
Esas No: 2016/18612
Karar No: 2017/8925
Karar Tarihi: 07.11.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/18612 Esas 2017/8925 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde feragat nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, davacının Mahkemeye ibraz ettiği 07/06/2016 tarihli feragat dilekçesiyle davasından feragat etttiği, 12/07/2016 tarihli duruşmada ise davadan feragat etmek istemediğini bildirdiği, Mahkemenin davanın feragat nedeniyle reddine karar verdiği, davacı vekilinin temyiz dilekçesi ile davacının feragate ilişkin iradesi hususunda, davalı tarafından hata ve hile yolu ile aldatıldığını ileri sürerek temyiz isteminde bulunduğu görülmektedir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri feragattir. Davadan feragat davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile olur. Feragatin geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine gerek yoktur. Çünkü davacı davasından feragat etmekle, yalnız davasını geri almakla yetinmemekte, bilakis dava konusu yapmış olduğu haktan vazgeçmektedir .
Hemen belirtilmektedir ki, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez ( rücu edemez); feragat ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK. Madde 23 vd ), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.
Keza, 6100 sayılı HMK"nun 311. maddesi, ""feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir."" hükmünü öngörmektedir.
Yapılacak iş; mahkemece, davacıya temyiz dilekçesinde belirttiği feragatin hile ve hataya dayalı olduğu, iradesinin sakatlandığı, iddialarına ilişkin delillerini bildirmesi için önel vererek, feragat aşamasına hangi şartlarda geldiğini, feragat dilekçesi verilmesi aşamasında hata, hile veya korkutma gibi irade fesadına konu eylemlerin olup olmadığını etraflıca araştırmak ve hasıl olacak sonuca göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
07/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.