
Esas No: 2017/14052
Karar No: 2018/5599
Karar Tarihi: 19.06.2018
Nitelikli dolandırıcılık - Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/14052 Esas 2018/5599 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Dolandırıcılık suçundan; beraat
Resmi belgede sahtecilik suçundan; mahkumiyet
I- Katılan vekilinin sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
Sanığa yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanığın, resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Serbest muhasebeci ve mali müşavir olan sanığın, e-bildirge kullanıcı kodu ve şifresi alarak ...’nu fiilen çalışmadığı halde katılan ...’ın yanında çalıştığı yönünde bildirimde bulunduğunun, bu suretle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; suça konu bildirgelerin asıllarının ya da onaylı suretlerinin dosya arasında bulunmaması, dosyada bulunan 07.01.2005 tarihli işe giriş bildirgesinin ise sanığın kendi işyeri ile ilgili bildirimi olması, katılanın işyeriyle ilgili işe giriş bildirgelerinin kim tarafından verildiğinin ve bilgisayar ortamında verilip verilmediğinin araştırılmamış olması karşısında; sözkonusu bildirgelerin, kim tarafından verildiğinin ve bilgisayar ortamında verilip verilmediğinin araştırılması; e-bildirge, imza ve şifre ile bilgisayar ortamında işe giriş bildirgelerinin verilmesi halinde, sahte oluşturulmuş maddi varlığı haiz, somut bir belge olmadığından eylemin bu hali ile TCK"nın 244/2-3. maddelerinde düzenlenen sisteme veri yerleştirme suçunu oluşturacağı; fiziki olarak verildiğinin tespiti durumunda ise, işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün suç tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu"nun 2-A maddesinde belirtilen "muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu" kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Kanunun 47. maddesine göre, sözü edilen meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı cihetle, sanığın fiilinin 5237 sayılı TCK"nın 207/1 ve 43. maddeleri kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilerek; suça konu belge asılları dosya arasına alınıp, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğundan, suça konu belge asılları incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve aldatma niteliği olup olmadığı belirlenerek sanığın fiilinin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik inceleme ve yanlış nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı,
Bu nedenle bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.06.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI:
Öncelikle belirtmek gerekir ise "Suç tarihinin 07.01.2005 olduğu" konusu ile sanığın eyleminin "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu" oluşturmadığı konusunda sayın çoğunluk ile aramızda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
İhtilafın özü ise sanığın eyleminin "Özel Evrakta Sahtecilik" suçunu mu yoksa "Sisteme Veri Yerleştirme" suçunu mu oluşturduğu ve bu anlamda dava zamanaşımı süresinin gerçekleşip gerçekleşmediği ile ilgilidir.
Dairemizin istikrar kazanmış uygulamalarında (ve çoğunluk görüşüne göre de); işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olduğu, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu"nun 2-A maddesinde belirtilen “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olmadığı bu nedenle gerçeğe aykırı işe giriş bildirgesi düzenleme eyleminin 3568 sayılı yasanın 47. maddesine göre, anılan meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı benimsenmiştir.
Dairemiz uygulamalarında; sahte oluşturulmuş maddi varlığı haiz, somut bir belge düzenlenerek işe giriş bildirgesi verilmesi halinde 5237 sayılı TCK"nun 207/2 (765 sayılı TCK"nun 345) maddesi hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmektedir:
"Muhasebecilik yapan sanığın, Barış Başözen, Mesut Erdal ve Yavuz Gültekin hakkında sahte işe giriş bildirgeleri düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün suç tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu"nun 2-A maddesinde belirtilen “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Yasa"nın 47. maddesine göre, anılan meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı cihetle, eyleminin 765 sayılı TCK"nın 345, 80. (5237 sayılı TCK"nın 207/1, 43.) maddeleri kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 04.03.2005 tarihinden, hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması," (11. Ceza Dairesi; 07.11.2017 tarih ve 2015/8131 Esas - 2017/ 7524 Karar )
Muhasebeci olan sanığın, Y.Ş."nin bakkal dükkanında fiilen çalışmadıkları halde bazı işçileri çalışmış gibi göstererek ise giriş bildirgeleri düzenleyerek SGK"ya verdiğinin iddia olunması karşısında subüta eren eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nun 207/1, 43/1. maddelerine uyan zincirleme şekilde özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan hüküm kurulması" (11.Ceza Dairesi; 20.10.2015 tarih ve 2013/18523 Esas -2015/29867 Karar)
"Suç tarihinde serbest muhasebeci olarak görev yapan sanık M. M.’nun diğer sanıkları işyerinde çalışıyormuş gibi göstermek için sahte işe giriş bildirgesi düzenleyip Sosyal Güvenlik Kurumuna vermesi biçiminde gerçekleşen olayda; işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 9. maddesi ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 8. maddesi uyarınca işverene ait olması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu"nun 2-A maddesinde belirtilen “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Yasa"nın 47. maddesine göre, anılan meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı cihetle, sahtecilik eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 207/1 maddesi kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı" (11.Ceza Dairesi; 09.02.2017 tarih ve 2017/407 Esas- 2017/809 Karar)
Yine Dairemiz uygulamalarında; 5237 sayılı TCK"nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra şifre ile bilgisayar ortamında işe giriş bildirgesi verilmesi halinde 5237 sayılı TCK"nun 244/2-3 maddesi hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmektedir:
"a) Suça konu şifre ile bilgisayar ortamında işe giriş bildirgelerinin verilmesi eyleminde, sahte oluşturulmuş maddi varlığı haiz, somut bir belge olmadığı, eylemin bu hali ile TCK"nun 244. maddesinin 2. fıkrasında yazılı sisteme veri yerleştirme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Kabule göre de; işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 8. maddesi uyarınca işverene ait olması, düzenlenen belgelerin 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu"nun 2-A maddesinde belirtilen “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Yasa"nın 47. maddesine göre, anılan meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı cihetle, sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nun 207/1. maddesi kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve Arif Çifçi, Süleyman İlker Özcan ve Murat Sarıkçı yönünden, bildirgelerin düzenlendiği tarih aralıkları dikkate alınarak sanıkların fiillerinin her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun karar yerinde açıklanıp tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde TCK"nun 204/2 ve 43. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması," (Yargıtay 11. Ceza Dairesi ; 12.05.2016 tarih ve 2014/11539 Esas- 2016/4486)
"Sanığın, H. G,, H. H. A., H. İ. K., Y. İ., M. S., S. K., O. O., A. A, A. E., M. Ç., İ. Y. ve C. D. isimli kişileri katılan K. B."a ait inşaatta çalışmadıkları halde çalışıyorlarmış gibi göstererek sistem üzerinden sigorta işe giriş bildirgeleri düzenlediği iddiası ile açılan davada; şifre ile bilgisayar ortamında işe giriş bildirgelerinin verilmesinden ibaret eylemin TCK"nun 244/2, 43/1. maddelerinde yazılı zincirleme şekilde sisteme veri yerleştirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi," ( Yargıtay 11.Ceza Dairesi ; 06.03.2017 tarih ve 2015/2835 Esas -2017/1606 Karar)
Somut olayda:
Sanık hakkında dava açan belge olan 29.12.2011 tarihli iddianamede eylemin: "Şüphelinin Konya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasına kayıtlı, serbest muhasebeci olarak çalıştığı, müşteki ..."ın muhasebe işlemlerini de yürüttüğü, ..."nun şüphelinin yanında çalıştığı,
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 82 34 9.042 sicil numarası ile kayıtlı şüphelinin iş yerinde yapılan denetimde gerçeğe aykırı bilgi ve belge vermek suretiyle resmi makamları kandırdığının tespit edilerek hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, şüphelinin kendi yanında çalışan ..."nu muhasebe kayıtlarını tuttuğu ..."ın iş yerinde çalıştığı şeklinde SGK"ya 07/01/2005 tarihinde bildirimde bulunduğu, bildirimde bulunulan işe giriş bildirgesi aslının emanete alındığı,
SGK tarafından yapılan inceleme sonucunda, ..."nun ... yanında çalışır gösterildiği, tüm hizmetlerin iptal edilerek bu hizmetlerin ... adına kayıtlı muhasebe bürosu iş yeri dosyasına aktarılmasına karar verildiği,
3568 Sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu"nun 47. maddesinde belirtildiği üzere meslek mensupları, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı Türk Ceza Kanunu"nun kamu görevlilerine ait hükümleri uyarınca cezalandırılacaklarının belirtildiği, şüphelinin yaptığı iş nedeniyle kamu görevlisi sayıldığı, sahte işe giriş bildirgesi düzenleyerek kamu kurumunu ve Durmuş Ali Akkaş"ı dolandırdığı, tüm dosya kapsamından anlaşılmakla,
Şüphelinin eylemine uyan yukarıda yazılı sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, emanette kayıtlı sahte belgeninde müsaderesine karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur." şeklinde anlatılıp vasıflandırıldığı ve eylem ile suç tarihinin 07/01/2005 tarihli işe giriş bildirgesi ile sınırlandırıldığı, mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu ve " Sanığın eylemi suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 s.TCK. kapsamında değerlendirildiğinde; sanığın eylemine uyan resmi evrakta sahtecilik suçunun 204/2. maddesinde düzenlendiği, bu madde de öngörülen cezanın asgari hadinin de 3 yıl hapis cezasını gerektirdiği ancak 5237 s.TCK.nun da ayrıca 53. madde de düzenlenen hak mahrumiyetlerinin de uygulanmasının gerektiği, oysa 765 s.TCK.na göre kurulan hükümde aynı miktarda ceza verilmesine rağmen, herhangi bir hak mahrumiyetinin öngörülmediği anlaşıldığından 765 s.TCK. hükümlerinin sanık lehine olduğu kabul edilip, uygulanması cihetine gidilmiştir." şeklinde ki kabul ve gerekçe ile sanık hakkında 765 sayılı TCK"nun 339/1 ve 59. Maddesi hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK"nun 225 maddesi gereğince hükmün konusu duruşmanın neticesine göre İddianamede anlatılan fiilden ibaret olup Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 29.12.2011 tarihli iddianamesindeki anlatıma göre sanığın eylemi "kendi yanında çalışan ..."nu muhasebe kayıtlarını tuttuğu ..."ın iş yerinde çalıştığı şeklinde SGK"ya 07.01.2005 tarihinde bildirimde bulunma ve aynı tarihli işe giriş bildirgesi düzenleme" şeklinde gerçekleşen "Özel Evrakta Sahtecilik" suçu olduğu,
İstikrar kazanmış Dairemiz uygulamaları gözetildiğinde sahte oluşturulmuş maddi varlığı haiz, somut bir belge düzenlenerek işe giriş bildirgesi verilmesi halinde (ki somut olayımızda Bedri Yıldızoğlu adına fiziken düzenlenmiş 07.01.2005 tarihli belge aslının emanete alındığı ve emanetin 2011/7928 sırasına kayıt edildiği) özel evrakta sahtecilik suçunun oluşacağı ve somut olayda suç tarihinde yürürlükte bulunan sanığın lehine olan 765 sayılı TCK"nun 345 maddesi hükümleri ila dava zamanaşımı yönünden özel evrakta sahtecilik suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2. Maddesinde öngörülen dava zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği,
İddia ve kabulde eylemin "kendi yanında çalışan ..."nu muhasebe kayıtlarını tuttuğu ..."ın iş yerinde çalıştığı şeklinde SGK"ya 07.01.2005 tarihinde bildirimde bulunma" şeklinde, suç tarihinin de " 07.01.2005" tarihi olarak kabul edilip sınırlandırıldığı gözetildiğinde; suç tarihi olan 07.01.2005 tarihinde yürürlükte bulunmayan ve sonradan yürürlüğe giren aynı zamanda sanığın aleyhine olan 5237 sayılı TCK"nun 207/1, 244/2-3 maddeleri hükümlerinin somut olayda uygulanma imkanının bulunmadığı,
Somut olayımızda işe giriş bildirgesinin şifre ile bilgisayar ortamında değilde fiziken kağıt ortamında düzenlenerek SGK ya 07.01.2005 tarihinde verildiği, bu tarihten sonra da sanığın eylemlerine devam ettiği yada işe giriş bildirgesi verdiği düşünülse dahi bu durumun iddianamede fiil olarak anlatılmadığı ve dava konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak;
1-Sayın çoğunluk görüşünde olduğu gibi somut olayda 5237 sayılı TCK"nun 244/2-3 maddesi yada aynı kanunun 207/1 maddesi hükümlerinin uygulanacağı kabul edilse dahi 5237 sayılı TCK"nun 66 /1-e maddesinde öngörülen fevkalade dava zamanaşımının suçun işlendiği 07.01.2005 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği,
2-Kanaatimizce ise somut olayda 765 sayılı TCK"nun 345, 102/4, 104/2 maddeleri hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu durumda ise dava zamanaşımın suçun işlendiği 07.01.2005 tarihinden iddianamenin düzenlendiği 29.12.2011 tarihine kadar gerçekleştiği,
3-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararının onanmasına dairemizce karar verilmiş ise de bu eylem yönünden de 765 sayılı TCK"nın 504/7, 102/4 maddelerinde öngörülen 5 yıllık asli dava zamanaşımının suçun işlendiği 07.01.2005 tarihinden iddianamenin düzenlendiği 29.12.2011 tarihine kadar gerçekleştiği,
Anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sanık hakkında kurulan hükümlerin bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında "nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik" suçlarından açılan kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2 ile 5271 sayılı Kanun"un 223/8.maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 19.06.2018
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.