12. Ceza Dairesi 2019/7210 E. , 2020/5347 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 20/01/2016
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : 1-Sanık ... hakkında, CMK"nın 223/2-a.maddesi uyarınca beraat
2-Sanıklar ... ve ... hakkında; TCK"nın 89/1, 89/2-b, 62/1, 52/1, 2, 4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Temyiz Edenler : Sanıklar ... ve ... müdafii, katılan vekili
Taksirle yaralama suçundan sanık ..."in beraatine, sanıklar ... ve ..."ın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ile sanıklar ... ve ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-Katılan vekilinin sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Katılanın çalıştığı fabrikada kullandığı makinaya elini kaptırarak vücudunda kırık meydana gelecek şekilde yaralandığı olayda, sanık ..."in söz konusu fabrikanın sahibi olan şirketin ...şubesinde üretim müdürü olarak görev yaptığı, olay günü ise toplantı amacıyla olaya konu...daki fabrikada bulunduğu anlaşılmakla, meydana gelen iş kazası açısından kusuru bulunmayan sanığın beraatine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Mahkemece olayda katılan sanığın kusuru bulunmadığı kabul edildiğinden, CMK"nın 223/2-c.maddesi yerine, CMK"nın 223/2-a.maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün A nolu bendindeki "CMK"nın 223/2-a.maddesi" ibaresi çıkarılarak yerine "CMK"nın 223-2-c.maddesi" ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanıklar müdafii ile katılan vekilinin sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanıklara isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin l-2-3. fıkralarında düzenlenen "taksirle yaralama" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1.fıkrasında temel ceza miktarının "üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK’nın 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251.maddesinin 3. fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251.maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanıklar lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanıklar lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.