13. Hukuk Dairesi 2016/13851 E. , 2017/12534 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalılardan ..."un kardeşleri, diğer davalının ise ona borç veren kişi olduğunu, müteveffa babalarının kızı ..."a 3. kişilerin kullanacağı kredileri teminat altına almak amacıyla ipotek koydurtma yetkisi verdiğini, davalı ...un bu yetkiyi kötüye kullanarak kendi borcu için ipotek koydurduğunu, bu hususun ipotek akit tablosunda da açıkça yazdığını, verilen vekaletin kendi borcu için konulacak ipoteği kapsamadığını, vekalette yalnızca 3.kişilerin kullanabileceği kredilerin teminatını teşkil etmek üzere verildiği açıkça yazdığından diğer davalının da kötüniyetli olduğu ve davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerinin göstergesi olduğunu ileri sürerek ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılan ... 3. İcra Müdürlüğünün 2013/9486 E. sayılı icra takibinde borçlu olmadıklarının tespitine, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde tapuya kain 6167 ada 2 parselde bulunan 2 numaralı bağımsız bölüm üzerine ..."ın ipotek koyabilme yetkisi olmadığının tespiti ile ... lehine konan ipotek yetkisiz ve sebepsiz olduğundan tapuda konulan ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddini istemiş, bu mümkün olmazsa davanın esastan reddini dilemiş,diğer davalı ise usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, görevsizlikle gelen dosyada davalı ..."ın ipotek koydurtma yetkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın REDDİNE, karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, müteveffa babası tarafından verilen vekaletin davalıların el ve işbirliği içerisindeki hareketleri sonucu kötüye kullanıldığını ileri sürerek, haklarında yapılan icra takibinde borçlu olmadıklarının tespiti, davalı ..."ın kendi borcu için ipotek koydurtma yetkisi bulunmadığının tespiti ile yetkisiz konulan ipoteğin fekkini istemiştir. Dosya kapsamında bulunan davaya konu ... 7. Noterliğinin düzenlediği vekalette ""... İPOTEK VERMEK: Sahibi bulunduğum; ... ili ... ilçesi ... köyü 2 parsel sayılı taşınmazda mevcut 1/48 arsa paylı zemin kattaki 2 nolu bağımsız bölümlü olup daire niteliğindeki taşınmaz üzerinde 3. ŞAHISLARIN kullanacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere hakiki ve hükmi şahıslar, bilcümle bankalar, bilimum şirketler, leasing şirketleri, bilimum finans kurumları lehine dilediği bedel şekil ve koşullarda dilediği sıra ve derecede her türlü ipotek vermeye..."" ibaresi bulunmaktadır. Dava konusu tapu kaydının incelenmesinde ise ..."ın diğer davalı ..."dan aldığı borç için ipotek konduğu, bir başka deyişle kendi borcu için ipotek koydurduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunana TBK"nın 505.maddesinde vekilin, vekalet verenin açık talimatına uymakla yükümlü olduğu, yine aynı kanunun 504. maddesinde vekaletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirleneceği ve vekilin özel olarak yetkili kılınmadıkça taşınmazı devredemeyeceği, bir hak ile sınırlayamayacağı düzenlemiştir. O halde mahkemece, davacının kendi borcu için ipotek koydurduğu gözetilerek, yukarda anılan mevzuat hükümleri ve düzenlenen vekalette verilen yetki de değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus hiç değerlendirilmeksizin yalnızca davacının ipotek koydurtma yetkisi bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.