17. Hukuk Dairesi 2016/17537 E. , 2019/7588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından talep edilmiş, davalılar ... ve ... vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.6.2019 Çarşamba günü davacılar vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafın gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 10.09.2011 tarihinde, müvekkillerinin murisleri ..."ın sevk ve idaresindeki davalılardan ... Sigorta ...nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçla, diğer davalıların sürücüsü, işleteni, kasko sigortacısı, ticari filo artan sigortacısı, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın çarpışması sonucu, sürücü muris ... ile aynı araçta yolcu olarak bulunan ..., ... ve ..."ın vefat ettiğini, davacı ... "in ise yaralandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ... için 150.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi, davacı ... için 100.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi, davacı ... için 20.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketlerinin poliçe limitleri kadar) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile; davacı ... için 2.589,03 TL ve davacı ... için 30.712,19 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ... ve ... yönünden olay, davalı ... yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline; davacıların cenaze, defin ve tedavi giderine ilişkin talepleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına; davacı ... için 50.000,00 TL, davacı ... için 50.000,00 TL ve davacı ... için 75.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ... yönünden olay, davalı ... yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline; davalı Yapı Kredi Sigorta yönünden açılan maddi ve manevi tazminat davalarının reddine; davalı ... yönünden açılan maddi ve manevi tazminat davalarının reddine; davalı ... yönünden açılan manevi tazminat davasının reddine; davalı ... yönünden açılan maddi tazminat davasının reddine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile cenaze ve defin gideri istemine ilişkindir.
10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Gerekçenin hükümle farklı olması halinde bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda, mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararın; 2.bendinde davacı ... lehine kabul edilen maddi tazminatın, 5.bendinde davacı ... lehine kabul edilen manevi tazminatın ve 6.bendinde davacı ... lehine kabul edilen manevi tazminatın, davacı ..."a verilmesi yönünde hüküm kurulmuş, mahkemece gerekçede maddi hata yapıldığı belirtilerek kısa kararın 2, 5 ve 6.bentleri değiştirilerek kısa kararla gerekçeli kararın hüküm kısmı arasında çelişki oluşturulmuştur. Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmı arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de,
Mahkemece, davacı ..."in 20.000,00 TL"lik destekten yoksun kalma talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre davacılar vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ile ..."ya geri verilmesine, 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.