13. Hukuk Dairesi 2016/18303 E. , 2017/12249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, yılın belirli dönemlerinde ...’dan ... ilçesine geldiğini, davalıya ... T.M.O ve TC. ... Bankası ... Şube Müdürlüğündeki hesap işlemlerinin yapılması için vekaletname verdiğini, davalının vekaletnameyi kötüye kullandığını, 2000 yılından itibaren hesaplarından davalının para çektiğini, hesabına yatan paraları çekmek suretiyle bazen bir kısmını, bazen ise tamamını zimmetine geçirdiğini, bu durumu fark etmesi üzerine ... Noterliğinin 04/08/2008 tarih ve 02591 yevmiye nolu ihtarnamesiyle davalıyı azlettiğini, yine davalının bankamatik kartını da kullandığını, davalının azledilmiş olmasına rağmen halen bu kartı kullanmaya devam ettiğini ve işlem yaptığını, bunlara engel olabilmek için ... Bankası ... Şube Müdürlüğündeki hesabına bloke konulduğunu, bankamatik kartının da arızalı gösterildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tarafına ödenmeyen 10.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile tarla ortakçısı olduklarını, davalıya ait yaklaşık 257 dönüm taşınmazda 1998 yılından 2008 yılının yaz ayına kadar ortakçılık yaptığını, ... noterliğinden çekilen azilnameye kadar ortaklığın devam ettiğini, azilnameden sonra ortaklığın fiilen sona erdiğini, aralarında yapılan sözlü anlaşmaya göre tarla davacıdan, emek ve traktör işi kendisinden olmak kaydıyla tüm girdilerin taraflara eşit bir şekilde dağıtılması yönünde anlaşma yapıldığını, ... ... Bankasına davacı adına yatırılan mazot ve gübre desteğini de bankadan aldığını ve davacı ile birlikte hesap görülerek kendisine düşen bedeli ödediğini, bankamatik kartını da alıp kullanmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.822,50 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıya verilen vekaletname ile bankadan çektiği paraların verilmediğini iddia etmiş, davalı ise aralarında ortakçılık sözleşmesi olduğunu beyan ederek davacının hissesine düşen bedeli ödediğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İleri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacının bu davadaki alacak isteminin, vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (B.K. md. 390/2) Başka bir ifade ile, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 392/1) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler evleviyetle dahildir.
Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Vekilin aldıklarını geri verme borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. (Bkz. Hukuk Genel Kurulunun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) Somut olayımızda; davacı davalıya verilen vekaletnamenin kötüye kullanıldığı hukuki sebebine dayanmış olup, davalı ortakçılık sözleşmesi olduğunu iddia etse de buna ilişkin delil sunmamıştır. Vekil sıfatıyla hareket eden davalının hesap verme borcunu yerine getirdiğine ilişkin dosya arasında herhangi bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, davalının davacının hesabından çektiği paralar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm ve davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 122,60 harcın istek halinde davacıya iadesine, 165,10 TL kalan harcında davalıdan alınmasına HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.