulunmadığı; yani ------ davacı şirket arasında bir muvazaa ile bu çeklerin ciro edildiği, esasen davacı şirketin çek bedelleri yönünden alacaklı olmadığı iddiası bulunmadığı; çeklerinde davacının elinde olması nedeniyle artık davacı şirketin kayıtlarının incelenmesine gerek bulunmamış, dava dışı ---- kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş;
---tarihli celsede verilen inceleme kararı sadece -----yokluğunda diğer davalıların vekillerinin yüzüne karşı verilmiş, yöneticisi olduğu şirketlerin ticari kayıtlarını inceleme günü getirmeleri, getirmemeleri halinde sonuçları tek tek açıklanmış ve ihtar olunmuş, huzurda olmayan davalı ---- şirketine ise inceleme kararı tebliğ edilmiş; buna rağmen sadece inceleme gününde --- kayıtları gelmiş, inceleme kararı yüzlerine karşı verilen davalıların ilişkili olduğu---- sunulmamıştır.
Mali müşavir bilirkişi, çeklerin keşidecisi konumundaki --- kayıtlarını incelemiş olup, her iki çekinde keşide edilip ---- verilmesini gerektirecek bir borcun ya da hukuki bir ilişkinin bulunmadığı bu kayıtlarla tespit edilmiştir. --- kayıtları incelenememiş ise de, ---- sayılı dosyasında da vurgulandığı üzere, " ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyen taraf karşı tarafın iddialarını kendi defterleri üzerinden teyit imkanı bırakmadığı için karşı tarafın iddialarını dosya kapsamı ile sınırlı olarak kabul etmiş sayılır. "
Mahkememizce, icra dosyası da getirtilip incelenmiş olup, icra dosyasında borçlu şirketlerden herhangi bir tahsilat yapılsaydı elbette davalı yöneticilerin bu tahsilat miktarı sorumluluklarının azalacağı değerlendirilmiş ancak herhangi bir tahsilatın yapılmadığı görülmüş; davacımızın aynı zamanda esa şirketinin iflas idaresine başvurduğu ancak alacağın kabulüne ilişkin bir karar alamadığı alsa dahi ----sonunda belki bir oranda alacağına kavuşabileceği o nedenle tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla karar verilebileceği; kaldı ki, zaten tüzel kişiliğin kaldırılmasına ilişkin davalarda kurulacak hükmün özelliğinden dolayı icra takibine yapılan borçlu şirket ödemelerinden davalı yöneticilerin yararlanacağı,----- sonunda bir alacak elde edilirse bunun da icra takibi esnasında düşürüleceği nazara alınarak hüküm oluşturulmuş;
Davacı taraf her ne kadar miktar belirtilmek suretiyle bu miktarın işlemiş faiziyle birlikte tahsilini talep etmişse de, talebini ------ dosyasıyla sınırlı olduğu, davalı yöneticilerinde bu icra dosyasındaki borcun ulaştığı değerle ve şirketleriyle birlikte sorumlu olacakları; kararında bu şekilde oluşturulması gerektiği kanaatiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın davalılar ---- pasif husumetten reddine,
Davanın diğer davalılar ----yönünden ise KABULÜ ile,
Bu davalıların --- bedelli çek yönünden, çek bedelinin yanında ------- olmak üzere toplam ---- üzerinden ve bu iki çekin toplam bedelini teşkil eden ---- asıl alacağa da takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle sınırlı olarak bu dosyadaki takip borçlularıyla beraber takip borcundan MÜTESELSİL SORUMLU TUTULMALARINA,
İş bu karardaki aleyhine hüküm kurulan davalılardan yapılacak tahsilatların ------- yapılacak tahsilatlarla tekerrür ettirilmemesine,
Alınması gereken --- mahsubu ile eksik ---- alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 7.418,67 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcı toplamı ve 24 normal tebligat 9 elektronik tebligat gideri 284,40 TL tebligat gideri ile 1.500,00 TL bilirkişi inceleme gideri toplamı 9.203,07 TL yargılama giderinin davalılar ----- alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine, ----
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 32.655,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar ---- alınarak davacıya verilmesine;
Davanın pasif husumetten dolayı reddine karar verilen ----lehine iş bu dava müteselsil sorumluluğa dayalı açıldığı ve müteselsil sorumlular hakkındaki dava aynı sebepten reddedilirse tek bir vekalet ücreti taktir edileceğinden toplam 5.100,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davacıdan alınıp bu iki davalıya verilmesine,
Dair karar, Davacı Vekili ----- yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ------ Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.02/12/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.