22. Hukuk Dairesi 2017/9724 E. , 2018/64 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 1982 yılından 02.02.2001 tarihine kadar mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı Konya Araştırma Enstitüsünde aşçı yardımcısı olarak mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını, 02.02.2001 tarihinde daimi işçi kadrosuna geçtiğini, emekli olduğu 14.07.2011 tarihine kadar davalı işveren bünyesinde çalıştığını ancak daimi işçi statüsüne geçirilirken mevsimlik işçi statüsünde geçen hizmet süresinin dikkate alınmadığını, bu sebeple intibakının yapılarak ücret farkı, akdi ilave tediye ve yasal ilave tediye farkı ile kıdem tazminatı farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
10/04/1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298. maddesi uyarınca hüküm fıkrası ile gerekçe arasında veya tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olması bozma sebebidir.
Somut olayda, kısa kararda ve mahkeme ilamının hüküm kısmında davacının emeklilik tarihinde 9. derecenin 26. kademesinde olduğu yönünde tespitte bulunulmasına rağmen; gerekçe kısmında davacının dava tarihinde 16. derecenin 25. kademesinde olduğu tespitine yer verilmiştir. İlamın hüküm kısmı ile gerekçesi arasında belirtilen şekilde çelişki yaratılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.