8. Hukuk Dairesi 2018/8755 E. , 2021/1331 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Kal, Ecrimisil, Komşuluk Hukukuna Aykırılıkların Giderilmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil taleplerinin reddine, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi talebinin kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, vekil edenine ait 25 parsel sayılı taşınmazın takriben 3 m2’ lik kısmına, komşu 24 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının tecavüzlü olduğunu, davalıların murisinin inşaatın yapımı sırasında iyiniyetli olmadığını, binanın ikinci katının yapımı sırasında bilerek vekil edenine ait taşınmaza tecavüz ettiğini, komşuluk hukukuna aykırı pencereler de açtığını açıklayarak, elatmanın önlenmesine, kal’e, pencerelerin kapatılarak komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesine, beş yıllık ecrimisilin davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, vekil edenleri tarafından davadan önce Sarıyer 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/36 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, bu tespitte alınan bilirkişi raporuna göre; davaya onu 3 m2’lik alanın davacı tarafa ait parsel içinde kalmasının sebebinin imar uygulamaları esnasında yapılan ölçümleme hatası olduğunu, Kadastro Kanunu’nun 41.maddesine göre bu hataların düzeltilebileceğini, vekil edenlerine ait yapının kadastro işlemleri ve imar uygulamasının gerçekleştirilmesinden önce de bu günkü yer ve ölçülerinde mevcut olduğunu, vekil edenleri kötüniyetli olmadığından ecrimisil talep edilemeyeceğini, komşuluk hukukuna aykırı bir durumun sözkonusu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, eksik inceleme ile hüküm verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 19.4.2016 tarih ve 2014/16672 Esas, 2016/4759 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacının elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteklerinin reddine, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi talebinin kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi, kal, ecrimisil ve komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi isteklerine ilişkindir.
1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine;
Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bozma ilamında, davalının imardan önce mülkiyet alanına yapılaştığı, ancak, davacının bodrum kat dışındaki katların imar sonrası yapıldığını iddia ettiği, bu durumda, taşkın bölümün imar öncesinde mi, imar sonrasında mı yapıldığı hususunun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı belirtilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrasında dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarında, davaya konu yapının, bodrum kat+zemin kat+1.normal kat+çatı katı olduğu belirtilmekle yetinilmiş, bu katların (özellikle yapının tecavüzlü kısımlarının) ayrı ayrı imar uygulaması öncesinde mi imar uygulaması sonrasında mı yapıldığına ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmamıştır.
Bu durumda Mahkemece, alanında uzman bilirkişi heyeti oluşturularak, dava konusu taşınmazlara ilişkin imar işlem dosyaları, yapı tatil tutanakları, yapılara ilişkin projeler ve yapı ruhsatları incelenmek ve dava konusu alana ilişkin 2981/3290 sayılı ıslah imar planı uygulama ölçü krokisinde parseller üzerinde gösterilen B-1 ve B-2 ibarelerinin ne anlama geldiğini de değerlendirmek suretiyle, tecavüzlü olduğu iddia edilen yapının, bodrum kat+zemin kat+1.normal kat+çatı olarak (özellikle yapının tecavüzlü kısımlarının) imar uygulamasından önce mi sonra mı yapıldığı hususlarının tespit edilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilmesi doğru olmamıştır.
2.Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece her ne kadar, 24 parseldeki yapının, davacılara ait 25 parsele bakan pencerelerinin kapatılmasına karar verilmiş ise de, komşululuk hukukuna aykırılık iddiası ile açılan davalarda, mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
Somut olayda, davalının taşınmazında bulunan pencerelerin az yukarıda açıklanan kriterlere göre elatma oluşturup oluşturmadığı hususunda herhangi bir araştırma yapılmamış olup, mahkemece, davalıların açtığı pencerelerin davacıya zarar verip vermediği, vermiş ise somut zararın ne olduğu hususunda gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması, bu pencerelerin komşuluk hukuku açısından katlanma yükümlülüğü kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 16.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.