Abaküs Yazılım
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/405
Karar No: 2021/798
Karar Tarihi: 19.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/405 Esas 2021/798 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/405 Esas
KARAR NO : 2021/798

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 19/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/11/2015 günü saat 19.00 sıralarında sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı kamyonet ile Viranşehir istikametinden, ... istikametine doğru seyri sırasında olay mahalli ... kavşağa geldiğinde, seyir istikametine göre yolun solundan ... Mahallesi istikametinden gelerek kavşağa giriş yaparak doğrultu değiştirip sola dönüş yaparak ... istikametine doğru seyretmek isteyen sürücü ... idaresindeki ...plakalı kamyonet ile çarpıştıklarını, çarpışma sonucu ...plakalı kamyonette yolcu olarak bulunan müvekkili ...'nın yaralandığını, müvekkilinin yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasında müvekkilinin maddi zararının karşılanması için ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde ...esas numarasıyla dava ikame edildiğini, anılan dava dosyasında olaya ilişkin ... Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alındığını, raporda ... plakalı araç sürücüsünün %80, ... plakalı araç sürücüsünün ise %20 oranında kusurlu olduğu belirlendiğini, olay ile ilgili olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ...Sor. No'lu dosyası ile soruşturma açıldığını, şikayet yokluğundan 22/12/2015 tarih ve ... K. Sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verildiğini,... plakalı araç ... Sigorta'ya, ... plakalı araç ise ... Sigorta'ya sigortalı olduğunu, ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde... esas numaralı dava dosyasında müvekkilinin maluliyet durumunun tespiti için dosya ... Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kuruluna gönderildiğini, Kurul 09.02.2018 tarih ve 2894 sayılı raporu ile müvekkilin maluliyetinin oluşmadığını bildirdiğini, işbu rapora yapılan itirazın mahkemece kabul edilmeyerek karar verilmiş olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle her iki eli de bilek hizasından kırılmış olduğunu, kendisine plak ve vida ile tedavi uygulandığını, ancak müvekkilin bu süreçte tedavisine azami dikkat etmesine rağmen ne ağrıları kesildiğini ne de her iki elini rahatça kullanabildiğini, müvekkil durumunun tespiti ve raporlanması için ... Eğitim Araştırma Hastanesine müracaat ederek rapor talebinde bulunmuş olduğunu, 17.01.2019 tarih ve... nolu hasta/rapor numaralı ... Eğitim Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporunda müvekkilin sürekli tüm vücut fonksiyon kaybının %19 belirlediğini, anılan raporda da görüleceği üzere müvekkilin sağlık durumu her geçen gün daha da kötüye gitmekte ve iyileşmesi mümkün olmadığını, müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren kaza nedeniyle müvekkili lehine hesaplanacak tazminatın ödenmesi istemiyle davalı ... şirketine tüm evraklarla birlikte ... Kargo aracılığıyla başvuruda bulunulduğunu, davalı şirkete başvurularının ulaştığını ancak her iki davalı da başvurulara herhangi bir cevap vermediğini, tüm bu nedenlerle 50,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının, davalıların temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, Davacı taraf, gerekli belgeleri müvekkili Şirket’e eksik ibraz ettiğinden; müvekkili şirket gerekli işlemleri yaparak tazminat miktarını belirleyebilmesi ve ödeme yapabilmesi mümkün olmadığını, bu sebeple müvekkili şirketin temerrüte düşmesinin söz konusu olmadığını, eksik evrakların sunulmasından sonra tazminat talebinin değerlendirileceği, bu doğrultuda, davacı taraf gerekli belgeleri ibraz etmemek ve ödeme süresinin dolmasını beklememekle, kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olduğundan dava ikame etme hakkı bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirket, karayolları trafik kanunu’nun 91. maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası (zmms) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluk olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan tedavi evraklarının, yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesi hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu marifetiyle özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda tespit ettirilmesi gerektiğini, davacı yanın herhangi bir talebi olmamakla birlikte kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirket poliçe kapsamında davacının tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş görmezliğe ilişkin tazminat talebi ile sair tedavi giderleri ve bakıcı gideri taleplerinden sorumlu olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için aksi düşünülür ve dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilir ise; haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılacak maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerekeceğini, bu kapsamda tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması gerektiğini, ayrıca yine dava konusu trafik kazası ile ilgili açılmış bulunan ceza davası, bu dava da doktrin ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz istenilmesi de son derece hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle; davanın usulüne yönelik itirazlar dikkate alınarak, başvuru şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde SGK tarafından yapılan-yapılacak ödemelerin müvekkili şirketin sorumluluğundan tenziline, tarafların kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına, Davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi tarafından “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre rapor alınmasına, Tazminat oranı ve miktarının tespiti için, yukarıdaki hususlar tamamlandığında aktüer bilirkişiden rapor alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; .. 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile hüküm kurulmuş, mahkemece verilen kararda kalıcı iş göremezliğin bulunmadığı tespit edildiğini, bakıcı ve geçici tazminat yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, mahkeme kararında davacının maluliyetinin bulunmadığı açıkça tespit edildiğini, kesin hüküm sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketiin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağı, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, sağlık kurulu raporlarının yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, kaldı ki kesin hüküm teşkil eden kararda da görüleceği üzere davacının maluliyetinin bulunmadığını, geçici iş göremezlik giderinden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağı, kaza tespit tutanağından ve dava dilekçesinden anlaşılacağı üzere davacı kaza sırasında araç içerisinde yolcu olarak bulunduğunu, dava konusu olayda hatır taşımasının olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, tespiti halinde TBK. 51. ve 52. maddeleri uyarınca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber mahkemece faize hükmedilmesi halinde, faiz başlangıç tarihi dava tarihi ve hükmedilecek faiz türü yasal faiz olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, 07/11/2015 günü dava dışı ... sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın içinde yolcu konumunda bulunan davacının kaza geçirmesi ve yaralanması sonucu talep edilen sürekli iş göremezlik talebinin davalı ... şirketlerinden talebinin yerinde olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Deliller toplanmış, ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin... Esas dosyası ile taraflarca ibraz edilen deliller ile toplanılması talep edilen deliller celp edilip incelenmiştir.
Öncelikle; davalıların zamanaşımı def'inde bulunarak, davanın reddini savunmuş olmaları nedeniyle, trafik kazası sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçların olup olmadığının anlaşılması yönünden mahkememizce maluliyet raporu alınmak suretiyle;Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 17/06/2019 tarih ve 2016/14700 E. 2019/7655 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere;
"Bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
Buna karşılık ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır. (HGK, 15.11.2000 gün ve: 2000/21-1609 K: 2000/1699, 4.HD 13.05.1980 gün ve 1980/3493-6206 sayılı; 26.01.1987 gün, 1986/7532 esas, 1987/485 karar sayılı kararı).
Gelişen durumun olmadığı bir durumda 07/11/2015 kaza tarihi ve 26/06/2019 dava tarihi dikkate alındığında gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekir. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir." Somut olayda değerlendirildiğinde, ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesince alınan ilk maluliyet raporunda sürekli iş göremezlik halinin olmayacağına dair tespit sonrası dava tarihi itibarıyla sonraki tarihli davacının muayene sonuçlarının değerlendirilmesi sonucu alınan yeni ATK maluliyet raporu sonucu davacının sürekli iş göremezlik durumu belgelenmiş olmakla gelişen bir durum olduğu anlaşılmakla davalıların zamanaşımı defileri mahkememizce yerinde bulunmamıştır.
Mahkememizce dosyamız tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek; ATK 2. İhtisas Kurulu'ndan , davacının kazadaki yaralanması ile sonraki tarihli muayene sonuçları ve dosya kapsamında alınan maluliyet raporları değerlendirilmek suretiyle, kazadaki yaralanmaya bağlı gelişen durum olduğunun tespiti, gelişen yeni durum olduğunun saptandığı, bu yeni durumun önceki rapor sonrasında ortaya çıktığı dosya kapsamından anlaşılması sonucu bu duruma göre de zamanaşımı süresinin dolmadığının tespitine karar verilmesi gerekmiş olup, davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının kaza tarihinde yürürlükte olan, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması sonucu davacının ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun 14.05.2020 tarihli raporunda davacının; davacının tüm vücut engellilik oranının %11 olduğu tespit edilmiştir.
Dosya üzerinde mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, Trafik Kazalarında Kusur ve Hasar Uzmanı Bilirkişi ...ve Tazminat Hesap Uzmanı Bilirkişi ... tarafından hazırlanan 28.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; olay mahallinde yolun 7mt genişlikte, geliş gidiş olmak üzere çift istikametli, ... kavşak, zemin asfalt ve kuru, vaktin gece, görüş far ışığı altında açık, mahal meskun dışı olduğu, olay mahallinde kaza tespit tutanağı tanzim edildiği, kaza krokisinde ... plakalı kamyonetin düz doğrultuda seyrini sürdürüp ... kavşağa geldiğinde, seyir istikametine göre yolun solundaki tali yoldan çıkarak anayola giriş yapıp doğrultu değiştirerek sola dönüşe geçen ... plakalı kamyonet ile kavşak mahalli içerisinde çarpıştıkları, her iki aracında hasarlı vaziyette kavşak mahalli içerisinde durdukları işaretlenerek kroki tanzim edildiği, kaza tespit tutanağı olay anlatımında, ... plakalı kamyonet sürücüsü ...'ın 2918 Sayılı K.T.K.unun 84/h (kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak) kuralını ihlal ettiği, ... plakalı kamyonet sürücüsü ...'nın ise aynı kanunun 52/1A (sürücüler araçlarının hızlarını kavşaklara yaklaşırken azaltmak zorundadırlar) kuralını ihlal ettiği kanaatine varıldığı, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen kusur raporunda özetle, ... kavşakta doğrultu değiştirip dönüşe geçen ve ilk geçiş hakkını vermeyen ... plakalı kamyonet sürücüsü ...'ın olayda %80 (yüzde seksen) oranında asli derecede kusurlu, ... plakalı kamyonet sürücüsü ise kavşaklara yaklaştığında hızını azaltmadığından dolayı olayda %20 (yüzde yirmi) tali derecede kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, bu duruma göre ; sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı kamyonet ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, mevcut sürati ile olay mahalli ... kavşağa yaklaştığı, kural gereği kavşaklara yaklaşan sürücüler hızlarını azaltmak zorunda olduğundan dolayı hızını azaltmadığı, olay mahalli ... kavşakta seyir istikametine göre yolun solundan tali yoldan gelerek anayola giriş yaparak doğrultu değiştirip sola dönüşe geçen kamyonet sürücüsünü gördüğünde yeterli mesafeden yoldaki mevcudiyetini belirtecek tarzda ikaz ve uyarıda bulunmadığı, dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı hareket ettiği, 2918 Sayılı K.T.Kunun 52/1A (kavşaklara yaklaşan sürücüler hızlarını azaltmak zorundadırlar) kuralını ihlal ettiğinden olayda tali derecede kusurlu olduğu, sürücü ... sevk ve idaresindeki... plakalı kamyonet ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, mevcut sürati ile olay mahalli ... kavşağa yaklaştığı, anayol taşıt trafiğini yeterince kontrol etmeden hatalı ve tehlikeli biçimde tali yoldan gelerek anayola giriş yapıp doğrultu değiştirip dönüşe geçtiği, anayoldan gelerek kavşağa giriş yapan kamyonet sürücüsüne ilk geçiş hakkını vermediği, önlemsiz şekilde çarptığı, dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı hareket ettiği, 2918 Sayılı K.T.K.unun sürücü asli kusurlarının belirtildiği 84 maddesinin kod 8 (kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak) kuralını ihlal ettiğinden olayda asli derecede kusurlu olduğu, hesaplama yöntemi hususunda; 26.04.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6704 sayılı torba yasada 01.06.2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Sigorta Poliçesi Genel Şartlarına atıf yapılmakta ve anılan Genel Şartlarda ve ekinde cismani zarar hesaplarının TRH-2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılacağı belirtilmektedir. Ancak; 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin E. 2019/40, K. 2020/40, T. 17.07.2020 sayılı kararı ile 26.04.2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ve 2918 sayılı KTK' nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “.... Ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda...” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edilmiştir. Hal böyle olunca; davacının maddi zararı TRH-2010 %1,8 teknik faiz yöntemine göre değil, PMF-1931 tablosu ve progressive rant yöntemine göre hesaplanacağı, davacının yaşı, bakiye ömür süresi ve sosyo-ekonomik durumu hususunda; 26.07.1971 doğumlu olan davacı ... 07.11.2015 kaza tarihi itibarı ile (44) yaşında olup, P.M.F-1931 yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (26) yıl ve muhtemelen (70) yaşına kadar yaşayabileceği, dava dilekçesinde davacının ev hanımı olduğu beyan edildiğinden talep ile bağlı kalınarak davacının ev hanımı olduğu kabul edilecek ve buna göre değerlendirme yapılabileceği, “Ev hanımı” olarak kabul edilen davacı, uğradığı maluliyete rağmen kaza tarihi itibarıyla (44) yaşından itibaren (26) yıllık muhtemel bakiye ömür süresi sonuna ve (70) yaşına kadar kendi evi hizmetlerinde aktif çalışmasını devam ettirebileceği, kaza tarihindeki (44) yaşından itibaren (70) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif hayat süresi (26) yıl olduğu, davacının geçici ve sürekli işgücü kaybı (maluliyet) durumu hususunda; ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun 14.05.2020 tarihli raporunda davacının; davacının tüm vücut engellilik oranının %11 olduğu, geçici iş göremez ve %100 malul sayılan sürenin ise (4) ay olduğu belirtildiği, davacının geçici iş göremezlik zararı ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesince hüküm altına alındığından ve dava dilekçesinde de sadece sürekli iş göremezlik maddi zararı talep edildiğinden işbu raporda geçici iş göremezlik maddi zarar hesabı yapılmayacağı, buna göre; davacının %11 oranındaki sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi zararı sürekli iş göremezlik başlangıç tarihi olan 07.03.2016 tarihinden itibaren hesaplanabileceği, davacının işlemiş aktif devre (bilinen dönem) kazançları hususunda; ev hanımı olan davacı bu olay sebebiyle maluliyete uğramasına rağmen kendi evi hizmetlerinde aktif çalışmasını devam ettireceği ve kendi evi hizmetlerinde çalışması karşılığı sarf etmesi gereken mesainin parasal değerleri yasal asgari ücretlerin net tutarının altında olmayacağı kabul edilerek kaza tarihinden itibaren günümüze kadar ve bilinen dönem içinde memleketimizde uygulanan yasal asgari ücretlere göre değerlendirme ve hesaplama yapılabileceği, ev hanımı olan davacının hesaba esas geliri bordro karşılığı olmayıp gelir vergisi ödenmediğinden vergi indirimi anlamında olan asgari geçim indirimi dikkate alınmadan yasal asgari ücretler netleştirilerek değerlendirme yapılabileceği, davacının işleyecek aktif devre (bilinmeyen dönem)kazançları hususunda; 07.11.2021-den itibaren işleyecek bakiye aktif devre sonuna kadar geçecek süre için Yargıtay 9.,10., 17. ve 21.Hukuk Dairelerinin bu konudaki Yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı ayrı %10 Artış ve yine her yıl için ayrı ayrı %10 ıskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılabileceği, İşleyecek aktif devre başında yıllık net kazanç - 2.557,59 TL x 12 Ay < 30.691,08 TL olduğu, davacının maluliyet maddi zararının hesabı hususunda; davacının ilk (68) Aylık işlemiş aktif devredeki maddi zararları 07.03.2016 - 07.11.2021 tarihleri arası geçmiş dönemi kapsamakta olup, Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere geçmiş dönemde uğranılan işlemiş maddi zararların herhangi bir ıskontoya tabi tutulması söz konusu olmadığından anılan (68) Aylık işlemiş aktif devredeki maddi zararları ıskontosuz olarak hesaplanabileceği, davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi zararının şu şekilde olduğu,
1) 5 Yıl + 8 Aylık İşlemiş Aktif Devrede, İskontosuz Maddi Zararı:
117.523,85 TL x %11,0 Maluliyet = 12.927,62-TL
2) 21 Yıllık İşleyecek Aktif Devrede %10 Artış ve %10 İskontolu Maddi Zararı:
491.057,28 TL x 11,0 Maluliyet =70.896,39-TL
3) Davacının Sürekli İşgöremezlik Maddi Zararı Toplamı = 83.824,01-TL
İndirim gerektiren hususların değerlendirilmesi hususunda; olayın meydana gelmesinde davacı kusursuz olduğundan kusur indirimine yer bulunmadığı, ... 10 ATM ... E. sayılı dosyada mevcut ve SGK ... İl Müdürlüğünün ... 10 ATM' ne verdiği 18.04.2017 tarihli müzekkere cevabında davacıya herhangi bir gelir bağlanmadığı belirtildiğinden rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmadığı, davacıya sürekli iş göremezlik maddi zararı için ödeme yapıldığına dair belge bulunmadığı, davalı ... tarafından yapılan ödeme bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik maddi zararlarına ilişkin olduğundan dikkate alınmayacağı, bu durumda; ödeme tenziline yer bulunmadığı, davacının nihai ve gerçek maddi zararı hususunda; yukarıda açıklandığı üzere indirim gerektiren bir husus bulunmadığı, buna göre; davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararı 83.824,01 TL olduğu, poliçe teminatı hususunda; ... plakalı araç davalı ...Ş tarafından ve ... plakalı araç ise davalı ... tarafından kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçeleri ile sigortalanmıştır. Böylece; davalı ... şirketleri sigortalamış oldukları araçların sürücülerinin kusurları oranında onların sorumluluğunu üstlenmiştir. Araç 09.05.2015-09.05.2016 vadeli ZMSS poliçesi ile davalı ... tarafından sigortalanmıştır. Böylece; davalı ... şirketleri sigortalamış olduğu aracın sürücüsünün ve işleteninin sorumluluğunu onların kusuru oranında üstlenmiştir. Kaza tarihi itibarı ile Hazine Müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçe limitleri sakatlık yönünden 290.000,00 TL olduğu, davacının; davalı ...Ş' nin %20 kusur sorumluluğuna isabet eden sürekli iş göremezlik maddi zararı (83.824,01 TL x %20 kusur) = 16.764,80 TL olup, 290.000,00 TL tutarındaki sakatlık teminat limitinin altında kaldığı, davacının; davalı ...' nin %80 kusur sorumluluğuna isabet eden sürekli iş göremezlik maddi zararı (83.824,01 TL x %20 kusur) = 67.059,21 TL olup, 290.000,00 TL tutarındaki sakatlık teminat limitinin altında kaldığı, temerrüt tarihi ve faiz hususunda; Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “....MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren (8) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar...” dendiğini, davalı ... şirketlerine gerekli tüm belgelerle birlikte dava öncesinde ihtar edildiği ve ihtarın 16.04.2019 tarihinde davalı ... şirketlerine tebliğ edildiği dosyada mevcut teslim belgesinden görülmüştür. Buna göre; 16.04.2019 tarihinin (8) iş günü sonrası olan 30.04.2019 tarihi davalı ... şirketleri temerrüt başlangıcını teşkil edebileceği, sigortalı araçların tescil belgelerinde kullanım amaçlarının hususi olduğu belirtildiğinden işleyecek faiz nev'i yasal faiz olduğu, sonuç olarak, ... plakalı kamyonet sürücüsü ...'nın davacı mağdur yolcu ...'nın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %20 (yüzde yirmi) oranında tali derecede kusurlu, ... plakalı kamyonet sürücüsü ...'ın davacı mağdur yolcu ...'nın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %80 (yüzde seksen) oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 83.824,01 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 30.04.2019 tarihi ve faiz nev'inin yasal faiz olduğu kanaati bildirilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da "... Karayolları Trafik Kanunu'nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu" yönünde karar verilmiştir.
Yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan dava dışı araç sürücüleri ve işleteni zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK'nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Somut olayda araçta yolcu konumunda bulunan davacının kazaya sebebiyet veren araçların trafik sigortacılarına karşı dava açmak suretiyle sürekli iş göremezlik tazminatı isteme hakkına sahiptir.
Tüm dosya kapsamı alınmış olan kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporlarına itibar edilerek, ... plakalı kamyonet sürücüsü ...'nın davacı mağdur yolcu ...'nın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %20 (yüzde yirmi) oranında tali derecede kusurlu,... plakalı kamyonet sürücüsü ...'ın davacı mağdur yolcu ...'nın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %80 (yüzde seksen) oranında asli derecede kusurlu olduğu, ... plakalı araç davalı ...Ş tarafından ve ... plakalı araç ise davalı ... tarafından kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçeleri ile sigortalanmış olduğu, Böylece; davalı ... şirketleri sigortalamış oldukları araçların sürücülerinin kusurları oranında onların sorumluluğunu üstlenmiştir. davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 83.824,01-TL olduğu, davalı trafik sigortacısı şirketlerin yasa gereği davacının işbu zararını poliçe limitleri dahilinde karşılanması gerektiği, ödenecek tazminatın davalıların sigorta poliçeleri teminat limiti dahilinde olduğu, temerrüt başlangıcının 30.04.2019 tarihi ve faiz nev'inin yasal faiz olduğu tespit edilmiş olduğundan, davacının davasının kabulü ile 83.824,01-TL sürekli iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihi olan 30/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı yana verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-) Davacının davasının KABULÜ ile 83.824,01-TL sürekli iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihi olan 30/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı yana verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.726,02 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 44,40 TL harç ve 287,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile noksan kalan 5.394,62 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.697,12 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.760,25 TL yargılama gideri ile 44,40 TL peşin harç,287,00 tamamlama harcı ve 44,40 TL başvuru harcı toplamı 2.136,05 TL'nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
6-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememiz gerekçeli kararının HMK 345 maddesi gereğince taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenebilmesi için tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır






Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 44,40TL
Tamamlama Harcı : 287,00 TL
Karar Harcı : 5.726,02 TL
Noksan Harç : 5.394,62 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.903,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.600,00 TL
Posta Giderleri : 160,25 TL





Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi