14. Hukuk Dairesi 2016/2853 E. , 2018/6213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.07.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ile davalılar ..., ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK m. 121 uyarınca açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/1916 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı ... aleyhine icra takibi başlattıklarını, ... İli, ... İlçesi, 101 ada 13 parsel, 116 ada 30 parsel ve 127 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ..."ın payları üzerine haciz koyduklarını, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2013/176-181 Esas ve Karar sayılı ilamı ile taşınmazlar hakkında ortaklığın giderilmesi davası açmak için taraflarına yetki verildiğini, bu nedenle dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. ... taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz.
Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre borçlu (davalı) ..., dava konusu taşınmazlarda paylı malik durumundadır. Yukarıda bahsedilen yasal değişiklik sonunda alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanunu"nun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmazlar yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlar yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 01.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.