8. Hukuk Dairesi 2014/9787 E. , 2015/9464 K.
"İçtihat Metni" İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklı ..... tarafından borçlu aleyhine Aile Mahkemesi"nin 07.03.2007 tarih ve 2005/60 Esas, 2007/99 Karar sayılı nafaka ilamına dayalı olarak başlatılan ilamlı takipte; borçlu İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; alacaklıya karşı nafaka ödeme yükümlüsü olmadığını, müşterek çocuk adına açtığı banka hesabına nafaka bedellerini yatırdığını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda, borçlu ....."ün müşterek çocuk hesabına 31/10/2012 takip tarihine kadar 5.520,00 TL, takip tarihinden sonra 616 TL olmak üzere toplam 6.136,00 TL yatırdığı, yatırılan paranın tenzili sonucunda 357,23 TL fazla ödemede bulunduğu gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 337/1. maddesi gereği "Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir." ve yine Türk Medeni Kanunu"nun 329.maddesinde, küçüğe fiilen bakan ana veya babanın, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği şeklindeki yasal düzenlemeler ile çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması amacı ile nafaka yükümlüsü olabilecek kişiler "anne ve baba" olarak belirlenmiştir. Bu maddeler uyarınca, dayanak ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, lehine hüküm kurulan ve velayet hakkı kendisinde olan annedir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisinde olan anne tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir.
TMK"nun 328. maddesine göre de, babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, kendisinden yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Bu nedenle küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer.
Somut olayda takibe konu Aile Mahkemesi"nin 07.03.2007 tarih ve 2005/60 Esas, 2007/99 Karar sayılı ilamında; Aylık 150,00 TL iştirak nafakasının davalıdan (....."ten) alınarak davacıya (....."na) verilmesine hükmedildiği, kararın 27.04.20007 tarihinde kesinleştiği, icra emrinde ....."nun alacaklı olarak 6.313,00 TL birikmiş nafaka talep ettiği ve talep edilen dönemlerin müşterek çocuğun reşit olduğu 29.09.2009 tarihinden önceki 30 ayı kapsadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı anne olup borç 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 337/1. maddesi gereği velayet hakkı kendisinde olan anneye ödenmekle sona ereceğinden müşterek çocuk Hasret Şentürk hesabına yapılan ödemelerin nafaka borcundan mahsubu mümkün değildir.
Bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru değidir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4.(HMK"nun m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.