
Esas No: 2015/39747
Karar No: 2017/12278
Karar Tarihi: 07.12.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/39747 Esas 2017/12278 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, avukat olduğunu, davalı adına asıl ve ek dava açtığını, ek davanın asıl davadan önce sonuçlanıp tahsil edildiğini, asıl davanın da aynı şekilde sonuçlanacağını düşünerek o davada kazanılacak tutarda dikkate alınarak avukatlık ücretini kestikten sonra 180.846,00 TL ödediğini, ancak sonradan 55.346,00 TL fazla ödediğini anladığını, bu nedenle ek davayı icraya koyarak tahsil ettiği bedelden avukatlık alacakları düştükten sonra davalıya ödenmesi gereken 22.112,27 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 33.233,53 TL tahsili gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, avukatlık hukuki ilişkisi nedeniyle fazla ödendiği iddia olunan paranın iadesi isteğine ilişkindir. Davacı avukat, sehven fazla ödeme yaptığını iddia ederek yaptığı fazla ödemenin uhdesinde bulunan davalı alacağından mahsubu ile geriye kalan tutarın iadesini istemiştir. Davalı, fazla ödeme iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, profosyonel meslek icra eden avukatın kendi el yazısı ile ibra aldığını, hatta gerçekte 147.000,00 TL ödenmesine rağmen kendisinin yaşlı oluşundan faydalanarak avukatın ödenen parayı 180.000,00 TL olarak gösterdiğini, gerçek ödeme miktarının bu olmadığını, eldeki davanın açılmasının sebebinin ek davada para tahsil ettiğini öğrendiği için baro ve savcığa yaptığı şikayetler olduğunu, böylelikle avukatın cezadan kurtulmaya çalıştığını savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda takip edilen dava dosyaları için avukatın isteyebileceği ücret belirlenmiş, ibra konusunda değerlendirmeyi mahkemeye bırakmıştır. Her ne kadar mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de fazla ödemeye ilişkin ibraname hiç değerlendirilmemiştir. Davalının iddiasına göre fazla ödemeye konu ibraname avukatın el yazısı ile yazılıp davalı yanca imzalanmıştır. Profosyonel meslek icra eden avukatın hangi dosyada ne miktar para tahsil edip ne kadarını iade etmesi gerektiğini bilmediği düşünülemez. Davacı avukatın el yazısı ile hazırladığı iddia olunan ibraname dikkate alınmadan davacı avukatın soyut beyanlarına itibar edilerek avukatlık ücretinin belirlenmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, mahkemece, fazla ödemeye konu ibraname değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.