
Esas No: 2019/636
Karar No: 2021/1043
Karar Tarihi: 30.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/636 Esas 2021/1043 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/636 Esas
KARAR NO :2021/1043 KARAR
DAVA:İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/12/2019
KARAR TARİHİ:30/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 06/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ... ortak işletmek amacıyla ... unvanlı firmaya 40.000,00-TL sermaye eklediğini ve ek olarak müvekkili tarafından işyeri için elden bazı harcamalar yapıldığını, ancak davalı tarafın anlaşmaya uyulmayarak ticari işletmeyi eşi ...'in üzerine yaptığını, ancak sunuları çeklerden de anlaşılacağı üzere ...'in çeklere aval vermesinin bir ortak işletme amacı içinde hareket ettiği anlamına geldiğini, bu nedenle müvekkilinin ortaklık payının devrine yönelik işlemlerin yapılması için ısrar ettiğini, ancak müvekkilinin davalılar tarafından oyalandığını, davalının taraflar arasında yazılı bir anlaşma olmamasına güvenerek müvekkilinin hakkını düşündüğünü, müvekkilinin ortağı olduğunu zannettiği işyerinde üç ay civarında çalıştığını, bu süre zarfında şirket hesaplarındaki olağandışılığı fark ettiğini, bunun üzerine yaptığı masrafları ve koyduğu sermayenin iadesini talep ettiğini, davalılar tarafından müvekkilinin ortaklığının tesciline ilişkin işlemler yapılmadığını, müvekkilinin iadesini talep ettiği sermaye ve masraflarında verilmediğini, bu nedenle davalılar aleyhine icra takibine girişildiğini, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla neticeten icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20'sinden az olmamak kaydı ile davalının icra inkar tazminatı ödemesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 24/01/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle; davacının müvekkilleri ile ortaklık kurma anlaşmalarının bulunduğuna dair beyan ve iddialarını kabul etmediklerini, taraflar arasında sözlü yada yazılı bir ortaklık anlaşmasının bulunmadığını, davacı sermaye koyduğunu, masraf yaptığını iddia etmekte ise de bu hususta ileri sürmüş olduğu iddialarından başka yazılı her hangi bir belge sunmadığını, müvekkilleri ile davacı arasında ticari anlamda herhangi bir iş ilişkisinin de bulunmadığını, müvekkillerinin serbest ticarete başlamadan önce devlet memuru olarak çalıştıkları dönemde çalışma saatleri dışında davacının yanında ek iş yapmak sureti ile çalıştığını, taraflar arasındaki ilişkinin bundan ibaret olduğunu, davacının dayanak olarak sunduğu ödeme belgeleri ve senet fotokopilerinden de anlaşıldığı üzere müvekkillerine herhangi bir ödeme yapmadığını, yapılan ödemelerin tamamının ...' ya yapıldığını, düzenlenen senetlere müvekkili ...' in aval vermiş olmasının da söz konusu olmadığını, söz konusu senetlere aval verilmiş bile olsa bu müteselsil borçluluk ilişkisi doğurduğunu, asıl borç müvekkiline ait olmadığı için davacının kendi borcunu ödemiş olmasının müvekkili aleyhine sorumluluk doğuramayacağını, taraflar arasında herhangi likit bir borç alacak ilişkisinin mevcut olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
.... İcra Müdürlüğünün ... Esaslı dosyası dosyamız içeresine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 57.000,00-TL asıl alacağa 11.904,41-TL yasal faiz ile birlikte 68.904,41-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin 16/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içeresinde 17/01/2019 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 03.02.2021 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; “... şirketine ait ticari defter ve dayanağı belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından herhangi bir ticari defter ibraz edilmemiş olduğundan, incelememizin dava dosyası üzerindeki gerçekleştirildiği, dava dışı ... adına düzenlenen ödeme tarihleri 29/07/2016 ve 29/08/2016 tarihi olan iki adet 15.000-TL lik senedin mevcut olduğu, senetlerin altında davalı ...'in adı, soyadı ve imzasının mevcut olduğu, iki senedin de ... tarafından davacı ...'ın banka hesabından tahsil edildiği, ancak dosyaya bakıldığında bu senetlerin ne için yada hangi borca ilişkin düzenlendiğine ilişkin herhangi bir doneye rastlanılmadığı, davacının iddia ettiği yatırmış olduğu sermayeye ilişkin de dosyada herhangi bir doneye rastlanılmadığı ve davalı tarafından herhangi bir ticari defter ibraz edilmemesi sebebiyle de davacı iddialarına ilişkin bir tespit yapılamadığı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora yapılan itirazlar üzerine itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 01.04.2021 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davacı itirazlarının kabulü halinde, her türlü hukuki değerlendirme ve nihai kararın Mahkemeye ait olduğuna işaret edilerek. Dosyaya sunuları dava dışı ... adına düzenlenen ödeme tarihleri 29/07/2016 ve 29/08/2016 tarihi olan iki adet 15.000-TL lik senedin mevcut olduğu, senetlerin altında davalı ...' in adı, soyadı ve imzasının mevcut olduğu, senet ödemelerinin ise davacı tarafından yapılmış olduğu, iş bu senet ödemelerinin neden ödendiğinin anlaşılamadığı, ancak mahkemenizin davacı iddialarına itibar etmesi durumunda davacının iş bu iki adette toplam 30.000-TL lik senet bedelini davalıdan talep edebileceği, işlemiş faiz tutarının da 6.176,71-TL olduğu, diğer taleplerinin ise yerinde olmadığı değerlendirilmiştir” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı; davalı ... ortak işletmek amacıyla ... unvanlı firmaya 40.000-TL sermaye eklediği ve ek olarak işyeri için elden bazı harcamalar yapıldığı, ancak davalı tarafın anlaşmaya uyulmayarak ticari işletmenin eşi ...' in üzerine yapıldığı. Bunun üzerine ortaklık payının devrine yönelik işlemlerin yapılması için ısrar ettiği, ancak devir yapılmadığı gibi yapmış olduğu sermaye ödemesi ile diğer harcamalarında geri iade edilmediği, bunun üzerine davalılar aleyhine .... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlatımındadır. Davalılar ise; davacının ortaklık kurma ilişkisine ilişkin iddiasını talebin genişletilmesi olarak görüldüğünden kabul edilmediği, davacının sermaye koyduğu ve masraf yaptığı iddialarının da kabul edilmediği, taraflar arasında borcu doğuran bir belgenin de mevcut olmadığı, tanık dinlenmesine de muvafakat etmedikleri, davacının taraflarına bir ödemesi olmadığı, yapılan ödemelerin tamamının ... isimli şahsa yapılmış olduğu, senetlere aval verilmediği anlatımındadır.
Mahkemece 20/10/2020 tarihli celsesinde ... şirketine ait ticari defter ve dayanağı belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. 04/12/2020 tarihli inceleme esnasında davalı vekili tarafından: "davacı ...' in tacir olmadığını, diğer müvekkili ...' in de şahıs işletmesi olduğunu, üç yıldır beyan sistemine geçildiği için tarafına defterinin olmadığı beyan edilmiştir. İncelenmesi üzere içinde faturaların olduğu klasörü sunuyorum..." şeklinde beyanları mevcut olup, bu nedenle incelememiz davalı vekilinin sunmuş olduğu klasör ile dava dosyası üzerinden gerçekleştirilmiştir.
Dosyadaki mevcut belgelerin tetkikinde; ... ... şirketinin 20/01/2016 tarihinde ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... Ticaret Sicil nosu ile açılmış olduğu, 100,00 TL sermaye ile ...' in işletme sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada 29/08/2016 tarihinde dava dışı ... adına düzenlenen ödeme tarihleri 29/07/2016 ve 29/08/2016 tarihi olan iki adet 15.000-TL lik senedin mevcut olduğu. Senetlerin altında davalı ...' in adı, soyadı ve imzasının mevcut olduğu görülmektedir.
Yine dosyadaki ... Bankası dekontlarından anlaşılacağı üzere iki senedin de senet alacaklısı ... tarafından davacı ...' ın banka hesabından tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Yani senetlerin davacı tarafından ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak dosyaya bakıldığında bu senetlerin ne için yada hangi borca ilişkin düzenlendiğine ilişkin herhangi bir doneye rastlanılmamıştır. Dosyada davacının iddia ettiği yatırmış olduğu sermayeye ilişkin herhangi bir doneye rastlanılmamakla birlikte davalı tarafından herhangi bir ticari defter ibraz edilmemesi sebebiyle davacı iddialarına ilişkin bir tespit yapılamamıştır.
Ancak davacının diğer itirazlarında mevcut olan "ortak işletmek amacıyla ... unvanlı firmaya 40.000'er TL sermaye eklendiği..." iddialarına ilişkin dosyada herhangi bir doneye rastlanılmadığı, işletmenin açılış sermayesinin ise 100 TL olduğu ve ...' in işletme sahibi olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak bu dava bir İtirazın İptali davası olup, davacı tarafından .... İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı dosyası ile; 57.000,00-TL Asıl Alacak 11.904,41-TI, İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 68.904,41-TL üzerinden takip yapılmış olup, davalının vaki itirazı üzerine iş bu dava açılmıştır. Takip dayanağı olarak: “...04/08/2016 tarihli, 57.000,00-TL tutarlı asıl alacak, sebepsiz zenginleşmeye dayalı ortaklık için konulan bedelin iadesi, ödeme dekontları, senetler...” gösterilmiştir.
Burada amaç alacağın tahsili değil ... unvanlı adi şirketin fesih ve tasfiyesidir.
Adi ortaklık sözleşmesi, TBK. 620/1 md. göre iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.
Türk Borçlar Kanunu'nun adi şirkete ilişkin 620 ve onu izleyen maddeleri gereğince, adi ortaklığın kurulabilmesi için, yazılı şekil gerekli olmayıp, sözlü olarak da yapılabilir.
Adi ortaklık, ortakların anlaşması durumunda, onların kendi aralarında tasfiye edilebilir. Şayet ortaklar arasında tasfiye konusunda anlaşma sağlanamamışsa, bu durumda her ortağın mahkemeye başvurarak tasfiye talebinde bulunabileceğini kabul etmek gerekir. Bu başvuru açıkça ortaklığın tasfiyesini istemek şeklinde olabileceği gibi, tasfiyeyi ifade eden başkaca talepler de tasfiye yapılması için yeterlidir. Örneğin; ortaklığın feshi istemi veya ortaklığa getirilen sermayenin iadesinin talep edilmesi, ortaklığın tasfiyesini isteme anlamına gelir.
Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639. maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.
Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.
Tasfiye usulünü düzenleyen TBK'nın 644. maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
Hal böyle olunca, mahkemece; ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde tasfiye işlemini gerçekleştirecek, ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir kişiyi tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır.
Ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakde çevirme işlemi (TMK'nın 634. maddelerinde düzenlenen resmi tasfiye işlemi kıyasen uygulanmak suretiyle) gerçekleştirilmeli, şayet bu mallar mevcut değilse değerleri bilirkişi marifetiyle saptanmalıdır.
Bu işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.
Bu yol takip edilmeksizin direk icra takibi yapılarak adi ortaklıktaki sermayenin tahsili yoluna gidilmesi mahkememizce uygun görülmediğinden bu davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-59,30-TL karar harcının peşin alınan 628,90-TL den düşümü ile kalan 569,60-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL'nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 8.210,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.