12. Hukuk Dairesi 2016/21630 E. , 2017/2100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu ... ile davalı borçlu ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK"nun 438. ve İİK"nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2-Borçlu ..."ın temyiz isteminin incelenmesinde;
Şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurup, ihalenin feshini istemeyen davalı borçlu ..."ın, şikayetçi borçlu ... tarafından ileri sürülen ihalenin feshi talebinin reddine dair kararı temyiz hakkı olmadığından, ..."ın temyiz dilekçesinin (REDDİNE),
3-Şikayetçi borçlu ..."ın temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde, ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/659 Talimat sayılı icra dosyasına gönderilen talimat üzerine, talimat icra müdürlüğünce yapılan ihale nedeniyle şikayetçi borçlunun, sair fesih nedenleri ile birlikte satışa esas alınan kıymet takdiri raporuna itiraz üzerine verilen icra mahkemesi kararının yok hükmünde olduğunu, kararın çelişkili olduğunu, karardaki hatanın esasa etkili bir hata olduğunu ve tarafına gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek 07/09/2015 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmektedir.
Somut olayda, satışa esas olan kıymet takdiri raporunun alındığı ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2014/328 (Birleşen 2014/484) E. - 2015/338 K. sayılı kıymet takdirine itiraza ilişkin dosyada, alacaklı bankanın ve davalı borçlu ..."ın davalarının birleştirildiği, hükme esas alınan raporda, taşınmazın değerinin 48.370.763,00 TL olarak belirlendiği, mahkemece, asıl dosyadan alacaklı bankanın şikayetinin reddine, birleşen dosyadan borçlu ..."ın şikayetinin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Hükmün gerekçe kısmında, taşınmazın değerinin icra dosyasında belirlenen değerden daha yüksek olduğu anlaşıldığından, mahkemece 2014/328 Esas sayılı dosyasındaki asıl davada şikayetin reddi, birleşen 2014/484 Esas sayılı dosyasında ise şikayetin kabulü denilmek suretiyle hüküm kurulduğu, oysa taşınmazın tamamının ihale edildiği ve icra müdürlüğünce
alınan 16/04/2014 tarihli kıymet takdir raporunda, borçlunun taşınmazdaki 1/2 payı karşılığının 37.445,925,00 TL olduğu, ancak taşınmazın tamamının değerinin 74.891.850,00 TL olarak belirlendiği, hal böyleyken 74.891.850,00 TL olarak belirlenen taşınmaz kıymetinin, kıymet takdirine itiraz yargılamasında 48.370.763,00 TL olarak takdir edilmesine rağmen şikayetin kabulüne karar verilip, icra müdürlüğünce alınan rapordan daha düşük değerin tespitine karar verilerek, mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği ve kararın gerekçesinin, hüküm kısmına açıkça aykırılık teşkil ettiği görülmekte olup, icra müdürlüğünce, bu kararda belirtilen değer esas alınarak satış yapılması doğru değildir.
Öte yandan, şikayetçi borçlunun, süresinde kıymet takdirine itiraz etmediği düşünülse de, icra müdürlüğünce alınan kıymet takdirinin satışa esas alınmadığı, kıymet takdirine itiraz sonucu alınan raporun satışa esas alındığı, şikayetçi borçluya 09/07/2015 tarihinde tebliğ edilen satış ilanı tebligatının incelenmesinde de; beyanı alınan komşunun imzasının alınmadığı, imzadan imtina etmiş ise bu husus tebliğ mazbatasına yazılmadığı gibi, haber bırakılan komşu isminin de belirtilmediği görülmekle, borçluya, satış ilanının da Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği gözetildiğinde, şikayetçi borçlunun, satışa esas alınan kıymet takdirinden, satış ilanı tebliği ile haberdar olmadığı tabiidir. Kaldı ki borçlunun, bu hususlarla birlikte satışın durdurulması talebi ile icra mahkemesine şikayette bulunduğu da görülmektedir.
O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlu ..."ın temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (3) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.