10. Hukuk Dairesi 2017/2844 E. , 2019/5750 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, tarım hizmetlerinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın esastan reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacının 01/06/2002 tarihinden 2012 yılının son aylarına kadar 2925 sayılı Kanun kapsamında, ...’da başkalarının yanında buğday ve mısır tarımında çalıştığı ve primlerini düzenli olarak ödediği, Kuruma 22/08/2012 tarihinde de ne zaman emekli olacağı yolunda dilekçe ile başvurduğunda adresi nedeni ile inceleme yapıldığı ve ikameti ...’da olduğundan tarım hizmetlerinin iptal edildiğinin bildirildiği, oysa 2002 -2012 arasında fiilen çalıştığı, bu nedenle Kurum işleminin hukuka aykırı olduğu, 1.710 gün tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ile 01/06/2002 tarım sigortası başlangıç tarihini iptal eden Kurum işleminin iptali ve 01/04/2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesi istenmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde, ilk itirazlarda bulunarak, davacının 27/05/2002 tarihli talebi üzerine tarım sigortalılığının 01/06/2002 tarihinde başlatıldığını, 22/08/2012 tarihli dilekçesinde adresinin ... dışında olması nedeniyle denetmenlerce tarım sigortası faaliyeti yönünden araştırma yapıldığını, yapılan araştırma sonucunda düzenlenen 20/02/2013 tarihli raporda; “davacının hiçbir zaman tarım işlerinde hizmet akdi ile süreksiz olarak çalışmadığı, ...’da ikamet ettiğinin” tespit edildiğini, bu sebeple davacının tarım sigortalılığının iptal edildiğini, Kurum işleminin yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davacının başkabir işveren yanında tanm işi ile uğraşmadığı, ...’a 2003-2004 de gittikten sonra kısadönemler halinde köye geldiği ve kendi bahçesinde sebze ile uğraştığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacının talep edilen dönemde başka bir işveren yanında 2925 sayılı yasa kapsamında tarım sigortalısı olarak çalıştığı hususu tespit edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 31/01/2017tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu,
2-Davacının yıllarca ödediği primlere rağmen Kurumun, nimet-külfet dengesi ilkesine aykırı davranarak, sadece muhtar beyanına dayalı olarak davacının sigortalılığını iptal ettiği,
3-Muhtarın beyanlarının aksinin tanık beyanları ile ispat edildiği,
Gerekçeleriyle, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun hukuk muhakemeleri kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V-TEMYİZ NEDENLERİ:
2002 yılından 2012 yılına kadar fiili olarak Tarım sigortalısı olarak davacının nu işle uğraştığı ve davalı kurumun primleri tahsil etmesi fakat sonrasında iptali fiili duruma ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek karar temyiz edilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 27.05.2002 tarihinde kurum ... İl Müdürlüğüne sunduğu istek ve tescil belgesinin muhtarlıkça tasdik edildiği ve bu talep üzerine 01.06.2002 itibari ile 2925 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının başlatıldığı, iptal öncesi davacının 01.06.2002-28.07.2004, 01.04.2005- 30.11.2012 arası ayda 15 gün üzerinden olmak üzere toplam 1770 gün için prim ödendiği, 506 sayılı Yasa kapsamında 01.02.1987-31.03.2005 arasında 2445 gün sigorta hizmetinin bulunduğu, 22.08.2012 tarihli dilekçesinde 31.12.2012 itibari ile tarım sigortalığının sonlandırılarak emeklilik tarihinin ve gün sayısının bildirilmesini istediği, bu belgede adresinin ... olarak yer aldığı, bunun üzerine Sosyal Güvenlik Denetmeninden inceleme istendiği, kurum denetmeninin hazırladığı 20.02.2013 günlü raporun muhtar İbrahim Yabancının alınan ifadesinde, davacının 1990 dan bu yana ... da ikamet edip en son 5 sene önce köye gelip gittiğini gördüğünü, köyde herhangi bir iş yapmadığını beyanı üzerine tanm sigortalılığının başlangıç itibari ile iptal edildiği, işbu davanın kurum işleminin iptali istemi ile açıldığı anlaşılmakla, dosya kapsamından davacının 2925 sayılı Yasa kapsamında fiili çalışmasının olmadığına yönelik mahkemece yapılan değerlendirme yerinde bulunmuş ise de; davacının pirimleri ödemesi karşısında mahkemece 506 sayılı Yasa’nın isteğe bağlı sigorta şartlarını düzenleyen 85. maddesinin somut olay bakımından tartışılıp değerlendirilmemesi isabetli bulunmamıştır.
Zira somut olayda davacının 01.06.2002-28.07.2004, 01.04.2005- 30.11.2012 dönemlerinde düzenli olarak prim ödediği, isteğe bağlı sigortalı olmak konusunda iradesini ortaya koyup koymadığı değerlendirilmelidir. Davalı Kurumca da primler itirazsız tahsil edildiğine göre; davacının işbu talebinin isteğe bağlı sigortalı olarak değerlendirilmesi gerektiği kabul edilerek, 2002-2012 tarihleri arasındaki ve primleri ödenen dönem yönünden, 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olduğu dönemler dışında, davacının prim ödemelerine karşılık gelen 506 sayılı Kanunun 85.maddesi kapsamında isteğe bağlı SSK sigortalılık süresi hesaplanarak prim ödemelerinden itibaren 4-a isteğe bağlı sigortalılığı belirlenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.07.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.