
Esas No: 2021/77
Karar No: 2021/886
Karar Tarihi: 02.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/77 Esas 2021/886 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/77 Esas
KARAR NO : 2021/886
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/02/2021
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 03/02/2021 tarihli dava dilekçesi ile, davalı şirketin işletmekte olduğu ticarethanesi sebebiyle 19/10/2017 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmesi ve ... tesisat, ... abone numarası ile davacının abonesi olduğunu, sonrasında davalı şirketin 11.12.2017 - 28.12.2017 - 12.02.2018 - 31.12.2017 - 23.01.2018 tarihli (D/... - D/... - D/... - H/... - H/... Fatura numaralı) elektrik faturalarının borcunu ödemede temerrüde düşmesi nedeniyle İzmir ... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibine başlatıldığını, davalının 04/02/2019 tarihinde haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, itirazın davacı tarafa tebliğ edilmediğini, davalının itirazında haksız ve yersiz olduğunu, takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, zaman kazanmak amacında olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi ile takip miktarının tamamı kadar alacaklı olduğunun tespit edileceğini, dava öncesinde dava şartı gereği arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, 06/01/2021 tarihli arabulucu son tutanağının düzenlendiğini ve anlaşma sağlanmadığını, açıklanan nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli davalı aleyhine alacağımızın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı şirket yetkilisinin ön inceleme duruşmasına katıldığı, takibe konu faturaların ara dönemlere ilişkin olduğu, abonelik ilişkisinin başından itibaren her ayın 25'inde faturanın geldiğini ve diğer ayın 10'nuna kadar ödeme yapıldığını, uygulamanın bu şekilde olduğunu, ortalama sarfiyatın 3.500,00 TL civarında olduğunu, takibe konu edilen faturalarda gösterilen bedelde bir elektrik kullanımının mümkün olmadığını, toplu ekstre istendiğinde bu faturaların olmadığının görüleceğini beyan ettiği ve bu nedenle davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
Dava konusu İzmir ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde alacaklının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçlunun dosyamız davalısı şirket olduğu, toplam 8.238,60 TL alacağın tahsili isteminde bulunulduğu, toplam 5 adet faturaya dayanıldığı ve takibin genel haciz yolu ile olduğu görülmüş, ödeme emrinin tebliği sonrası davalı şirket yetkilisi tarafından süresinde verilen dilekçe ile borcun tamamına ve faizlere itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından 08/02/2019 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, verilen kararın davacı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Bu husus dikkate alındığında ve davacı tarafın arabulucuya başvuru süreci gözetildiğinde davanın süresinde olduğunun kabulü olduğu görülmüştür.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan ... numaralı tüketim noktasının 19/10/2017 tarihli abonelik sözleşmesi davacı şirketten istenmiş ve dosya içine alınmıştır. Davacı tarafça talep edilen alacağa dayanak tüketim faturaları, ödemeleri gösterir ekstre ve kayıtlar davacı şirketten celp edilerek dosyamız içine alınmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalandığı tespit edilen 19/10/2017 tarihli Perakende Satış Sözleşmesi uyarınca oluşturulan aboneliğe göre davacı tarafından verilen elektrik hizmeti karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği iddiası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında olduğu beyan edilen abonelik sözleşmesine ilişkin davalı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmadığı, icra takip dosyasında takibin aboneliğe dayalı düzenlenen faturalardan kaynaklı olduğunun belli olduğu, buna rağmen davalı tarafından bu konuda bir uyuşmazlık çıkarılmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu alacağın doğup doğmadığı, doğmuş ise miktarı ve ferilerinin tespiti, davacının talep edilen şekilde takibe dayanak gösterilen faturalarda belirtilen alacağın doğup doğmadığının belirlenmesi ve hesaplanması için dosyanın bir elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 07/09/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Raporun yapılan incelemesinde ; taraflar arasında ... no'lu orta gerilim perakende satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin Ek-1/A no'lu ekinde bildirim adresinde diğer iletişim bilgilerinin gösterildiğini, tesis kullanım yeri adresinin gösterilmesine rağmen bildirim adresinin boş bırakıldığı, dosya kapsamından davalının bildirim adresinin net anlaşılamadığı, dosyada ödenmeyen faturalar üzerinde sözleşmedeki adresin gösterildiği, davalı şirket yetkilisinin ise bu faturaların çiftliğin olduğu ve önceki faturaların da teslim edildiği yere gönderilmediğini beyan ettiği, sözleşmenin 9.Maddesinde gösterilen faturaların tebliği ve ödeme süresine ilişkin hususlar yönünden ödenmeyen faturalar için davalıya yapılan ikinci bildirimin bulunmadığı, davalı şirketin abone grubunun tek taraflı enerji sınıftan aldığı, takibe konu edilen faturaların incelendiği, davacı tarafından düzenlenen 11/12/2017, 31/12/2017, 21/03/2018, 12/02/2018 tarihlerinde düzenlenen faturaların EPDK fatura tarifelerine göre bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalara göre belirlenen tutarlardan düşük olduğu, davacı talebi ile bağlı kalınması gerektiği görüşünün bildirildiği, davalı şirketin davacı şirket ile imzaladığı sözleşmenin tarafı olduğu gibi iş yerinin de fiili kullanıcısı olduğu, takibe konu faturadan da sorumlu olduğu, gecikme zammı hesabı yönünden seçenekli sonuçların raporda gösterildiği, sonuç itibariyle davalıya faturaları davacı şirket tarafından usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği konusunda belge sunulması halinde 6183 Sayılı Amme alacakları tahsili usulü hakkında kanunun 51. Maddesine göre gecikme zammı uygulanması halinde davalının takip tarihi itibariyle toplam borcunun 7.939,53 TL olacağı, yerleşmiş Yargıtay kararlarında olduğu gibi ödenmeyen dönem borçları için ticari faiz oranları uygulandığında takip tarihi itibariyle toplam borcun 7.367,50 TL olacağı yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyanda bulunulmadığı görülmüş, davacı vekili tarafından verilen dilekçeye göre taraflar arasında imzalanan sözleşme ve yönetmeliğin 35/1 maddesi uyarınca ödenmeyen borç üzerine davacı şirketin ikinci bir bildirim zorunluluğunun olmadığı, kaldı ki bilirkişi raporunda belirtilen hususların elektrik kesintisine ilişkin olduğu hususunun belirtildiği ve davanın kabulünün istendiği anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında imzalanan 19/10/2017 tarihli Elektrik Enerjisi Perakende Satış Sözleşmesi uyarınca davacı tarafça davalıya elektrik enerjisi temin edildiği, bu hizmet karşılığı temin edilen enerji tutarı dikkate alınarak ilgili faturaların düzenlenerek davalıya ait işyerine bırakıldığı, bu uygulamanın taraflar arasında süregelen bir uygulama olduğu, ayrıca davalıya tebliği ve teslimi gerektirir herhangi bir farklı hususun takibe konu edilen faturalar yönünden tespit edilemediği, bu nedenle takibe konu edilen fatura bedellerinin davalıya ait iş yerinde bulunan sayaçlarda belirlenen tüketim miktarına göre düzenlendiğinin kabulü gerektiği, bunun aksini gösterir herhangi bir delilin de dosyada bulunmadığı ve davalı tarafça ileri sürülmediği, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafa teslimi konusunda da usule aykırılık iddiasını ispata dair herhangi bir kayıt ve delilin dosyada bulunmadığı, düzenlenen 4 adet faturada gösterilen alacak bedellerinin Enerji Piyasası Yönetmeliği'nde gösterilen ölçülere göre daha az hesaplandığı, ancak davacı tarafından talep edilen bedele bağlı kalınması gereken, düzenlenen son faturanın ise enerji kesintisine ilişkin fatura olduğu ve bu faturadaki bedelin yönetmelik hükümlerine uygun olduğu anlaşılmıştır. Tarafların tacir olduğu ve süresi belirlenen ödemeler yönünden temerrüt halinde uygulanması gereken faizin ticari faiz olması gerektiği, bu hususun yerleşik Yargıtay kararları ile de gösterildiği, sonuç itibariyle her ne kadar davacı tarafça dayanılan faturalardaki bedellere gecikme zammı işletilmiş ise de, bilirkişi raporunda da gösterildiği üzere ticari faiz yürütülmek sureti ile yapılan hesaplamaya itibar edilmesi gerektiği, buna göre 6.390,70 TL asıl alacak, 827,79 TL işlemiş ticari faiz, 149,00 TL ticari faiz KDV'si olmak üzere toplam 7.367,50 TL bedele ilişkin itirazında davalının haksız olduğu, ve bu bedel yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, alacağın sözleşmeye dayalı düzenlenen faturalara ilişkin olduğu görülmekle, likit olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği, bu haliyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... Esas Sayılı takip dosyasında davalının itirazının KISMEN İPTALİNE,
Takibin, 6.390,70 TL asıl alacak, 827,79 TL işlemiş ticari faiz, 149,00 TL ticari faizin KDV'si olmak üzere toplam 7.367,50 TL alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
İcra inkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hükmolunan 7.367,50 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 503,27 TL harçtan, peşin alınan 99,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 403,76 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 167,31 TL başvuru harcı, 550,00 TL Bilirkişi ücreti, 80,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 797,31 TL yargılama giderinden 713,03 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL'nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı Arabuluculuk faaliyeti sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık A.A.Ü.T mad. 16/2-c hükmü uyarınca 900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2021
Yazman ...
e-imzalıdır
Yargıç ...
e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.