
Esas No: 2014/1437
Karar No: 2014/1437
Karar Tarihi: 19/7/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
YILDIRAY KARADAYI BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/1437) |
|
Karar Tarihi: 19/7/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ |
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör Yrd. |
: |
Gökçe
GÜLTEKİN |
Başvurucu |
: |
Yıldıray
KARADAYI |
Vekili |
: |
Av. Selim
ARIHAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/1/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddia dışındaki iddialar yönünden kısmi kabul edilmezlik kararı
verilerek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia
yönünden başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 19/2/2008 tarihinde gözaltına alınmış, İzmir
Cumhuriyet Başsavcılığının 20/5/2008 tarihli iddianamesiyle suç işlemek
amacıyla örgüt kurma, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını
işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açılmıştır. (Kapatılan) İzmir 8. Ağır
Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli) 12/6/2012 tarihli kararıyla
başvurucunun hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Temyiz
üzerine hüküm, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25/12/2013 tarihli kararıyla
başvurucu yönünden onanmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 19/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
10. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
12. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34)
13. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate
alınır (B.E., § 29).
14. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yargılamanın konusunun örgüt
faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilen tefecilik, nitelikli yağma, kişi
hürriyetinden yoksun kılma suçlarına ilişkin olduğu ve karmaşık nitelikte kabul
edilebileceği, Mahkemece on sekiz kez duruşma yapıldığı, duruşmaların yaklaşık
üç ay aralıklarla gerçekleştirildiği, yargılama sürecinde başvurucu hakkında
yakalama kararı çıkarıldığı, bu kararın 18/11/2008 tarihinde kaldırıldığı,
23/3/2012 tarihli duruşmada başvurucunun ve müdafiinin
bulunmadığı, başvurucuya isnat edilen suçun alt sınırının beş yıldan fazla
olması sebebiyle başvurucunun müdafiinin esas
hakkındaki savunması alınmadan karar verilemediği, bu nedenle başvurucunun müdafiine duruşmada hazır bulunması hususunda ihtarlı davetiye çıkarıldığı, davada dokuz sanığın
yargılandığı, temyiz incelemesinin ise yaklaşık 1 yıl 6 ay sürdüğü hususları
değerlendirildiğinde yaklaşık 5 yıl 10 aylık yargılama süresinin makul olduğu
sonucuna varmak gerekir.
15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
19/7/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.