
Esas No: 2015/36893
Karar No: 2017/12774
Karar Tarihi: 19.12.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/36893 Esas 2017/12774 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı avukatın önceden kendisinin ve şirketinin vekilliğini yaptığını, karşılıksız çek keşide etmekten dolayı hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğununu ve cezanın infazı için cezaevinde bulunduğu esnada davalının kendisini ziyarete gelerek çek bedellerinin ödenerek tahliyenin sağlanması hususunda kendi el yazısı ile taahhütname imzalayarak kendisine verdiğini, ancak davalının çek bedellerini ödememesi nedeniyle tahliyenin gerçekleşmediğini ve cezanın infazı tamamlanıp dışarı çıktıktan sonra davalı ile protokol imzalandığını, imzalanan protokole göre kendi borçlusu olduğu çeklerin 300.000,00 TL bedelli kısmını davalının ödeyeceği hususunda anlaşıldığını, karşılığında 3 adet 100.000,00 TL bedelli bono alındığını yedi emin sıfatı ile dava dışı ...’ye verildiğini, ancak davalı tarafından bu güne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, 10.04.2014 tarihinde ihtar çekilmesine rağmen de ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 300.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı def’ini ileri sürmüş, esastan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı ile imzalanan protokol kapsamında borçlusu olduğu çek bedellerinin davalı tarafından ödeneceğinin taahhüt edilmesi ancak ödeme yapılmaması nedeniyle kendisi tarafından ödenen bedelin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkeme, gerekçesinde, davalının davacıya ait borcu üstlendiği ve borcu ödediği ve davalının davacıya borcu olmadığı gerekçe gösterilerek esastan red sebebi oluşturulmuş, aynı zamanda borç ödeme vaadinin üzerinden 5 yıldan fazla süre geçmiş olması nedeniyle zamanaşımından davanın reddine karar verilerek usulden red sebebi oluşturulmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, bir davada hem usulü hem de esastan reddi gerektiren sebepler var ise davanın öncelikle usulden reddi gerekir. Bir başka deyişle görülmekte olan davada hem usulden ve hem de esastan ret gerekçesi oluşturularak karar verilmesi olanaksızdır. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.